Gezi’deki Hendeği Unutma – M. Sinan Mert
Türkiye Sosyalist Hareketi dünya, bölge ve ülke büyük altüst oluşların eşiğindeyken etkin bir politik aktör haline gelebilecek mi? 10 Ekim ve özellikle 1 Kasım sonrasında içine düşülen pasif halden çıkmak
Türkiye Sosyalist Hareketi dünya, bölge ve ülke büyük altüst oluşların eşiğindeyken etkin bir politik aktör haline gelebilecek mi? 10 Ekim ve özellikle 1 Kasım sonrasında içine düşülen pasif halden çıkmak
3. Dünya Savaşı’nın ya halihazırda içindeyiz ya da eşiğinde… Doğu Akdeniz’deki savaş gücü yığılması, her gün patlayan yeni gerilimler, giderek güçlenen savaşçı, ırkçı eğilimler kıyamet çanlarını çok güçlü çaldırıyor. Irak’ın
Geçtiğimiz hafta yaşadığımız olaylar, Erdoğan’ın Suriye Savaşı’ndaki yenilgiye mahkum ısrarının ve Kürt halkını özgürlükten mahrum bırakmak için sergilediği tarihin akışına ters inadın yarattığı kıyametin tezahürleri olarak da okunabilir. Rusya’nın Suriye
Paris saldırısı sonrasında tüm dünyada “daha fazla devlet, daha fazla güvenlik” rüzgarlarının estirildiği, toplumsal gerilimlerin hem ülkeler bazında hem de küresel ölçekte artmaya devam ettiği günümüz koşullarında ülkemizde de halk
Fransa’da, Lübnan’da, Silvan’da yaşananlar sonrasında genel olarak bir kıyamet konjonktürünün içinden geçtiğimiz giderek çok yalın bir biçimde belirginleşiyor. Bu konjonktürün oluşumunda sermaye ilişkisinin devamını sağlamak ve zenginlerin azalan karlarını arttırmak
1 Kasım seçimleri, devletin çeşitli zıt kardeş fraksiyonlarının bir araya gelerek halkların yarattığı bir demokratikleşme olanağını boğma girişimi olarak da okunabilir. Dolayısıyla bir seçimi gayri meşru kılabilecek tüm unsurları içermesine
Müzakere sürecinin dinamikleriyle şekillenen seçim sonuçlarını ortadan kaldırmak için savaş başlatmak ve o koşullarda seçimi yenilemek gerekiyordu. Koşullar değişince, sonuçlar da değişti. Erdoğan’ın etrafında nasıl bir blok oluştuğunu görüyoruz. Siz
Dilek Doğan öldü. Polis vurulmasını meşrulaştırabilmek için, abisinin polisin elindeki silahı almaya çalıştığı sırada yaşanan boğuşmada seken kurşunun Dilek’e isabet ettiğini iddia etmişti. Ancak abi gözaltına alınmamıştı. Katiller yine yalan
Yaşadıklarımızın absürtlüğü ile ağırlığı birbiriyle yarışıyor. Bir tarafta korkunç bir katliamın yarattığı muazzam bir öfke diğer tarafta Davutoğlu’ndan ardı ardına gelen saçma sapan açıklamalar. Onlarca HDP’linin öldüğü bir eylemi bir
10 Ekim 2015 Türkiye siyasi tarihinin kara sayfalarının en önemlilerinden birisi olarak tarihteki yerini şimdiden aldı. Erdoğan Batı’nın Kürdistan’daki direnişle rezonansa gelme çabasına büyük bir hunharlıkla saldırdı. Bu eylemin IŞİD’in