Workers Action Gurubundan 5. Enternasyonal Yorumu*
Çeviren: Ayşe TANSEVER
Aralık 2009
Kendilerini Workers Action diye adlandıran ve workerscompass.org sitesi etrafında toplanmış olan sosyalistler, 5. Enternasyonal önerisine ilişkin yorumlarını yayınladılar.
Workers Action, ABD merkezli Enternasyonal Marksist Eğilim’den kopar. Kopuşma sırasında Portland ve San Faransisco bölümleri onlara katılır. Bu guruba ayrıca “Alan Wooes” grubu deniyor ve Venezüella devrimine genel olarak olumlu baktıklarını söylüyorlar. Genel olarak İngiliz merkezli “Venezüella’ya Dokunmayın!” gurubu içinde yer alıyorlar.
Workers Action, Cindy Sheenan hattını inkâr ederken yapılan sekterlikler nedeniyle parçalandı. Aşağıda onların 5. Enternasyonal’e ilişkin yorumlarının çevirisi yer alıyor:
Chaves’in 5. Sosyalist Enternasyonal Çağrısının Önemi
Yakın zamanda tüm dünyadan çeşitli sosyalist ve sol partiler Venezüella’nın başkenti Karakas’ta bir konferans çerçevesinde toplandılar ve “Karakas Bildirgesi” denilen bir belgeye imza attılar. Venezüella Analysis’de çıkan metne göre Venezüella başkanı Hugo Chaves, kapitalizmin yenilmesi ve “21.yy Sosyalizmi’nin” kurulması için 5. Enternasyonal çağrısı yaptı.
Bu konferans ve resmi açıklama özelde sosyalistler, genelde ise dünya işçi sınıfı açısından son derece önemlidir. Öne çıkartmak istediğimiz bazı noktalar vardır.
İlk olarak, bildirgede kapitalizmin insanlık kadar, yaşamı da tehdit ettiği söyleniyor ve kapitalizmin “ekonomik kriz ile birlikte ekolojik kriz, gıda krizi ve enerji krizini birleştirdiği ve bu nedenle derhal sosyalizmin kapitalizmin yerini almasının gerektiği vurgulanıyor.
İkinci olarak, örneğin Venezüella ve Bolivya gibi bildirgeyi imzalayan bazı ülkelerin partileri büyük kitle örgütleridir, bu anlamda dünya sosyalist hareketinin yaratılması için güçlü kaynakları vardır.
Üçüncü olarak, bildirge “sosyalizmin yeniden inşası sürecinde temel ideolojik tartışmalar” için çağrı yapıyor.
Dördüncüsü, 3. Enternasyonalin Stalin önderliği altında yozlaşarak dünyadaki sosyalizm mücadelesine ihanet ettiğini kabul ediyor.
Sonuncusu ve en önemlisi, konferans bildirgesi Hugo Chaves’in 5. Enternasyonal çağrısını aldıklarını ve “bu girişimi destekleyen sosyal hareket, akım ve sosyalist partilerden bir “Çalışma Gurubu” yaratmak için oylama yapıldığını, ayrıca çalışma gurubunun bu küresel devrimci organın hedefleri, içeriği ve çalışma ilkelerini belirlemek için bir gündem hazırlayacağını” kaydediyor. Konferans bir de 2010 Nisan’ında bu yeni enternasyonali örgütlemek için Karakas’ta “kurucu bir etkinlik” çağrısı yapıyor.
5. Enternasyonal çağrısı, sosyalizm hareketinin gücünü daha iyi göstermek açısından dünya sosyalist parti ve hareketlerini birleştirici sihirli bir değnek olabilir. Uluslararası bazda sağlanacak bu yeni birliktelik tüm parçaların toplamından daha güçlü olacaktır. Dahası, sosyalist partilerin olmadığı ya da küçük olup dişe gelir bir güç oluşturmadıkları ülkelerde 5. Enternasyonal bir çekim potansiyeli taşır ve izolasyonun üstesinden gelir. Daha iyi bir dünya için mücadele verenlere bir moral ve umut olur. Bir avuç azınlığı müthiş zengin yaparken dünyadaki emekçi yığınları giderek yoksulluğa iten, çevreyi tamamen tahrip eden kapitalizmin günlük hayatlarına yaptığı saldırıya karşı örgütlenmelerinin ayrılmaz bir parçası olur.
Sosyalist partiler böylece enternasyonale katılarak, daha iyi bir dünya çerçevesinde devrimci değişikliği başarmada daha realist bir umut taşıma özlemlerine kavuşurlar. Teori ve pratik arasındaki ayrılmaz bağı hayata geçirme potansiyeli doğar.
5. Enternasyonal dünya emekçi halklarını kendilerini ezen kapitalist sınıfa karşı bir muhalefet olarak birleştirerek, birleşik cephe anlayışında içerilen stratejik yaklaşımı güçlendirir. Birleşik cephe her biri ayrı ayrı politik görüş ve düşüncede olsa da emekçi halkları bir araya getirip tek bir politik partinin üyesi olmaktan çok işçiler olarak birleştirir. Başka bir deyişle, çalışan insanları bir sınıf olarak, sınıf bilincinin gelişmesi anlamında birbirlerine bağlar.
Bu nedenle, emekçiler kuru bir ekmek parçası uğruna, kapitalist adaylardan birini ya da diğerini desteklemeye zorlanmaktan kurtulurlar ve kendi çıkarlarını savunmak için kapitalist sınıftan daha bağımsız davranabilmekte cesaretlenirler.
Dahası, birleşik cephe büyük işçi kesimlerini en başta kendi çıkarlarını savunma mücadelesini başlatmaya örgütleyerek onları devrimci perspektife kazanma mücadelesine hizmet eder. Devrimci perspektif açısından mütevazı sayılsa bile, en başta çalışanların kendilerinin kazanmak istedikleri, uğruna mücadele etmeye hazır oldukları konularla mücadeleyi yükseltir. Bu anlamda, birleşik cephe yaklaşımı dövüşmek istemeyen, temelde reformist olan sosyal demokrat yaklaşımdan farklıdır.
Sosyal demokratlar emekçilere bir şey vermek için kapitalistlere bakarlar ve onların sınırlarını kabul etmeye hazırdırlar. Birleşik cephe eğer yeterince devrimci bir içerik taşıyorsa mücadeleyi desteklemeye hazır olan sekter sol yaklaşımlardan da farklıdır. Örneğin eğer işçiler sadece daha yüksek ücret mücadelesi vermek istiyor ve sadece bunun için dövüşmeye hazırlarsa, birleşik cephe yaklaşımı bu mücadeleyi desteklemeye hazırdır. Sekter solcular, süreç içinde neredeyse işçilerin tümünü kendilerinden uzaklaştıracak bile olsa işçi taleplerine daha devrimci unsurları sokmakta ısrar ederler.
Birleşik cephe yaklaşımı, işçileri dövüşe yüreklendirerek onların günlük mücadele ile sosyalizm mücadelesi arasında bağ kurmalarını sağlamaya hizmet eder. Çünkü bir karşı durma eylemi ve bir dövüş örgütlemek, bu eyleme katılan herkesin bilincini temelden değiştirme ve onları devrimci bir yönelişe sokma potansiyeli taşır.
Bu başarılınca, işçiler ve kapitalistler arasındaki güç dengesi işçilerden yana değişir.
5. Enternasyonal çağrısı ciddi destek gerektirmekle birlikte, buna destek verenler bu yolda birçok tuzak olabileceği için uyanık olmalıdır. Bu enternasyonalin istemeyerek de olsa sosyalizm için dövüş vermek yerine kapitalizmi reforme etmekle yetinecek yeni bir sosyal demokratik yapıya yozlaşmasına izin verilmemelidir. Hatta Karakas Bildirgesindeki bazı formülasyonlar böyle sapmaları güçlendirmeye açık kapı bırakmak olasılığı olarak yorumlanabilir. “Kapitalist krizin odaklarından biri ekonomik merkezlerdir; bu da özel tekeller tarafından yönetilen dizginsiz serbest pazarın sınırları olduğunu gösterir.” Bazıları bunu, ‘birbiri ile rekabet halinde olan çok sayıdaki özel şirketler tarafından yönetilen serbest pazarlara devletin müdahale etmesine ihtiyaç olduğu ima ediliyor’ şeklinde yorumlayabilir.
Sosyalizm mücadelesi, uğrunda dövüşmeye değer her şey gibi uzun ve yorucu bir mücadeledir. Çıkış noktası olarak klasik Marksist çerçeveyi kullanırsak, sosyalizm için temel unsurlar şunlardır:
1. Ekonominin temel unsurları millileştirilir ve tüm nüfus tarafından demokratik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde çalışır. Böylece, başkalarının zararına zengin azınlığın kar oranını yükseltmeye değil, halkın çıkarlarına hizmet eder.
2. Halklar demokratik yollarla devleti denetlerler. Devlet halkları denetlemez.
3. Kaliteli eğitim (üniversiteler) ve sağlık bakımı temel insan hakkı olup, bedavadır. Kaliteli konutlar herkesin oturabileceği fiyatta olmalıdır.
4. Herkesin iyi ücretli bir iş garantisi vardır. İnsanlar sadece gerçekleştirdikleri emeğe göre ödüllendirilirler. Büyük insan kitlelerini işsizliğe mahkûm eden kapitalist sistemin aksine herkese iş garantisi vererek, çalışma saati düşürülebilir.
5. Çevre temizlenir ve doğanın kirletilmesi önlenir.
6. Hükümet yöneticileri her an geri çağrılabilir ve çalışanların aldıklarından daha fazla ücret alamazlar.
DÜNYA İŞÇİLERİ BİRLEŞİN!
*Bu yazıyı kaleme alanlardan Bill Leumer, International Brotherhood of Teamssters üyesidir. Ann Roberston, San Francisco State Universitesi’nde öğretmen ve California Faculty Assosation üyesidir.