Geçinemiyoruz, gırtlağımıza kadar borca battık.
Kanımızı iliğimizi kurutan şirketlerin karları rekor kırıyor, bizler borca battıkça bankaların ciroları patlıyor.
Devlet zengini sermayeyi koruyor.
İşsizlik Sigortası bile işsize verdiğinden çoğunu sermayeye aktarıyor. Enflasyonun %100 olduğu yerde iktidardan kart getirene devlet bankaları %20 ile borç veriyor, senin benim lokmamızdan kıstığımızı eşine dostuna dağıtıyor.
4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 25 bin, açlık sınırı 7 bin.
Bu koşullarda asgari ücret en az 15 bin olmalıdır.
Zaten bu ülkede asgari ücret asgari değil ortalama ücret haline geldi.
Yoksulluk sınırının altında bir ücretle, tefeci bankaların kurbanı olmadan ayakta kalabilmemiz için bir Sosyal Paket’e ihtiyacımız var.
- Kota dahilinde elektrik, su, doğal gaz ücretsiz olmalı!
- Temel ihtiyaçlar parayla satılamaz.
- Okullarda çocuklara öğle yemeği şart.
- İşe gidiş geliş saatlerinde ücretsiz ulaşım hak.
- Gelir ya da iş güvencesi bir zorunluluk.
Bunları istemek en doğal hakkımız, yaşamı üreten biziz. Ancak istememiz yeterli değil.
Çok istediğimizi, hak ettiğimizi alacağımızı göstermek ve seyirci kalmamak için bulunduğumuz her yerde meclisleşerek yanyana gelmeliyiz. Bu tabloyu ancak mücadele edersek değiştireceğiz.
Bizleri açlığa ve yoksulluğa mahkum edenlerle anladıkları dilden konuşmalıyız.
SODAP Meclisleri’nde yan yana gelelim, açlığa, yoksulluğa ve pahalılığa karşı güçlerimizi birleştirelim!
Dert bizde, derman örgütlü gücümüzde.