Dünyanın ve ülkenin içinden geçtiği kaotik koşullar sınıfın çıkarlarını apaydınlık bir şekilde görmemize engel olamıyor. Kapitalizmin krizinin derinleşmesiyle neoliberalizmin dünya kaynaklarını sömürmede artık sona gelmesinin açığa çıkarttığı sonuçlar; tüm dünyada bunalımlar şeklinde ilerliyor. Ülkemiz de kapitalizmin bu krizi sonucu ekonomik bir bunalım içerisindedir. OHAL, KHK rejimi otoriterleşmeyi arttırırken sınıf üzerindeki baskıları da arttırıyor. Şişecam’dan Petkim’e, Bony direnişinden Metal işçilerinin direnişlerine kadar sınıf kini büyümeye ve öfkesiyle kendini örgütlemeye devam ediyor.
Sermeyenin ve hükümetin sınıfa dönük son saldırısı kıdem tazminatının gaspı olarak görülmektedir. İşçi sınıfının mücadeleler tarihinden alıp getirdiği en önemli kazanımı olan kıdem tazminatı devlet eliyle fona aktarılarak sermayeye teşvik adı altında yağmalatılmak isteniyor. İşçi sınıfı açısından iş güvencesi ve geleceğin kazanılması anlamına gelen kıdem tazminatı ortadan kalkarsa kiralık işçilik uygulamaları ve kölece çalıştırılma koşulları da meşrulaştırılmış olacak. Bir anlamda patrona istediği zaman işçiyi işten çıkarma hakkının tanınması anlamına gelecek. Şu anda kıdem tazminatı hakkı gasp edilen işçilere patronun suç işlediğini anlatıyoruz. Bu sayede sermayenin bu hak gaspı yoluyla suç işlemesi yasal hale gelecek ve hak yemek suç olmaktan çıkmış olacak.
Turizm hizmet alanlarının özellikle kiralık-mevsimlik işçiliğin en yaygın olduğu alanlar olması itibariyle işçi, kölece çalıştırılabilir ve 6 aylık sezonlarda çalıştırılarak daha hakları oluşmadan iş çıkışı yapılabilir olarak görülüyor.
Sendikalı, toplu iş sözleşmeli çalışma tüm işçilerin anayasadan doğan hakkıdır. Turizm sektörü bu anlamda en temel hakların oluşmasının önü daha en baştan kesilmek istenen bir alandır. Örgütsüzlüğün ve kayıt dışı çalışmanın en yoğun olduğu turizm sektöründe işçiler bu bakımdan iş güvencesinin ve kıdem tazminatının işçinin geleceği açısından öneminin farkındalar. Bunun için de kiralık işçiliğe ve kölelik koşullarında çalışmaya, kıdem tazminatına yönelik saldırılara daha uyanık olmak durumundalar.
Konfederasyonumuz DİSK ve sendikamız Dev Turizm İş kıdem tazminatının kaldırılmasına dönük saldırılara karşı bir mücadele hattı çizmiştir. Ve sendikamız örgütlü gücüyle birlikte bu mücadelenin önemli bir parçası olacaktır. En son üç konfederasyonun kıdemin kaldırılmasına dönük ortak görüş açıklamasının ardından seyreltilmiş bir şekilde gündeme gelse de bu konuda sınıfın uyanıklığının devam ettirilerek tamamen gündemden kalkana kadar gözlerini bu konudan çekmemesi gerekmektedir.
Turizm sektöründe işçiler sigortasız ve sezonluk çalıştırıyor!
Türkiye’de 2,5 milyon insanın turizm sektöründe istihdam olduğunu biliyoruz. Üstelik bu sayının 1 milyon 800 bini sigortasız çalıştırılmaktadır. Turizmin en canlı alanlarından biri olan İstanbul’da 400 bin turizm işçisinin kışın sezondan gelip iş bulamadığı, bütün bir kış yazı beklediği bir sektördür. Ortalama altı ay boyunca asgari ücretle bir maaş için en az on iki saat mesai yapılmaktadır.
Bu çalışma koşullarının ağırlığı sebebiyle işçiler, turizm eğitimi alsa bile turizmde çalışmayı tercih etmiyorlar. Öte yandan sektörde işverenler de ucuz iş gücü kurnazlığı yaparak kalifiye işçileri tercih etmiyorlar. Daha şimdiden her pozisyon için eleman eksikliği hissedilmektedir.
Çocuk işçilik çok yaygın!
Otel işverenlerinin personel politikası stajyer öğrenciler üzerinden sürdürülüyor. Bu da çocuk işçiliği hızla büyütüyor. Özellikle Mc Daonalds, Burger King gibi uluslararası şirketlerde 18 yaşından küçük çocuklar uzun mesai saatleri içerisinde mobbinge maruz bırakılarak, sigortasız ve güvencesiz çalıştırılıyorlar.
En temel haklar yok sayılıyor!
İşçiler sezon sonu işten çıkarılırken, işverenden almaları gereken kıdem, ihbar tazminatları, mesai alacakları, resmi tatillerden ortaya çıkan alacaklarını alamıyorlar. Çoğunlukla işveren tarafına dava dahi açılamıyor. Turizm işçilerine sezon sonunda askıya alma denilen ve yasal karşılığı olmayan bir uygulama ile işten çıkartılmıyormuş gibi gösterilip ücretsiz izin veriliyor. Bu durumda işsizlik maaşına dahi başvurulamıyor. Kadın işçiler hamile olduklarında sezon sonu işten çıkartılıp sezon başında ise işe çağrılmıyorlar. Çağrılan kadın işçiler ise sezon boyunca hamile kalmayacakları taahhüdünde bulunmak zorunda bırakılıyorlar. Böylece sezon kadınlar için bir tuzak haline getiriliyor.
Bizler DİSK’e bağlı Devrimci Turizm İşçileri Sendikası ve bu sektörün çalışanları olarak yaşadığımız bu hak gasplarının beraber mücadele edilerek sonlanacağına inanıyoruz. Gücümüz de birliğimizden geliyor. Bunun için tüm sektör çalışanlarını sendikamız çatısı altında örgütlenmeye ve birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın Sınıf Dayanışmamız!
Dev -Turizm İş Sendikası İstanbul Şube Sekreteri
Saniye Evren