Belem Dünya Sosyal Forumu’nun Ardından: “Başka Bir Dünya Mümkündür”
Ayşe TANSEVER
5 Şubat 2009
Bugün “başka bir dünyanın mümkündür” e inananlar fazlalaştı. Slogan “zenginler Dünya Ekonomik Forumu”na alternatif olan, “yoksullar Dünya Sosyal Forumu”na ait. 2001 yılında küreselleşmenin kapitalist biçiminin yol açtığı yoksulluğa karşı bu şiarı bayrak yapıp Latin Amerika ülkelerinde toplanmaya başladılar. Dünyanın dört bir yanından anti-emperyalist güçler bir araya gelip Davos’a karşı yoksul halkların alternatiflerini belirliyorlar. Bu sene toplantı, Brezilya’nın Amazon ormanlarının içinde Belem kasabasında yapıldı.
Belem Dünya Sosyal Forumu (DSF) tahmin edilebileceği gibi Davos’tan çok çok daha kalabalıktı. Davos’a 2500 delege katıldı. Benem’de, çalışanlarla birlikte sayının 150 bin olduğu açıklandı. Davos’ta resmi, ciddi soğuk bir hava vardı. Her şey lüks içinde protokoller, korumalar ile geçti. Ama burada halklar genellikle çadırlarda birbirinden güzel etkinliklerle coşkulu, sıcak bir hava yaşandı. Katılımcılar, Amazon yağmurlarından da nasibini aldı.
Davos’a dünya liderleri her zamankinden büyük ilgi gösterdiler. DSF’ye de Latin Amerika solundan ilgi büyüktü. Hemen hemen tüm sol liderler katıldılar. Venezuela lideri Chaves, Bolivya’dan Eva Morales, Ekvator’dan Correa, Paraguay’ın yeni lideri ve Brezilya’dan Lula Forum’da birer konuşma yaptılar. Eskiden bir tek Chaves vardı, şimdi Latin Amerika’da sol liderler fazlalaştıkça katılanlar da artıyor.
Davos Forumu’nda dünya liderleri merkez ülkelerine, hem kendilerine dayatılan yeni liberal politikaların yol açtığı kriz nedeniyle çatıyor, hem de krizden çıkış yolu önermelerini istiyorlardı. Merkezleri bencil olmamaya, kolektif davranmaya çağırıyorlardı. Yani “halklarımızı daha fazla ezemeyiz, bir an önce bize yol gösterin” diye dilenirken, DSF’de toplanan liderler ise krizden çıkış yolunu gösterdiler. Halkları iktidar olmaya çağırdılar. Halklardan kaçmayıp kucaklarını açtılar. Halkların refahı için yapılması gerekeni ortaya koydular.
Sosyal demokrat çizgideki Lula, devlet yatırımlarını, yani devletin yoksula yeni iş alanları açmasını bir yol olarak gösterdi. Ayrıca devletin bankaları değil, yoksul halkı koruyucu önlem paketleri alması gerektiğini savundu.
Chaves ve Morales gibi liderler ise kendi gündemlerini ortaya koydular. Sosyal adalet, eşitlik için bambaşka bir dünya düzeni gerektiğini savundular. “Krizden çıkış yolu başka bir global yapılanmadır” dediler. Chaves kapitalizmin bu krizden nasıl çıkacağını bilmez şaşmış durumda iken en iyi taktiğin saldırı olduğunu söyleyerek DSF’yi saldırmaya çağırdı.
Bir ekonomist olan Ekvator lideri Correa, “krize çözüm sosyalizmdir” dedi. Devletin sosyal ve ekonomik kurumların halk tarafından denetlenmesini sağlayacak demokratik katılımcı bir yapı kurmasının gerekli olduğunu savundu. Bu anlamı ile DSF, krize karşı bir alternatif hedef gösteriyordu. Başka bir dünyanın mümkün olması için gereken yol işaret edildi.
DSF kapanırken yıl içinde krize karşı kitleleri harekete geçirmeyi planlayan bir dizi eylem kararı alındı. Kıtalarına, ülkelerine geri dönen sol örgütlenmeler, yıl içinde tüm dünyada ortak bazı eylemler yapacaklar.
İlk eylem 2 Nisan’da Londra’da yapılacak G-20 toplantısını hedef alıyor. 28 Mart-4 Nisan tarihleri arasında bir hafta boyunca tüm dünyada çeşitli gösteriler düzenlenecek. G-20 ülke liderlerine yoksul halkların gücü hissettirilmeye çalışılacak. G-20 üyesi olan Brezilya ve Arjantin liderleri bu toplantıda IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü’nün reform görmesini önerecekler.
İkinci olarak, 30 Mart Filistinlilerin topraklarına dönüş günü. Tüm dünyada İsrail’in askeri saldırılarını protesto edip barış görüşmelerine başlamasını sağlamak amacıyla çeşitli ticari boykotlar, uluslar arası yaptırımlar için gösteriler düzenlenecek. Gazze saldırısı sırasında Yunan liman işçilerinin başlattığı boykotun tüm dünyaya yayılmasına çalışılacak.
DSF, 12 Ekim tarihini de önemli bir protesto, halkların öfkesini dile getiren bir gün olarak belirledi. Bu tarih “İspanyol sömürgecilerin Latin Amerika ya ayak bastıkları gün” olarak kabul ediliyor. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca yerli halkın hakkı savunulacak.
DSF bu eylemler sırasındaki taleplerini belirledi. Bunlardan bazıları:
-Bankalar millileştirilsin!
-Krizden etkilenen iş yerlerinde ücret indirimine hayır!
-Yoksullar için yemek ve enerji garantisi verilsin!
– Tüm yabancı askerler Irak ve Afganistan’dan çıksın!
-Yerli halklar için bağımsızlık ve otonomi!
-Herkese toprak, iş, eğitim ve sağlık hakkı!
-Medya ve bilgi demokratikleşsin!
Forum yöneticilerine göre eskilerden daha başarılı bir forum oldu. Bir sonraki DSF’nin 2011 yılında Afrika kıtasında toplanmasına karar verildi.