“Dayanmayacağız, Katlanmayacağız, Bu Düzeni Değiştireceğiz!”
SODAP, AKP’nin sömürü politikalarına başlattığı kampanya çerçevesinde Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda eylem gerçekleştirdi. SODAP’ın çağrısıyla işsizliğe, yoksulluğa, taşeron sistemine, iş cinayetlerine, kadın cinayetlerine, kimliğin ve inancın inkarına karşı bir araya gelen yoksullar, meydanda kurulan halk kürsüsünden seslerini duyurdu.
14 Nisan Pazar günü saat 12.30’da Hava-İş Sendikası Genel Merkez’i önünde bir araya gelen SODAP üyeleri, ilk olarak grev kararı alan THY işçilerini selamladı. Ardından “Dayanmayacağız, Katlanmayacağız, Bu Düzeni Değiştireceğiz” yazılı bir pankart açılarak İncirli Caddesi üzerinden Özgürlük Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi. “Gün gelecek, devran dönecek; AKP halka hesap verecek”, “İş, ekmek, adalet”, “Herkese ekmek, herkese iş; zafere kadar direniş”, “Ya adalet, ya kıyamet” sloganlarının atıldığı eylemde, “AKP’nin 10 yılı yalan, talan”, “% 1400 artan kadın cinayeti”, “Taşeron yoğun sömürü iş cinayeti demektir” ve “Özgürlük, eşitlik, demokrasi için mücadeleye” yazılı dövizler taşındı. Eyleme ayrıca Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası, Direnişçi Üniversiteliler, Liseli Direnişçi Gençlik ve İmece Kadın Sendikası Girişimi üyelerinin yanı sıra direnişteki Hey Tekstil işçileri ve direnişteki 50/d’li asistanlar katıldı.
“Yüz binlerle birlikte 1 Mayıs’ta Taksim’e”
Bakırköy Özgürlük Meydanı’na gelindiğinde AKP’nin 10 yıllık iktidar döneminde hedef tahtasında olan çeşitli toplumsal kesimler adına söz alan konuşmacılar halk kürsüsünden yaşadıkları sorunları paylaştı. Konuşmaların ardından SODAP adına basın açıklaması yapıldı. Yapılan tüm konuşmalarda, AKP faşizmine karşı yükselen öfkenin yanı sıra, direniş ve isyan çağrıları öne çıktı. Eylem, “AKP faşizmine karşı isyanı büyütmek için, yüz binlerle birlikte 1 Mayıs’ta Taksim’e çağrısıyla noktalandı.
Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda Halk Kürsüsü
Halk kürsüsünden ilk olarak direnişteki Hey Tekstil işçileri adına Vural Küçükoğlu söz aldı. Küçükoğlu direnişteki arkadaşları adına yaptığı konuşmasında direnişi sürdürme kararlılıklarını vurguladı.
İkinci olarak Direnişçi Üniversiteliler adına Alp Dinler söz aldı. Dinler konuşmasında, üniversitelerde son süreçte devlet destekli olarak tırmanan faşist saldırılara değindi.
“Yeni Dicle’leri yeni ODTÜ’leri örgütleyeceğiz!”
Alp Dinler konuşmasının devamında “Direnişçi Üniversiteliler, sermayenin, faşist tetikçilerin, yandaş akademinin, özel güvenliğin, polisin tüm saldırılarına karşı yeni Dicle’leri yeni ODTÜ’leri örgütleyerek yanıt verecek. Yaratılmaya çalışılan dindar umursamaz kariyerist gençliğe karşı dayanışmayı ve paylaşımı esas alan mücadele yöntemleriyle üniversiteyi ezilen yoksul halklarımızla buluşma yolunda daha da ileriye taşıyacak” dedi.
“Yaşasın Asistan Direnişi!”
Alp Dinler’in ardından halk kürsüsünde direnişteki asistanların bir araya geldiği Asistan Dayanışması platformu adına İTÜ emekçisi Didem Çınar söz aldı. Didem Çınar konuşmasında güvencesiz çalışma koşullarına karşı hayata geçirdikleri direniş sürecini paylaştı. Çınar, AKP’nin YÖK’üne ve rektörlerine karşı direnişlerini sürdüreceklerini ifade ederek 1 Mayıs’ta tekrar meydanlarda buluşma çağrısı yaptı.
“Pir Sultan’lar Ölmez, Direniş Sürüyor!”
Programın devamında Avcılar Yeşilkent Pir Sultan Cemevi Derneği adına Ercan Kaya konuşma yaptı. Kaya, AKP’nin iktidar olduğu dönemde Alevi halkına yönelik olarak tırmanan saldırılara değindi. Evleri işaretlenen, ibadethanelerinin kapılarına kilit vurulan, ibadet için Cemevleri yerine Camilerin yolu gösterilen Alevilerin direneceklerini, devletin ve AKP’nin Alevisi olmayacaklarını ifade etti.
Ercan Kaya’nın ardından İmece Kadın Sendikası Girişimi adına Serpil Kemalbay halk kürsüsünde söz aldı. İş cinayetine kurban giden ve İmece tarafından yürütülen mücadele sonucu “iş kazasında yaşamını yitirdiği” mahkeme tarafından kabul edilen gündelikçi Fatıma Aldal’la ilgili süreç hakkında bilgi verildi.
“AKP’nin dindar ve itaatkâr nesli olmayacağız!”
Halk kürsüsünde liseli gençler adına söz alan Liseli Direnişçi Gençlik (LDG) temsilcisi Ayşe Korkut konuşmasında, AKP’nin dindar ve itaatkâr nesli olmayacaklarını, “eşit, parasız, anadilde eğitim” mücadelesini yükselteceklerini vurguladı.
Halk kürsüsünde yapılan konuşmaların ardından son olarak Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) adına basın açıklaması yapıldı.
“Ailelerin % 60’ı 1400 liradan düşük gelirle yaşamaya çalışıyor”
“Dolar milyarderleri sıralamasında İstanbul dünyada 5. sırada. Ama ailelerin % 60’ı 1400 liradan düşük gelirle yaşamaya çalışıyor” sözleriyle başlayan açıklama şu ifadelerle devam etti:
“13 yaşında bir çocuğumuz geçen ay Adana’da çalıştığı fabrikada kafasını prese kaptırarak feci şekilde can verdi. İş kazalarında Avrupa şampiyonluğunu kimseye kaptırmıyoruz. 4 milyonumuz kayıt dışı, sigortasız çalışıyor. Her 4 üniversite mezunundan biri iş bulamıyor. Bizler bu ülkenin emekçileri, yoksulları olarak kanımızla, canımızla yarattığımız zenginlik karşısında eziliyoruz. Dolar milyarderlerinin sayısı her geçen gün artarken bizlerin da acıları büyüyor.”
“Çocuklarımız rezalet okullarda eğitim alıyor”
AKP’nin eğitim sistemindeki düzenlemelerine de değinilen açıklamada şu sözlere yer verildi:
“Çocuklarımız rezalet okullarda eğitim alıyor. Eğitim artık fırsat eşitliğinin değil yeniden üretilen bir kast sisteminin aracı. Zengin çocuklarının gittiği özel okullarla bizimkilerin okulları arasında dağlar kadar fark var. Devlet bu farkın daha çok görünür olması, daha çok insanın çocuğunu özel okullara göndermesi için kamusal eğitimi daha da yoksullaştırıyor.”
“Yeni müteahhit eski mücahitlerin tek derdi yağma”
Açıklamanın devamında, yoksulların bankaların pençesine düşürüldüğü ve kapitalizmin kar hırsına kurban edildiği vurgulanarak, kapitalizmin çarklarının dönmesi için daha çok tüketilmeye teşvik edildiği, daha çok tüketmenin daha çok borçlanmaya yol açtığı söylendi.
AKP mahallerimize de göz diktiği belirtilerek insanca yaşanacak tüm alanların tüketildiği, tabutluk gibi konutlar üretildiği vurgulandı. Yeni müteahhit eski mücahitlerin tek derdinin yağma olduğu ifade edildi.
“Bilin ki görünmez kılmaya çalıştığınız yoksulluğumuz yeraltında çağlayan bir nehir gibi kıyametinizi biriktirmektedir”
Açıklamada son olarak şunlar söylendi:
“AKP masallar anlatıyor. ‘Ekonomi büyüyor, her şey iyiye gidiyor, dünya bizi dinliyor’ diyor. Onların servetlerini büyüten bizlerin yok olan yaşamlarıdır. Gençlerimizin hiç edilen gelecekleridir. AVM inşaatında yanarak can veren işçilerin acılarıdır. 13 yaşında kafası preste ezilerek ölen Ahmet’in boşa giden umutlarıdır. Maden kazasından cesedi bile çıkarılamayan işçi kardeşin boş bakışlarıdır. Hiçbir sömürü çarkı bu kadar kesintisiz dönmez. Bilin ki bu yaşadığımız acıların her birinin bedeli sorumlularının burunlarından fitil fitil getirilecektir. Bilin ki görünmez kılmaya çalıştığınız yoksulluğumuz yeraltında çağlayan bir nehir gibi kıyametinizi biriktirmektedir. Bu sefil düzene tahammül etmeyeceğiz.”
Eylem, basın açıklamasının ardından “AKP’nin sömürü düzenine karşı isyanı büyütmek için 1 Mayıs’ta Taksim’e” çağrısıyla sona erdi.