DEVRİMCİ KAMUOYUNA
ORTAK DEVRİMCİ İRADEYLE 1 MAYIS’TA TAKSİM’E
Sermayenin hizmetkârı AKP, bir yandan hegemonyasını daha da güçlendirmek için fethetmediği alan bırakmama gayreti içerisindeyken, diğer yandan sermayenin sınırsız talanının zeminini büyütmek için var gücüyle çalışıyor. Halklarımıza yönelik çok yönlü saldırılar hız kesmeden sürüyor. Zenginlerin serveti büyüyor, adaletsizlik büyüyor, yoksulluk büyüyor. Yalan/talan cumhuriyetinde adaletsizliğe öfke büyüyor…
Bir yandan dünya zenginleri listesine Türkiye’den yeni zenginler eklenirken, diğer yandan soframızdaki ekmek küçülüyor. İş cinayetleri, kadın cinayetleri ancak bir savaşta yaşanacak kadar can kaybına yol açıyor. Yoksul mahalleler, ormanlar, dereler talan ediliyor. Hükümet kanadından Kürt sorununa “barışçıl çözüm” lafları edilirken, askeri operasyonlar sürüyor, yeni sınır karakolları inşa ediliyor, korucu kadrosu büyütülüyor. Cemevleri’nin kapılarına kilit vurulurken, Alevilere Cami’nin yolu gösteriliyor. 2013 1 Mayısı’na yine böylesi bir atmosferde giriliyor.
Taksim’in yeniden kazanılması süreci, AKP’nin hedef tahtasında olan ezilen dinamiklerin yakınlaşmalarının, öfkelerini, direnişlerini ortaklaştırmalarının tarihidir aynı zamanda. Kuşkusuz bu kazanım, ortaklaşan devrimci iradenin öncülüğünde gerçekleşmiştir. 2012 1 Mayısı, AKP’nin yaratmak istediği korku imparatorluğunun parçalanması ve ezilen halklarımızın umudunun büyütülmesi anlamında güçlü bir sıçramadır. 2012 1 Mayısı’nda 1 Mayıs Alanı’na kızıl renk hâkim olmuştur. Ortaklaşan devrimci irade, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde güne damgasını vurmuş, direne direne Taksim’i yeniden kazananların kimliği, 1 Mayıs kürsüsüne ağırlığını koymuştur.
Sermaye ve onların hükümeti, uykularını kaçıran bu tabloyu tersine çevirmek istemektedir. Ezilen halklarımıza, direnişle sembolize olan Taksim’in yolu kapatılmalıdır. Olmadı, Taksim’de gerçekleşecek mitingde sendikal bürokrasi eliyle devrimci irade etkisiz kılınmalıdır. Dert budur. Bu oyunu bozmak, devrimcilerin boynunun borcudur.
“Kazanımlarımızı korumak ve daha da ileriye taşımak” anlayışından hareketle devrimci kamuoyuna çağrımızdır:
1. Halk isyanlarına sahne olan her ülkenin direnişle anılan bir meydanı vardır. Türkiye’nin direniş meydanı Taksim’dir. Bu, her kesim tarafından böyle bilinir. Ne olursa olsun Taksim’de ısrar edilmelidir.
2. Taksim’in yeniden kazanılması, ortaklaşan devrimci iradenin başarısıdır. 2013 1 Mayısı’nda da devrimci iradenin ortaklaştırılması son derece önemlidir. Ezilen halklarımıza karşı sorumluluğumuz gereği bu konuda tüm devrimci özneler “dayatmacı değil, ortaklaşmacı” bir yaklaşım içerisinde olmalıdır.
3. Devrimci iradeyi etkisiz kılmaya dönük girişimler karşısında, 1 Mayıs gününün her anının (yürüyüş güzergâhlarının ve sıralamaların belirlenmesi, miting programı, güvenlik vs.) planlanmasında devrimcilerin etkinliğini sağlayacak ortak bir kararlılık sergilenmelidir.
4. AKP’yle özdeşleşen herhangi bir ismin (en başta Türk-İş/Hak-İş/Memur-Sen yöneticileri) kürsüye çıkmasına kesinlikle izin verilmemelidir.
19 Nisan 2013
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu