Ok Yaydan Çıktı
Ayşe TANSEVER
31 Ocak 2011
Halk ayaklanması Mübarek’in destekçilerini parçaladı. İktidarda duramayacağını ve kalmasının kendilerine zarar verdiğini gördüler. Hatta halk desteğini almak için tutuklanmasına bile izin verebilirler. Mübarek, yapayalnız kalmış bir adamdır.
Halkın öfkesi Mısır ve Batı finans-kapital çevrelerine pahalıya mal oluyor. Daha fazla dayanamayacakları ortadadır. Ayaklanma ceplerine dokunuyor. Özel mülkiyete zarar veriyor.
Protestoların başladığı günlerde Ezz çelik fabrikalarından birine saldırılıp yakıldı. Ezz çelik fabrikaları Mısır’da bir tekeldir. Sahibi Ahmet Ezz ise iktidarda Bütçe ve Planlama Komitesi Başkanı’dır. Yani öfke, iktidar zenginlerinin mallarına zararı hedefledi. Cuma günü de Ahmet Ezz, Mübarek’in oğlu Cemal ile Londra’ya kaçtı.
Sonra Mübarek’in parti binalarına saldırıldı. Yağmalandıktan sonra ateşe verildi. Hatta, “işte bu yağmacılar arasında polis olduğu” yazıldı. Aynı sıralarda karakollar, polis araçları yakıldı.
Polislerin görevden çekilmesi ile birlikte bankalara saldırıldı. Bu konu gizlenmeye çalışılıyor, ama birçok banka şubesi soyulup yakıldı. O nedenle şimdi bankalar açılmıyor. Hem koruyacak polis yok, hem de yeni saldırılardan korkuluyor. Süpermarketler, alışveriş merkezleri de saldırıya uğradı. Yağmalamalar yapıldı.
Yağmalama ve saldırılar zengin mahallelerine yöneldi. Bazı zenginlerin arabaları yakıldı. Bunun üzerine mahalle sakinleri toplanıp kendi koruma güçlerini kurmaya çalıştı. Hedef, zenginler ve mallarıydı. Basında ayıp gibi yazılıyor ama asıl ayıp bu gelir düzeyindeki bozukluğu umursamamak değil mi? Mısır nüfusunun yarısından çoğu günde 2 doların altında yaşıyor. Zenginler bu durumu düzeltmek için ne yaptılar ki? “Çapulcu” denen bu yoksullar kendilerine yapılanın %1’ini onlara yapmadılar.
Mısır’da hayat felçtir. Dükkânlar açılmıyor, normal ticaret yapılmıyor. Görüyoruz uçaklar dolusu turist ülkeyi terk ediyor. Bunlar küçük esnafın kazancından kayıptır.
Finans da zarar görüyor. Mısır poundu son 6 yılın en alt düzeyine inmiş. Borsalar ve bankalar gibi açılamamanın dışında, son olaylarla günde %16 değer kaybetti. Ülkenin döviz rezervi 36 milyar dolar deniyor ama olaylar sırasında milyarlarca doların dışarı kaçırıldığını Reuters Ajansı bildiriyor.
Mısır ayaklanmasının öncülüğünü genç işsizler çekiyor. Gençler internet siteleri ve cep telefonları ile örgütleniyorlar. Mübarek, örgütlenmelerini engellemek için Mısır internet bağlantısını kesti, cep telefonu haberleşmesini kapattı. Sonuçta Mısır tüm dünyadan koptu. Belki Mübarek istediğini başardı ama gençlerin başka kanallarla iletişimini engelleyemediği gibi kendi taraftarı iş çevrelerinin iş olanaklarına da darbe vurmuş oldu. Bilindiği gibi internet dünya iş çevrelerinin ticareti açısından olmazsa olmaz hale geldi. Ne ihracat ne ithalat yapılabildi.
Tunus’ta olduğu gibi Mısır’da da protestolara işçi sendikaları katılmadı. Çünkü sendikaların hepsi Mübarek güdümünde sarı sendikadır. Ama devlet memurları özellikle kuzey kentlerinde protestolara katıldılar.1700 memur Suez kentinde süresiz grev ilan etti. Son günlerde de hâkimlerin Kahire’nin ünlü meydanına cübbeleri ile geldikleri görüldü. Yani fabrikalar işçi grevleriyle zarar görmese bile devlet memurlarının çalışmaması başka zararlar getirdi.
Mübarek yalnız ülke değil bölge ve Batı finans güçlerinin desteğini kaybetti. Protestoları bastıramayınca bölge borsalarında düşmeler yaşandı. Hatta, borsa düşüşü tüm dünyaya yayıldı. Bölgedeki istikrarsızlık, Arap ülkelerinde bir domino etkisi ile başka patlamaların olacağı korkusu, “yatırımcıları” kaçırdı. Bölge paraları değer kaybetti. Petrol bölgesindeki bu belirsizlik petrol fiyatlarını tırmandırdı. “Yatırımcılar” güvenlikli alan arıyorlar. Sonuçta altına kaçılıyor ve altın fiyatı yine tırmanmaya başladı. Bütün bu olaylar Batı’yı tedirgin edip Mübarek’e gitmesi için baskı yapmalarına yol açıyor.
Sonuç
Mısır halk ayaklanması iktidar çevrelerine zarar verdiği ölçüde başarılı olacaktır. Zenginlerin özel mülkiyetine, baskı rejiminin yürütme organlarına, polisine ne kadar zarar verirse, başarı şansı o kadar fazla olacaktır.
Ama önemli olan, Mübarek’in uçağa binip gitmesinden sonra başlayacak süreçtir. Bir liderleri olmadığı için ayaklanmalarının satılması kolaydır. Ama ok yaydan bir kez çıkmıştır. İktidar çevreleri kendi çıkarlarına su dökebilecek yeni birisini arama telaşına girdiler. Baş aday “ordu” gibi gözüküyor. Umarız halklar onun iktidar çevresi içinde olduğunu bilirler.