Erdoğan’ın Başkanlık hayallerine bir adım daha yaklaşmak için ülkeyi iç savaşın eşiğine sürüklediği geçtiğimiz hafta sonrasında hangi noktadayız?
“Burjuvazinin artık belli ki Bonaparte’ı seçmekten başka tercihi kalmamıştı. Konstanz Konsülü’nde Püritenler papaların sefih yaşantısından yakınıp bir ahlak reformunun gerekliliğinden dem vurarak ağlaşırken, Kardinal Pierre d’Ailly onlara şöyle bağırmıştı: ‘Katolik Kilisesi’ni ancak bizzat şeytan kurtarabilir, sizse melek peşindesiniz’. Fransız burjuvazisi de coup d’etat’dan sonra öyle bağırıyordu: Ancak 10 Aralık Cemiyeti’nin (Osmanlı Ocakları olarak da güncelleyebilirsiniz!) reisi kurtarabilir burjuva toplumunu! Mülkiyeti ancak hırsızlık kurtarabilir, dini ancak yalan yemin, aileyi ancak piçlik, düzeni ancak düzensizlik!” ( Karl Marx, Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’i, s.171)
1000 yıllık kardeşlikten dem vuranların geceleri Ku Klux Klan’a dönüşüp Kürt avına çıktığı, HDP binalarını yaktığı; faşistleşme eşiğini aşmakta olan AKP’nin son kongresinde İnsan Haklarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı ihdas ettiği, Suriye savaşını körükleyenlerin Aylan Kurdi için timsah gözyaşları döktüğü, 8 gün boyunca evlerine hapsedilen Cizrelilere polis araçlarından “Hepiniz Ermenisiniz” diye bağırıldığı, işlerin tamamıyla şirazesinden çıktığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Korku filmleri senaryo yazarlarının bile aklına getiremeyeceği olayların birkaç tanesini tek bir gün içinde yaşayabiliyoruz. Evladını kaybeden annelerin babaların çocuklarının cenazelerini evdeki derin dondurucuda saklamak zorunda kalması kanları donduruyor. Konser resitalini çeteleri ile birlikte basan faşist Kültür Bakanı oluyor. 8 günlük sokağa çıkma yasağı kaldırılırken Şırnak Valisi Cizre halkına “anlayışından dolayı” teşekkür ediyor. Cezaevlerine dönük gerçekleştirilen ve onlarca devrimcinin yakılarak, vurularak katledildiği operasyona “Hayata Dönüş” adının verilmesi gibi AKP, attığı her adımı büyük bir riyakarlıkla hayata geçirmeye ahdetmiş durumda. Savaşı başlatıp kısa sürede yüzden fazla insanımızın ölümüne yol açanlar şimdiden can kayıplarının sona ermesi için halktan oy istiyorlar. Hürriyet Gazetesi baskınında “seçim sonuçları ne olursa olsun seni başkan yaptıracağız” diyen terütaze AkGenç, Kongre’de Divan üyesi yapılıyor. Barış diyenler bölücü, hain; Kürt inşaat işçilerini yakmaya kalkanların vatansever olduğu bir saçmalık giderek derinleşiyor.
Karşımızda soğukkanlı bir katil var. Yüzünde bir gülümseme her gün onlarca kırıma imza atıyor. Planlı biçimde adımlar atıyor. Bütün günahlarını bir savaşla örtmeye çalışıyor. Savaşa kilitlenen ve neredeyse acıdan kanı donan insanlar giderek artan hayat pahalılığını, artan işsizliği, çalışma koşullarının daha da ağırlaşmasını, “ekonomik mucize”nin dökülen yaldızlarını, çöken eğitim ve sağlık sistemini politikanın konusu haline getirmiyor. Özellikle gıda fiyatlarındaki aşırı artış, koca bir neslin geleceğini çalıyor bir yandan. Erdoğan savaşı yaklaşan ekonomik çöküşe karşı da bir kalkan olarak kullanma niyetinde. Bu hafta gerçekleşecek FED toplantısından çıkacak kararlar artık dünyanın “hasta adam”ı olarak görünen bu ülkedeki türbülansı daha da arttırabilir. Metal grevinden bu yana giderek daha da hızlanan işçi sınıfındaki huzursuzluk bu son gelişmelerle çok daha çarpıcı noktalara sıçrayabilir. ORS’da direnen işçilerin kazanımları da bu gidişi destekliyor. Dolayısıyla halkların barış talebine karşı yükseltilen savaşın aynı zamanda egemenlerin elinde sınıf savaşı açısından önemli bir araç haline dönüştürülmek istendiğini görmeliyiz.
Devlet, PKK’nin zorlamasıyla savaşmıyor. Bir dönem “sokağa çıkmayın faşizm gelir” diyenlerin çocukları bugün savaşın faturasını da Kürtlere çıkarmaya çalışıyor. “Erdoğan’ın değirmenine su taşıyorlar” kolaycı yorumu bu ülkenin son 30 yılından pek bir şey anlamamış kafalarca dile getirilebilir ancak. Kürt Halkı’nı, Kürt sorununu tanımayan devlet algısı savaşın en önemli sebebi. Bu algının yanı sıra Kürdistan’da halkı göçerterek ve güvenlik bölgeleri eliyle oy veremez hale getirerek, Batı’da ise faşist sokak hareketleri ile HDP’yi marjinalize ederek HDP’yi baraj altına itme taktiği çalıştırılıyor. Bu kanalda yol alındığı düşünülürse 1 Kasım seçimlerinin gerçekleşme olasılığı artar.
Erdoğan’ın rıza üretmekte zorlanmasını doğrudan onun gidici olduğuna bağlamak gerçekçi değil. Evet etrafında inşa ettiği savaş bloku hala oldukça kırılgan, Marx’tan alıntıda bahsedilen burjuva desteği görece ürkek, Kürt Halkı’nın çok yönlü direnişi her türlü savaş bloğunun hevesini kıracak kadar görkemli. Ancak asker cenazelerinde, çarşıda pazarda halktan yükselen “sarayın savaşı”na öfkenin somut bir politik güç haline evrilememesi Erdoğan’ın en büyük kozu. Bunu görüp planlı programlı bir biçimde bu alandan sonuç almak için çok yönlü örgütlenmek gerekiyor. Pazar günü Barış Bloku’na yapılan saldırının engel olmaya çalıştığı tam da böylesi bir kanalın açılmasıdır. Hafta içinde on binlerin kundaklamalarını huşu içinde izleyenler, hafta sonu barış isteyenlere saldırdı. Barış mücadelesine yapılan saldırı, daha çok kan aksın, iç savaş toplumun bütün gözeneklerine sızsın ama yeter ki Erdoğan sultanlığını ilan edebilsin diyedir.
Başkanlık hayallerini gerçekleştirmek ve Kürtlerin doğal haklarını yok etmek için yükseltilen savaş topluma yapılan büyük bir ihanete dönüşmüş durumdadır. Silahsızlanma Kongresi’nin ilan edilmesi planından savaşın, pogromun, faşist kalkışmanın zirvesine ulaşmamız 6 ay sürmedi. Bu ihanetin ne amaçla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Erdoğan’ın son kankası Perinçek’in dergisinin “Saray Savunması değil Vatan Savunması” diye başlık atarak kendi çetelerini de HDP yakma ayinlerine davet etmesi bu açık gerçeği gizleyemez. İnsani olan her şeyin ölümüne kapı açan bir ihanettir bu.
Türkiye’nin Batısı, kendisine yapılan bu büyük ihanetin hesabını soracak örgütlülüğe ve bilince ulaştığında özgürlük ve demokrasinin kapıları açılacak.
Halkın bu momente ulaşabilmesi ise öncülerin direngenliğine ve kararlılığına bağlı.
[button link=”http://www.sodap.org/m-sinan-mert-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]