Eceliyle Ölmenin Ayrıcalık Olmadığı Bir Ülke Kurmak
M.Sinan Mert 24.08.2014
Erdoğan kendisi açısından bir eşiği daha aştı. Beceriksizliği ve başarısızlığı dışında bir politik sermayesi olmayan Davutoğlu’nun Başbakan yapılmasının tek sebebi Erdoğan’ın inisiyatifi dışına çıkamayacak ve Suriye batağının inşası konusunda suç ortağı olması. Yarın bir irade Erdoğan’ı savaş suçlusu ilan etmeye kalkarsa sonuna kadar ona sahip çıkmak zorunda.
Bizlerin burjuva siyasetinin gündemlerinden çok daha fazla kendimizi kurmak üzerine kafa yormamız gereken bir dönemdeyiz. Düzen politik krizini tam olarak çözemedi ama Gezi günlerinin paniklemiş ve özgüvenini yitirmiş AKP’si de yok şu aşamada. O yüzden yoğunlaşmamızın da biriktirmek üzerine olması önemli. Birikim günlerinde yeterli birikimi yapamayanın atılım günlerinde ileri sıçrayacak enerjisi olmuyor.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’nın Hacıbayram mahallesinde IŞID’in nasıl yoğun bir biçimde örgütlendiğine dair bir haber okuduk. Eski solcu bir abinin 14 yaşındaki oğlu İŞİD’e katılmak için evden kaçıyor . Rakka’dan tatile gelen bir İŞİD’li ailesini de oraya götürüyor. “Burada insan muamelesi görmüyoruz, orada 5 yıldızlı otel gibi yerlerde kalıyoruz, el üstünde tutuluyoruz”. Daha sonra Kocaeli Dilovası’ndan İŞİD’ e katılım haberlerini okuduk. Görünen o ki Siyasal İslam’ın bu insanlık düşmanı kolu varoşlardaki düzenden ümidini kesmiş insanlara ulaşabiliyor. Bu çok yakından takip edilmesi gereken bir gelişme. AKP’nin düzene eklemlemeyi başardığı varoş tabanında bir çatlama emaresi. Aynı zamanda AKP ile İŞİD arasındaki sürekliliğin bir imgesi olarak da okunabilir. İŞİD meselesini biraz fazla bir dış politika meselesi gibi algılıyoruz. Fakat varoşlarda bu kadar rahat ve tempolu örgütlenebilen bir hareketin bir süre sonra bir iç mesele olması kaçınılmazdır. IŞID’e karşı mücadele etmek için sonuç olarak yoksul örgütlenmelerimizi, dayanışma ağlarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Dayanışma yapmak, yardım toplamak güncel anlamda muhakkak önemli ama esas görev varoşları siyasal İslam’a kapatabilmek, zor gibi görünen ama esas başarılması gereken görev bu. Geleneksel olarak devrimci yapıların faaliyet yürütebildiği mahallelerin ötesine taşınabilmek için güvencesizleri örgütleyebilecek temel örgütlenmemiz olan Dayanışmaevlerini hızla büyütmemiz ve dört bir yana taşımamız lazım.
Cumartesi günü Ankara’da yaşanan çatışmanın da uyuşturucu çeteleri ile alakalı olması da yine gözleri varoşlara çevirdi. Yaşanan çatışma çetelerin ulaştığı boyutlara dair fikir veriyor. Bonzai tüketiminden ölümler giderek artıyor. Mahalle halklarımızda devrimcilerin uyuşturucu tellallarına karşı mücadeleye sahip çıkması konusunda yoğun bir talep var. Çetelerin ulaştığı boyut ise bu mücadelenin önemli bir organizasyon ve örgütlenme gerektirdiğini gösteriyor.
Hayat mücadelenin bir nitelik sıçraması yaşamasını gerektiriyor. Nitel bir sıçrama gerçekleştiremeden nicel büyümenin de hızla gerçekleşebilmesi mümkün değil. Tehditler yoğunlaşıyor ve bu tehditleri göğüsleyebilir bir örgütlenme yaratamazsak siyasi faaliyet tamamen orta sınıf merkezlere yoğunlaşmak zorunda kalacaktır. O zeminden ise bir devrimci hareket büyütülmesi olanağı yoktur.
Bir diğer önemli görev ise HDP örgütlenmesinde inisiyatifli davranabilmektir. HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir sıçrama gerçekleştirdi, çok daha iyisini de başarabilirdi. Ancak örgütsüzlük hali çıtanın daha da yükselmesine engel oldu. Şimdi çok kısa bir sürede HDP’nin örgütlenmesi gerekiyor. O alanda da oldukça zor bir iş bizi bekliyor. Sosyalistlerin çocukluk hastalıklarını aşarak, gereksiz polemiklerle vakit ve enerji kaybetmeden HDP’nin doğru bir zeminde örgütlenmesi için rol oynaması gerekiyor.
HDP demişken Cemil Bayık’ın röportajında HDP ile yaptığı bazı değerlendirmeler tartışma yarattı. Gereksiz bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Biz de zaman zaman HDP içindeki kimi bileşenlerin tutumlarını yazılarımızda eleştirdik. Fakat burada yapılan eleştirinin içeriğinden ziyade HDP’nin bir yerlerden yönlendirildiğine dair intibaları güçlendirme riski olması daha büyük olumsuzluk. Genel değerlendirmeleri aşan bu kadar spesifik bir demecin tartışma yaratması kaçınılmazdı. Umarız gereksiz uzayıp gereksiz komplikasyonlara yol açmaz.
İnsanların iş cinayetlerinde, kadın katliamlarında, şuursuzca açılan baraj sularının altında kalarak ölmediği, eceliyle ölmenin ayrıcalık olmadığı bir ülkeyi birlikte kurabilmek umuduyla iyi haftalar…