Kısa hayatını devrim ve sosyalizm yolunda mücadeleye adayan Türkiye Komünist Partisi-Kıvılcım (TKP-Kıvılcım) üyesi Mehmet Akdağ mezarı başında anıldı. 14 Şubat Pazar günü saat 11.00’de Hasdal Mezarlığı’nda gerçekleştirilen anma töreninde “Devrim Şehitleri İle Yüceleşir! Mehmet Akdağ Kavgamızda Yaşıyor!” yazılı pankart açıldı.
Anma etkinliği, Mehmet Akdağ yoldaş şahsında tüm devrim şehitleri adına saygı duruşu ile başladı. Ardından SODAP adına söz alan eş sözcü E. Çatalkaya Mehmet Akdağ yoldaşın düşmana karşı direngenliğinden ve örgütçülüğünden söz etti. Çatalkaya konuşmasında “Bizler, mücadeleye atılırken ve kendimizi yetiştirirken Akdağ yoldaşın işkence yazılarına bakarak, onun gösterdiği yoldan yürüyerek kendimizi yetiştirmeliyiz. Hastalığından dolayı açlık grevine girememesine rağmen hücresine getirilen reçellerle partisinin imzasını atarak direngenliğini göstermiştir. Nerede olursa olsun bir örgütlenme seferberliği yapmış; yeri gelmiş Roman mahallesinde Romanları, işçi çadırlarında işçileri örgütlemiş; yeri gelmiş üniversitelerde bilimsel tartışmalar yapmış, işçi direnişlerine önderlikler üstlenmiştir. Mehmet Akdağ yoldaşı gerçekten yaşatmak istiyorsak, Saray ve AKP faşizminin yükseldiği bu dönemde bizler tüm arkadaşlarımızla birlikte mücadeleyi yükseltmeliyiz. Kürdistan’da sergilenen muazzam direnişe ses verip mücadeleyi yükseltebilir ve bu mücadeleleri harmanlayabilirsek Akdağ yoldaşın özlemini kurduğu dünyayı yaratabiliriz.” dedi.
Ardından Mehmet Akdağ’ın yoldaşı Mehmet Kural söz aldı. Kural “Mehmet Akdağ yoldaşın bir özelliği, gerçekten de direnişçi kimliği. En zor koşullarda bile bunların üzerine yürüyen biriydi. Kararlı kişiliği, önder yapısı ve örgütleyici kişiliği ile ön planda idi. Mehmet yoldaş değdiği her insanı değiştirip dönüştürebilecek ve yaşamın her alanında her şeyi konuşabileceğiniz bir yapıya sahipti. Bizim şansımız da o dönemde böyle insanlardan eğitim almak, feyz almak oldu. Hastanede yattığı dönemlerde çok görüşme şansımız olmadı ancak gelen bilgilerden; içindeki inançla hasta yatağında bile iletişim kurabildiği her kişiyi mücadeleye kazandırmaya çalıştığını biliyorduk. Eğitimler sırasında bana anlattığı bir anısı vardı: ‘Yoldaş, insan vücudu her türlü acıya dayanabilir, yeter ki sen iradeni kullan. O dönem cezaevlerinde uygulanan işkencelerde ben tek tek yoldaşlarımı gözümün önüne getirip nasıl direnebileceğimi düşünüyordum’ demişti. Mücadeleye ve devrime olan inancı, onu yaşamının her anını dolu dolu yaşayan ve mücadeleye adayan biri haline getirmişti. Onun bu inancı bugün bizim yolumuzu aydınlatıyor ve bizi ileriye taşıyor.” Dedi. Ardından söz alan K. Konukçu da “Akdağ yoldaş, çocukken Akdeniz Anemisi hastalığına yakalanmıştı. Hastaneye kaldırıldığı dönemler oluyordu, ancak hastaneden çıktıktan hemen sonra mücadeleye aktif olarak katılmaya devam edecek ve ilaç parasını dahi, gerekli olduğu zamanlarda bildiri çıkarmak için harcayabilecek kadar fedakar bir özelliği barındırıyordu. Örgütlenmenin sadece yeni insanların örgütlenmesi demek olmadığı, aynı zamanda var olan arkadaşların da bilinçlenmesi olduğunun farkındaydı. Bir önder kadronun, her türlü işi yoldaşlarıyla birlikte yapmasının örgütleyici yönünü gösterebilmişti.” diyerek Akdağ yoldaşın örgütçü ve ilkesel yönünü vurguladı.
Yapılan konuşmalardan sonra Mehmet Akdağ adına bestelenen “Hatırlamak Seni” şarkısı söylendi ve “Mehmet Yoldaş Ölümsüzdür!”, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!” sloganlarıyla anma etkinliği sonlandırıldı. Anma etkinliğinde aynı zamanda, yoldaşımız Enver Arı’nın da mezarı ziyaret edildi.