Avrupa Birliği parçalanma sıkıntıları yaşıyor. Önce İskoçlar Birleşik Krallıktan ayrılmak için referanduma gittiler. Şimdi de Katalonlar Madrid’den ayrılmak için oylama yapma kararı aldılar.
İktidar katmanlarında İskoçya’nın ayrılma referandumu önce ciddiye alınmadı ama sonra kamuoyu yoklamaları ayrılma oylarının epey yüksek olduğunu gösterince telaş başladı. İş tehdide kadar vardı.
Şimdi benzeri İspanya’da yaşanıyor. İskoçlardan yüreklenen İspanya Katalonları, bağımsızlık için eskiden aldıkları kararı yeniden gündeme taşıdılar. Ama referandum İspanya yasaları ile çatıştı. Anayasa’ya göre böyle bir bağımsızlığın ulusal bir tehdit olduğundan yola çıkarak referandumun yapılamayacağı kararı verildi. Sayıları milyona varan bağımsızlık yanlıları Katalonya’nın başkenti Barselona’da yağmur altında protesto gösterileri düzenlediler. Bu aslında bu türden ne ilk eylem ne de son olacağa benzer.
Bağımsızlık hareketleri sadece söz konusu ülke iktidarlarında değil tüm Avrupa Birliği’nde korku çanları çalıyor. Tüm Avrupa’nın parça parça olmasından Balkanlaşmasından korkuyorlar. Dün İskoçlar, bugün Katalonlar derken yarın bunun arkası gelecektir.
İspanya’da bağımsızlık isteyen sırf Katolonlar değildir. Bilindiği gibi Basklar yıllardır silahlı bağımsızlık mücadelesi veriyorlar. Belçika’da yaşayan Valon ve Flamanlar birbirlerinden hem dil hem de kültür olarak ayrıdırlar ve onlar da ikiye ayrılmak istiyorlar. Yıllardır sık sık aralarında sürtüşmeler yaşanır.
İtalya’da Venedik son günlerde bayrak açtı. 1866’da girdikleri İtalya’dan tekrar ayrılmak istiyorlar. Geçtiğimiz aylarda internet üzerinden bir kamu oylaması yapıldı. Oylamaya katılan 2,3 milyon insanın %90’ı bağımsızlıktan yana oy kullandı.
Ayrıca bunlar en göze batanlar. Arkasından Fransa, Danimarka, İtalya’ya ve İspanya’ya ait genellikle turizm cennetleri olarak bilinen adaların da bu kervana katılması gündeme gelecektir. Yani ayrılıkçı bu dalga AB’yi parçalanmaya zorluyor.
Nedenler
AB’nin içinde bulunduğu ve bir türlü çıkamadığı ekonomik kriz zaten yoksul ve borçlu ülkelerde halkları böyle bir ayrılma isteğine itiyor. Kemer sıkma politikalarının topluluk tepesinden kendilerine dayatıldığını görüyor çareyi ayrılmada arıyorlar. Gerici iktidarlar bu isteği zorla bastırıyor ve halkları korkutuyorlar. Bu kez en ezilen yoksul halklar başka şekillerde seslerini duyurmaya çalışıyorlar. İskoç bağımsızlık yanlıları İngiltere’den ayrıldıklarında petrol gelirlerinin kendilerinin olacağını ve böylece yoksulluklarından kurtulacaklarını savundular. “Evet” oylarının çoğu yoksul, göçmen kesimlerden geldi.
Katalonya da, merkezi İspanya iktidarına ödediği vergilerin çok azının kendi bölgesine geri döndüğünü savunuyor. Bağımsız devlet olurlarsa kemer sıkmadan kurtulacaklarına inanıyorlar. Basklılar da zaten yıllardır üstlerindeki baskılara karşı silaha sarılmak zorunda bırakılmışlardı. Büyük bir devlet terörüyle darbe yediler. Şimdi kendilerini toparlayabilirler.
İtalya’da zengin kuzey bölgesi yoksul güneyden ayrılma sloganlarını yıllardır atıyor. Venedik, Roma’ya ödediği milyonlarca verginin çok azının kendisine geri döndüğünü ve ayrılacağını söylüyor. Halkların hoşnutsuzluğu ayrılma isteklerini beslemekte, bağımsızlık yoksullaşmaya bir çare olarak görülüyor. Merkezi iktidara tepki olarak gelişiyor.
Aslında bu iki referandum, AB halklarının daha politikleşmeye başladıklarının da işaretlerini veriyor. İskoçya referandumuna katılan sayısı rekor olmuş. Şimdiye kadar umudunu yitirmiş, sandıklara gitmeyen halk ilk kez oy kullanmış. Referandum sonrası tüm sol partilerin üye sayılarında müthiş bir kabarma yaşanmış. Barselona sokaklarında protesto eden Katalonların sayısı her seferinde bir öncekinden daha kabarık oluyor. Halklar, giderek daha çok kaderlerini ellerine almak ve politikayla ilgilenmekten başka yol olmadığını anlamaya başlıyorlar.
İktidarlar da işte bu nedenle epey korkmaya başladılar. En başta bağımsızlık ilanı elbette Londra ve Madrid merkezi iktidarını yoksullaştıracaktır. Referandum öncesi Londra borsası çökme ile yüz yüze geldi. Para birimi Pound, görülmedik değer kaybına uğradı. Katalonlar ayrılırsa Madrid iktidarı zayıflayacak ve borç ödemeleri daha zorlaşacak, kemer sıkma arttırılmak zorunda kalacak, istikrar daha fazla bozulacaktır. O nedenle tehditler başladı. AB parlamentosu ayrılanların AB’den çıkmış olacakları ve tekrar alınmalarının uzun bir süreç alabileceğini söylüyor.
AB ekonomik durgunluğu böyle bağımsızlık isteklerini arttırdı. Halkların bu isteklerini saygı ile karşılamak gerekir. Ama gerici iktidarların çıkarları bu halkları sömürmek olduğu için her türlü ayrılık isteğine karşı bu yolu tıkamanın çeşitli yollarını arayacaklardır.