[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Mehmet Yılmazer
  • /
  • Abdullah Gül Ne Yapar? – Mehmet YILMAZER

Abdullah Gül Ne Yapar? – Mehmet YILMAZER

4 Ocak 2018

Gül’ün ne yapacağı henüz belli değil. Ancak bir internet mesajının bu kadar büyük gürültü koparması düzenin bunalımının geldiği noktayı gösteriyor. Erdoğan ve ekibi Gül’e saldırarak onu bir an önce tavır almaya zorluyor. Gül’ün kararı hangi yönde olursa olsun kendileri açısından durum netleşecek ve başkanlık yarışında bir strateji kurabileceklerdir. AKP’de sinirler gergin, üstelik iç ve dış politikadaki olası gelişmeler hesaba katıldığında daha da gerilmeye devam edecektir. Gül bir an önce rengini belli ederse hiç olmazsa bir sorun çözümlenmiş olacaktır.

Gürültüye neden olan KHK iki gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. AKP hem seçime giderken hem de seçim sonuçları alınırken terörü bahane ederek milislerini harekete geçirmenin hazırlıklarını yapıyor. Bu artık keyfilikten öteye faşizmin organlarının inşa edilmesidir. KHK’nın niteliği böyle olduğu için belli bir tepki çekti. Siyasal İslam için artık seçim kaybetmek, her şeyi kaybetmek anlamına geldiğinden AKP böyle hazırlıklar yapmak zorundadır. 2019’a giderken örtülü bir şey kaldıysa son KHK ile o da bütün çıplaklığı ile ortaya serildi.

Öte yandan, AKP ve Saray KHK’daki ifadeleri düzeltmek yerine itirazlarda bir komplo gördüler. Bu ruh hali Gezi isyanından beri AKP’nin ruh haline yapışmıştır; üstelik her geçen gün koyulaşıyor. “Herkes bana karşı” psikolojisiyle, Reis’e biat etmeyen doğrudan düşman olarak algılanıyor. Bu durum AKP içindeki siyasal havanın ne ölçüde kırılgan hale geldiğinin göstergesidir. Kırılganlaştıkça saldırganlaşıyor, böylece daha kırılgan hale geliyor.

Kendini güçlendirmek için çıkarttığı bir KHK ile AKP ne ölçüde sorunlu, kırılgan ve zayıf olduğunu ortaya koymuş oldu.

Zayıf nitelemesi yadırganabilir. Zaten AKP diğer siyasi partilerle kıyaslandığında çok güçlüdür. Ancak iş burada bitmiyor. Cumhuriyet açısından “Türk tipi başkanlık sisteminin” inşa edilmesi büyük bir değişim anlamına geliyor. AKP’nin arkasındaki rüzgar bu değişimi sağlayıp sürdürecek güçte kesinlikle değildir. Bu nedenle AKP kırılgan ve zayıftır.

AKP bu büyük değişimi siyasi açıklık ve meşrulukla yürütemiyor. Zaman aktıkça gidilen yol çetrefilli hale geliyor. Başkanlık sistemi çoktan düzenin ihtiyacı olan bir köklü değişim olmaktan çıktı; siyasal İslam’ın günahlarını örtmek ve iktidarını ebedileştirmek için bir araca dönüştü. Güya bu sistem istikrar için gerekliydi. Ancak düzen hızla yönetilemez hale geliyor.

Yaşadığımız günlerin en önemli özelliği bu büyük bunalım içinde AKP gerilerken, güç ve moral kaybederken, karşısına rüzgarı arkasına almış bir siyasi yapının çıkamamış olmasıdır. Bu durum yaşanan bunalımın derinliğini gösteriyor. Bu tıkanma nasıl aşılacaktır?

Cumhuriyet her yönüyle bir değişime itilirken, yaşananlar basit bir siyasal kriz olmaktan öteye anlama sahipken, bu büyük yükü zayıf siyasal ittifaklarla aşmak zordur. Hatta AKP içindeki sancıların ve kopmaların da yolu düzeltmesi mümkün görünmüyor. AKP akçeli işlerle büyük ölçüde yıpranmış, “metal yorgunluğu” hastalığına kapılmıştır. Yolsuzluklar ülke sınırlarını aşıp uluslararası şöhrete kavuşmuştur.

Öte yandan, artık AKP’de siyasal kişilikler yoktur; Reis’in “adamları” vardır. Siyasi kimliğini kaybeden AKP’de siyaset bir kişinin dudakları arasına sıkışmıştır. Ve yapılan siyaset tümüyle düşman yaratmaya kilitlenmiştir.

Bu krizin mekanizmalarında yüklü olan gerilimin bir siyasal kırılma yaratması kaçınılmazdır. Ancak bu nasıl gerçekleşecektir? Nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, örgütlü demokratik bir öfke kendini ortaya koyamazsa, kırılmadan geleceğe yönelik bir sıçrama çıkamaz.

Krizden çıkışın yolu, Erdoğan’a karşı bir başkan adayı bulmak değildir. Eğer böyle bir gelişme yaşanırsa bu tıkanan siyasal düzenin kırılmasını hızlandırabilir. Abdullah Gül, aday olarak veya Saray’a uzak durarak düzendeki kaçınılmaz siyasal kırılmayı yakınlaştırabilir. Ancak bu durum geleceğe yönelik bir adım anlamına gelmez. Gül tartışmaları, mevcut siyasal ortamın ne ölçüde çürüdüğünün, umut yoksunu hale geldiğinin bir kanıtı oldu.

Ancak “gecenin en karanlık anı şafağa en yakın olan zamandır.”

[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]

Share:
prev post next post

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021