EKİN’İN, HACI’NIN HESABINI SORACAK,
SARAYIN SAVAŞINI DURDURACAĞIZ!
7 Haziran sonrasında Saray darbesiyle başlayan savaşın geldiği boyutlar ortada. Kartopu olarak başlayan savaş hızla çığlaşarak tüm ülkeyi ateş altına aldı. Özellikle Kürdistan’da kuşatılan kentler, yakılıp yıkılan mahalleler, halkın iradesini teslim almaya çalışan sokağa çıkma yasakları bebek cenazelerinin dolaplarda saklandığı, özyönetimlerini savunan direnişçilerin cenazelerinin vahşice yerlerde sürüklendiği bir vahşeti üretiyor. Özel Harp Devleti, halklara karşı bir iç savaş kimliğini açıkça ortaya koyuyor.
Vahşetin boyutlarının bu noktalara hızla çıkması devletin savaşma azminin ifadesidir. Özellikle gerillayı daha fazla savaşın içine çekerek Rojava’da IŞİD’in elini güçlendirmeye çalışıyor. Kürt Halkı’nı kaderini Türkiye’nin demokratikleşmesinde arama iradesinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Halklarımız arasındaki bağları kopartmak istiyor. HDP’de somutlaşan halklarımızın mücadelesinin organik bütünleşmesini parçalamak için halklarımız arasına hendekler kazıyor.
Burada devletin elini güçlendiren en önemli eksiklik Batı’dan güçlü bir barış çığlığının yükselmemesidir. 7 Haziran öncesinde Erdoğan’ın başkanlık hayallerinin önünde örülen duvar bugün Saray-Ergenekon ittifakının Kürt Halkı’na dönük geliştirdiği savaş konseptine karşı da örülmelidir. Bu duvarın örülememesi Cizre, Nusaybin, Varto, Silvan yakılıp yıkılırken Batı’da demokrasi özlemi duyan geniş yığınların seyirci konumda kalması halkların kardeşliğinin maddi zeminini eritmektedir. Düzenin tarihi bir kriz yaşadığı; Saray diktatörlüğünün dış politika, ekonomi, eğitim, mülteci krizi başta olmak üzere tam bir çöküş yaşadığı bir momentte Batı’nın barış mücadelesiyle diktatörlüğe karşı demokrasi mücadelesini birleştirebilmesi devrimsel sonuçlar yaratır.
Bu anlamda önümüzdeki 10 Ekim Ankara mitingi ülkenin son yıllarda karşısına çıkan en önemli olanaklardan biridir. Bu mitingin yüz binlerce kişinin barış çığlığını yükselttiği ve savaş konseptini lanetlediği bir eyleme dönüşmesi halklarımızın ortak yaşam iradesini güçlendireceği gibi Saray’ın savaş politikalarını da inmelendirecek etkiler yaratır. Demokrasi, barış, özgürlük arzusu duyan; Ekin’lerin, Hacı’ların hesabını sormak isteyen birisinin bu mitingde bulunmamasının açıklaması olamaz.
Bizler SODAP olarak ülke sathındaki tüm güçlerimizle 10 Ekim’de Ankara’da olacağız. O güne kadar da sokaklarda eylemin örgütlenmesi için ter dökeceğiz. Halklarımızı, işçileri, kadınları, gençleri, LGBTİ’leri Kürt Halkı’nın direnişiyle dayanışmak ve savaş politikalarını boşa çıkarmak için 10 Ekim’de Ankara’ya davet ediyoruz.
Sarayın Savaşını Sokaklarda Durduracağız!
Yeni Yaşamı Halkların Kardeşliği, İşçilerin Birliği’nde Kuracağız!
Diktatörü Durduracağız!
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu