6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu çerçevesinde iş yerlerinin alması zorunlu tedbirlerin sonuncusu da yürürlüğe giriyor. 01 Temmuz 2016 tarihi itibariyle ise 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerleri için İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi bulundurma zorunluluğu başlayacak. Kamu kurumları için de başlangıç tarihi aynı. Bu tarihten sonra tüm kamu kurumlarında da iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi zorunlu olacak.
Ancak bu kanuni zorunluğun yerine getirilmesi mümkün değil, çünkü ülkemizde bu kadar iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulunmamakta. Rakamlara bakalım.
İşyerlerinin, bünyelerinde yer alacak iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının çalışma saatlerin işyerinde çalışanların sayısına göre belirlenmektedir. Bu doğrultuda yönetmeliğin 12. maddesi çerçevesinde, on kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışan başına yılda en az 60 dakika; diğer işyerlerinde ise tehlikeli sınıfta yer alma durumlarında göre çalışan başına ayda 6 dakika ile 12 dakika arasında uzman görevlendirmek zorundadır. İşyeri hekimleri için bu sürelerin yarısı zorunluluktur.
ISG-KATIP sisteminin verilerine göre Türkiye’de 1 Ocak 2016 tarihinde toplam 28.743 işyeri hekimi ve 91.251 iş güvenliği uzmanı bulunmaktadır. İstanbul, İzmir ve Ankara’da toplam 41.017 iş güvenliği uzmanı var. Uzmanların neredeyse yarısı bu 3 ilde. Ancak Karadeniz ve özellikle Kürdistan coğrafyasında uzman yetersizliği var.
SGK verilerine göre toplam sigortalı çalışan sayısı 14 milyon. İSİG uzmanlarının, yılda en az çalışan başına 60 dakika çalışmak zorunda olduğundan, yılda çalışmaları gereken en az miktar 840 milyon saat olarak hesaplanabilir. Her uzmanının yılda en fazla 2000 saat çalışacağını kabul edersek bu süre için toplam 420.000 uzmanın olması gerekir. Benzer hesap iş yeri hekimleri için yapılırsa 420 milyon saat, buna bağlı olarak 210.000 iş yeri hekiminin olması gerektiği ortaya çıkar.
Öte yandan 10’dan az çalışanı olan az tehlikeli kapsamdaki iş yerlerinde, işveren veya işveren vekilleri, Bakanlık tarafından yetkilendirilen kuruluşlardan İSG eğitimi almak şartıyla, İSİG hizmetlerini bizzat kendileri yürütebilecekler. Bunun için ilk sınav 14 Ağustos 2016 tarihinde yapılacak. 31 Mart 2016 itibarı ile 10’dan az işçisi olan yaklaşık 800.000 işyerinde 3,9 milyon kişi çalışmaktadır. Başka bir deyişle bu işyerlerinin tümünün sözü edilen sertifika alması halinde bile ihtiyaç duyulan İSİG uzmanı sayısı 300.000 den fazla olacaktır. İşyeri hekimliği içinse böyle bir istisna bulunmamaktadır.
Bu işyerlerinin İSİG masraflarının SGK tarafından karşılanması öngörülmektedir. Başka bir deyişle yaklaşık 120.000 ISIG uzmanı ve 60.000 işyeri hekiminin masrafı SGK’ya yüklenecektir. Bunların en az ortalama 50.000 TL yıllık ücret aldıkları varsayılırsa toplamda 9 milyar civarında ek bir yük anlamına gelir. SGK yıllık gelirlerinin 184 milyar ve giderlerinin de 204 milyar (2014) olduğunu not edelim.
İşyerlerinin bu önlemleri almaması halinde ödeyecekleri cezalar ise İSG uzmanı için 5.000, işyeri hekimi için 5.000 liradır. Bu cezalar aykırılığın devam ettiği her ay için devam etmektedir. Başka bir deyişle bir yıl süre ile iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmayan bir işyerine ortalama 120.000 lira ceza kesilebilecektir.
Söz konusu kanunun yürütme sorumluğunu yüklenen bakanlığa sorulabilir, yukardaki hesapları yaptınız mı? Eğer yaptıysanız bu eksiklikleri gidermek için bir çalışmanız var mı? Tabiki bunlar ‘boş sorular’, tıpkı deveye sorulan ‘Eğri yerin var mı?’ sorusu gibi. İşyerlerinin işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından kelimenin tam anlamı ile cehenneme dönüştüğü günümüzde AKP iktidarının bunları düşünmesini bekleyecek kadar ‘cahil’ değiliz elbette. Sözümüz birazda kanunun dolaylıda olsa denetleme imkanı tanığı sendikalara, emek kuruluşlarına, seyirci kalmaya devam mı edeceğiz?
[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-akyol-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]