Yine Tuzla, Yine Ölüm; “Kaza Değil, Bu Bir Cinayet”
8 Haziran günü Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde bulunan Çelik Tekne Tersanesi’nde geminin balans tankının boyanması sırasında iki büyük patlama meydana geldi. Patlama sonucu çıkan yangında Hüseyin İbir adlı işçi hayatını kaybetti. 2 işçi de ağır yaralandı. Yaralanan işçilerden Süleyman Kırgül Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda ölümle pençeleşiyor. Diğer işçi Sait Ahmet ise patlama sırasında geçirdiği şok yüzünden hastanede.
Olayla ilgili olarak 9 Haziran Salı günü sabah saatlerinde DİSK / Limter-İş Sendikası, Çelik Tekne Tersanesi önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Basın-İş Sendikası, E-Kart grevci işçileri, Emekli-Sen, SODAP ve ESP destek verdi. Eylem boyunca “İşçiler Birleşin, Ölümleri Durdurun”, “Kaza Değil, Bu Bir Cinayet”, “Sertifika Değil İş Güvenliği” “İşçiyiz, Haklıyız, Birleşince Güçlüyüz”, “Ölüm Değil Çözüm İstiyoruz”, “Tersane İşçisi Köle Değildir” sloganları atıldı.
“Bizler acaba daha kaç ölüm göreceğiz?”
Açıklamada ilk sözü Limter-İş Sendikası Genel Başkan Vekili Hakkı Demiral aldı.
Demiral konuşmasında şunları söyledi:
“Bizler acaba daha kaç ölüm göreceğiz? Bu kaçıncı cinayettir? Bizler sesimizi çıkarmadığımız sürece, işçiler birleşmediği ve bir bütün haline gelip tepkilerini ortaya koymadığı sürece tersane patronları rahat koltuklarında oturmaya devam edecekler. Güvenlik önlemleri aldık deniyor, gözler boyanıyor, fakat sonucunda olan hep işçiye oluyor. Eşler dul, çocuklar yetim kalmaya devam ediyor. İşçiler birleşmediği sürece, karşıda durup da sessiz bir şekilde izlediğimiz sürece haklarımızı alamayız. İşçilerin birliği bu cinayetleri yener ancak.”
Hakkı Demiral’dan sonra Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Cem Dinç söz aldı. Dinç konuşmasında şunları söyledi:
“Neredeyse her ay bir ve birden fazla işçinin iş cinayetine kurban gittiği tersanelerde iki gün önce bir yenisi daha eklendi. Hem de üretimin düştüğü, yer darlığının olmadığı ve iddialarına göre 17 bin işçinin eğitimden geçirildiği koşullarda. 2008 yılında yaşanan işçi cinayetleri, yaralanmalar ve haksızlıklar karşısında yapmış olduğumuz eylemler ve grev karşılığında kısmi önlem almak zorunda kalan tersane patronlarının imdadına kriz yetişti. İşçilerin örgütsüzlüğünden faydalanarak ücretler yarıya düşürüldü, tüm hakların üzerine yatıldı, kriz tam bir fırsat haline dönüştü. Onlarca işçi güvenliği arkadaşımız işten atıldı. 2009 yılının 6. ayındayız ve altı ayda yaşadığımız yedinci cinayet bu. Yine gaz sıkışması, yine patlama, yine feci şekilde yanarak can verme. Ardında feryat figan bir aile.
‘Tek Başına Sertifika Yetmez!’
Nasıl ki eski Çalışma Bakanı Faruk Çelik, iş kazalarının nedenlerini esas olarak işçilerin eğitimsizliğine bağlayarak iş cinayetlerinin yaşanmasına vesile olduysa, çıkarmış olduğu tebliğle çözümü sertifikada gören çiçeği burnunda yeni Çalışma Bakanı Ömer Dinçer de aynı anlayışla işçilerin derdine derman olamaz. Olsa olsa kendinden önceki bakan gibi tersane patronları ve işçi simsarı taşeronların elini güçlendirir.
Çalışma Bakanlığının tersanelerde sertifikalı işçi çalıştırma zorunluluğu talimatının hemen ardından meydana gelen bu patlama, İş Güvenliği tedbirlerinin yeteri kadar alınmadığı koşullarda, sertifikanın tek başına işe yaramadığını ve yarayamayacağını göstermiştir.
Bu anlamda yaşam hakkını en kutsal hak olarak gören sendikamız yetkililerden şu talepleri acilen yerine getirmesini istiyor:
1. İş cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımızın %99’unun taşeronda çalıştıkları sır değilken ve de bu durum yasalara aykırıyken neden hala taşeronluk kaldırılmıyor? Taşeronluk sistemi işçiye zararlıdır ve kaldırılmalıdır.
2. Tersanelerde tam yetkiyle donatılmış, “Tersane İzleme ve İnceleme Komisyonu” kurulsun ve acilen göreve başlasın.
3. Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılsın.
4. İş cinayetlerinden 1. derecede sorumlu tersane patronu ve taşeronlar tutuklansın, ‘taammüden adam öldürmekten’ cezalandırılsın!”
Son olarak söz alan Limter-İş Sendikası Genel Sekreteri Kanber Saygılı konuşmasında şunları söyledi:
“Bu yaşadığımız 124. ölüm. Daha önce de bu tersanede işçi cinayetleri ve birçok yaralanma yaşandı. Oturup ağlamayla, üzülmeyle olmaz. Bu cinayetlerin sonu gelmez. Sonunu getirmek istiyorsak birlik olmalıyız. İşçiler birbirine, haklarına sahip çıkmalı, mücadele etmeli.“