Asgari ücretin 22 bin lira olarak belirlenmesiyle milyonlarca emekçi açlığa mahkûm edilmiştir. Asgari ücret daha emekçilerin eline geçmeden 22 bin 131 TL olarak açıklanan açlık sınırının altında kalmıştır.
Emeklilerin GSMH’dan aldığı pay son 4-5 yıl içinde neredeyse yarıya düşmüştür. Yıllarca çalışıp üreten emekliler sefalete mahkûm edilmiştir.
Halkımız pahalılık ve yoksulluktan nefes alamaz haldedir.
Enflasyon kıyametini biz yaratmadık, bedelini ödediğimiz artık yeter, canımıza tak etti!
Patronların karlarını sınırlamayanlar emekçinin ücretine göz dikti. Enflasyon patronların karlarını değil emekçilerin alın terini öğütüyor.
Sermayenin, düzenin, rejimin gözünde hayatımızın hiçbir değeri yok. Her gün ardı sıra yaşanan felaketler bu gerçeği suratımıza bir şamar gibi vuruyor. Yıllarca savaş politikalarıyla emekçi halkları birbirine düşman etmeye çalışan egemenler; emeğimize, toprağımıza, canımıza kastediyor.
Bu düzen bizleri eşit vatandaş olarak görmüyor. Zenginlerin ve iktidar sahiplerinin düzeninde kolayca harcanabilecek bozuk paralar değerindeyiz.
Açlığımızı garantileyen asgari ücret zammından sonra yabancı sermayenin Türkiye’ye ilgisinin artması ne tür vampirlerle kuşatıldığımızı göstermiyor mu?
Bizler eşit vatandaş olmak istiyoruz. Bu ülkenin zenginliğini yaratanlar olarak bu kölece çalışma koşullarını, bu yoksulluğu, bu geleceksizliği hak etmiyoruz.
Kâğıt üstünde eşitlik değil, hayat karşısında eşitlik istiyoruz. Toplumsal kaynakların paylaşımında, kamusal hizmetlerden yararlanırken eşitlik istiyoruz. Bu ülkenin zenginliklerinin bir avuç zengine peşkeş çekilmesine rızamız yoktur.
Hak ettiğimiz onurlu geleceği talep ediyoruz. Bu ülkenin çalmayan, çırpmayan hakkıyla çalışan milyonlarca emeklisi neden sefalete mahkûm? Çocukları, gençleri mafyanın, çetelerin kucağına iten bu karanlığa boyun eğmemizi mi bekliyorlar?
Halk için insanca yaşanacak bir ülke yaratmak için örgütlü bir topluma, örgütlü bir işçi sınıfına ihtiyacımız var. Bu sömürü düzenine hepimiz öfkeliyiz. Ancak kendi köşemizde duyduğumuz öfkenin halkın acılarını sağaltmayacağını çok iyi biliyoruz. Onurlu bir gelecek için umutlarımız kadar öfkelerimizi de birleştirmek durumundayız.
Sandıktan sandığa hatırlanacak, manipüle edilecek kuru kalabalıklar değiliz. Kendi hayatımız üzerine sözü olan milyonlarız. Sefalete mahkûm değiliz diye haykıran milyonlarca yüreğin isyanıyız.
Patronların hırsızlığına, iktidarın zorbalığına, hayatlarımızı bozuk para gibi harcamasına dur demek, YAŞANACAK ÜCRET HERKESİN HAKKI demek için buluştuk.
Süründüren değil yaşanacak ücret herkesin hakkıdır. Asgari ücret ortalama ücret olamaz.
Onurlu bir gelecek için YAŞANACAK ÜCRET HERKESİN HAKKIDIR.
Ortak taleplerimiz şunlardır:
- Enflasyon oranı %10’un altına inene kadar asgari ücret yılda 4 kez güncellenmelidir.
- En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmelidir.
- Asgari ücretle çalışanların oranını %10’un altına indirecek Yoklukta değil Varlıkta Birleşme Planı ortaya konmalıdır.
- Kamusal kaynakları pahalı sınır ötesi operasyonlara ve silahlanmaya aktaran savaşçı politikalar terk edilmeli, onurlu barışın ardından toplumsal kaynaklar yoksulluğu ortadan kaldıracak ve eşit vatandaşlık için eşit paylaşımı hayata geçirecek bir planlı kalkınma seferberliğine dönüşmelidir.
- Kadınların sırtına yüklenen bakım ve yeniden üretim emeğinin kamusal yatırımlarla karşılanması sağlanarak kadınların istihdam içindeki oranlarının arttırılması sağlanmalıdır.
- Sağlıklı ve ucuz gıda üretiminin güvence altına alınmasını sağlamak için üretici kooperatiflerinin desteklenmesi sağlanmalı, temel gıda ürünlerinde fiyat kontrolleri uygulanmalı.
- Dolaylı vergiler azaltılmalı, gelir vergisi dilimlerinin yükseltilmeli, özellikle dev holdinglerden alınan kurumlar vergisi oranı arttırılmalıdır.
- Su, elektrik, doğal gaz, iletişim ve ulaşım kotalar dahilinde ücretsiz olarak sağlanmalıdır.
Onurlu barış için yürüttüğümüz mücadelemizi milyonlarca emekçinin insanca yaşanacak ücret ve tekeller için değil halk için ekonomi talepleriyle birleştirerek sermayenin oyunlarını bozalım!
Hakkımız olanı, bizden çalınanları almak için birleşelim!
Ekmek de istiyoruz barış da!