Venezüella Ulusal Anayasa Meclis (ANC) üyesi Diosdado Caello, ABD ve onun kuyrukçuluğunu yapan AB’nin son yaptırımlarına bu yanıtları verdi: “Eğer dünya bize yaptırım istiyorsa biz de seçim diyoruz!” Bu ne demektir? Yani, siz ülke liderimizin bir diktatör olduğunu söylüyorsunuz, ülkemizde demokrasi olmadığını iddia ediyorsunuz. Bu gerekçeleri öne sürerek sanki halklarımızı koruyormuş pozunda yaptırımlar koyuyorsunuz. Öyleyse biz de seçim yapalım. Bakalım halk başkan olarak kimi seçecek. Görüşürüz.
Tabii arkasından şu soruyu sormuyor: Seçimlerde halkın tercihine saygılı olacak mısınız? O zaman yaptırımları kaldıracak mısınız?
Bu tartışmanın altında yatan geçtiğimiz gün devlet başkanı Nicolas Maduro’nın 2019-2025 dönemi başkanlık adayı olduğunu açıklamasıdır. Aslında beklenmedik bir şey değildi. Partisi PSUV onu tekrar aday olarak gösterdi ve o da kabul etti. Seçimler Nisan sonuna kadar yapılacaktır.
Şimdi gözler muhalefete dikildi. Bilindiği gibi muhalefetin MUD adında bir ittifakı var. Ama aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle kopmalar yaşandı ve ittifaktan çıkan partiler de var. Onlardan da hemen başkanlık seçimlerine katılacakları açıklaması geldi. Ülkede yapılan son 3 seçime katılmadıkları için başkanlık seçimlerini de boykot edebilecekleri düşünülüyordu. Son açıklamalarından seçimlere, farklı adaylar göstererek katılma niyetinde oldukları anlaşılıyor.
Başkanlık adayı göstereceklerini açıklamaları birçok açıdan önemlidir.
İlk seçimler Ulusal Anayasa Meclisi seçimleriydi. Ona katılmadılar çünkü bu Maduro’nun onların parlamentoyu işlevsiz kılmalarına bir tepkiydi. 2016 sonunda yapılan parlamento seçimlerinde çoğunluğu kazandılar. Bazı yerellerde yolsuzluk yaptıkları ortaya çıktığı için Yüce Mahkeme bazı adayları ve sonuçta meclis kararlarını geçersiz saydı. Ama Maduro gene ülkenin özellikle ekonomik sorunlarını çözmek için bu muhalefet ağırlıklı parlamento ile çalışmanın yollarını aradı ama işe yaramadı onlar sadece “yeni başkanlık seçimi” dediler. Maduro; iktidardan çekilene kadar, yeni başkanlık seçimi yapılana kadar biz başka şey yapmayız, dediler. Ekonomik, ulusal sorunlara çözümler bulma yolu tıkandı ve ülkenin çözüm bekleyen sorunları kilitlendi. Hiçbir karar alınamadı. Ülke çok zor bir döneme girdi.
Anayasa da böyle bir durumla karşılaşmayı öngörmediğinden ne yapılacağı bilinemedi. Sonuçta Maduro anayasayı yeniden yazmak için ANC seçme kararı aldı. Bu seçimleri muhalefet boykot etti. Çok güzel demokratik, kavga gürültünün olmadığı bir seçim oldu. Halk ilk kez sakin karar verebildi. Hemen arkasından yerel seçimler onun arkasından da eyalet valiliği seçimleri yapıldı. Muhalefet onlara da katılmadı. Bu seçimlerde çok güzel barış ortamı içinde geçti. Ülkenin 23 eyaletinin 17’sinde Chavezciler kazandı. Sonuçta Maduro da başkanlık seçimlerine karar verdi.
İki yıldır Moduro’yu başkanlıktan alma uğraşı veren muhalefetin işte bu nedenle başkanlık seçimlerine katılıp katılmayacağı önemliydi. Katılmayarak çok şey kaybettiklerini anlamış olmalalılar ki başkanlık seçimlerine katılacaklarını açıkladılar.
Ülke seçim yasasına göre partiler son 3 seçime katılmadıkları için varlıklarını parti olarak yeniden kaydetmeleri gerekiyor. Yani başkanlık seçimine katılmak için yerine getirmeleri gereki bir takım yasal yükümlülükler vardır. Önde duran birinci sorun budur.
Katılma açıklamaları akla bazı soruları getiriyor. 20 yıldır katıldıkları her seçimde ortalık karışmıştı. Gene ortalık karışacak mı? Hem ekonomik güçlerini kullanarak yapay kıtlık yarattılar hem de terör estirdiler. Gene aynı mı olacak? Son 3 seçimin sakinliği gene bitecek midir?
İkinci olarak muhalefetin parçalanmış olması seçimleri nasıl etkileyecektir? Maduro karşısına tek değil bir kaç adayla çıkacak olmaları sonucu nasıl etkileyecektir? Maduro’nun seçim şansının artmış olmasına karşı ne tür taktikler geliştireceklerdir. Maduro son seçimler sonrası seçilme şansını çok arttırdı. Buna engel olmaya çalışacaklardır?
Bu arada Dominik Cumhuriyeti’nde Maduro ve muhalefet arasında görüşmeler sürüyor. Ülkede ekonomik sorunlar bir yana bir huzur ortamı var. Muhalefetin suskunluğu ya da son dönemdeki yenilgisi diyelim, dış destekçilerini daha çok Venezüella iç ilerine karışmaya zorluyor. Bilindiği gibi Trump daha bir kaç ay önce koyduğu yaptırımlara Davos’a gider ayak yenilerini ekledi. Ülkenin tek gelir kaynağı petrol şirketini işlemez hale getirecek önlemler aldı. Dış borçlarını rahatlatacak yeni kredi verilmesini yasakladı buna el veren şirketler dünyada boykot edip cezalandırılacaklar. Son olarak da ülke sorunlarına yardım edecek teknik vs danışmanlıklarını da ambargo kapsamına aldı. Yani Venezüella’yı sanki yapa yalnızlaştırıyor. Kolombiya üzerinde savaş açacağını bile açıklamıştı ama sonra Latin Amerika ülkelerinin baskısı sonucu vazgeçmeye zorlandı. Yaptırımların sonuçlarını bir New York Times yazarı “Biliyoruz koyduğumuz yaptırımlardan Venezüella halkı çok zarar görüyor ama bunu yapmaya değer.” diye değerlendirdi.
Bir de bu yaptırımlara geçtiğimiz hafta AB’den destek geldi. Başta İspanya olmak üzere ABD yanlısı olan ülkeler Venezüella’ya yeni yaptırımlar koydular. Muhalefete barış ödülü verdiler. Hadi silah ve malzemelerinin satışını bir yana bırakalım, ülkenin Maduro dahil, İçişleri Bakanı, Meclis Başkanı ve 9 yetkilinin AB’ye girmesi yasaklandı ve sanki varmış gibi mal varlıklarına da el konulacağı açıklanıyor.
Sonuçta ülke içi muhalefet bir suskunluk ve çaresizlik içinde ama dış baskılar giderek şiddetleniyor. Buna karşı Venezüella’nın kararı başkanlık seçimleridir. Eğer bu seçimlerden çıkacak yeni iktidarı tanımadıkları taktirde demokrasi maskeleri bir daha düşecektir. Elbette bu umurlarında değil. Savaş açmak dışında yapacakları kalmadı. Ama yenilerde bir bahane daha geliştirdiler: İşlerine gelmedi mi seçimlere hile karıştırılmış oluyor. Tabi eğer kendileri bu işi beceremezlerse. Şimdi ona da çare var. Seçimlerin sonucuna uymuyorlar. Aynı Honduras’ta yaptıkları gibi. Dünyanın en adil ve hile yapılması imkansız olduğu Clinton zamanında açıklanmış Venezüella seçim sisteminde bile sonuçları geçersiz hale getirecek çözümü de bulurlar artık.
[button link=”https://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]