Geçtiğimiz pazar günü hop oturduk hop kalktık. Venezüella’da çok önemli, belki de Bolivar Devrimi’nin kaderini değiştirebilecek önemde seçimlerden bir tanesi yapıldı. Her şey ortadaydı. İkili iktidarın burjuva kanadı çok iddialı idi. Maduro da son yaşananlardan biraz yüreklenmişti ama seçim tahminleri hiç de beklediği rakamları vermiyordu. O nedenle sonucu hem belirsiz hem de kritik bir seçim günü yaşandı.
Sonuç pazar akşamı gelmeye başladığında Bolivar Devrimi’nden yana olanların yüzü güldü. Venezüela halkları çok değerli, bilinçli siyasi bir karar verdiler.
Çoktandır yapılması gereken yerel seçimler çok karmaşık bir ortamda yapıldı. Sonuç iki noktada yoksul halklar açısından başarılı oldu. Seçimlere katılım oranı 15 yıldır görülmedik şekilde yükseldi. Seçmenin %61,14 ü sandık başına gitti. Bu politik bilincin ve devrimlerine sahip çıkmanın ne kadar yükseldiğini gösterir. Bu kadar yüksek katılım hiç tahmin edilmiyordu. Aksine halkların bunca yaşananlardan sonra kararsız olduğu düşünülüyordu. Modura bir çok konuşmasında halkı seçimlere çağırdı. Seçimlerin ABD saldırılarına karşı önemli bir yanıt olacağını da vurguladı.
Muhalefette çok tartışılır biçimde halkı sandığa çağırdı. Tartışılır bir şekilde çünkü muhalefetin bir kısmı seçimleri boykot etmeyi önermişti. Katılmanın iktidardan almaya çalıştıkları Maduro’nun yolunu kabul etmek anlamına gelecekti. Ama diğer bir kesim de Aralık 2016 yılında yapılan parlamento seçimlerinde çoğunluğu aldıklarından aynı kesimlerin kendilerini destekleyeceklerine inanıyorlardı. O nedenle onları tekrar tekrar sandığa çağırdılar.
Bu ortamda katılımın yüksek olması en başta sevindiricidir.
İkinci olumlu nokta ise Maduro iktidarının oyların çoğunu almasıydı. 22 eyalet valisinden 17’sini (Bir vilayet oyları tam belli değil, PSUV kazanırsa 18 olacak) aldılar. Genel olarak petrol çıkan alanlardaki zengin eyaletler burjuva muhalefette kaldı.
Venezüella halkı çoktandır yaşadığı karanlık günlere rağmen Bolivar Devrimi’nin arkasında durma kararını vererek çok önemli bir dönemeci daha almış oldu.
Venezüella halkları başta ABD destekli muhalefetin bin bir ekonomik siyasi taklasına rağmen, onların yol açtığı tüm kıtlıklara, kurdukları barikatlara, son aylarda 125 kişinin ölmesine yol açan terör olaylarına, ortalığı yakıp yıkmalarına rağmen, çürümelere, yolsuzluklara rağmen doğru bir kararla ancak Bolivar Devrimi’nin sorunlarına yanıt verebileceğine inandıklarını ilan etmiş oldular.
Ülkedeki seçim sonuçlarını Batı kaynaklı basın vermedi bile. Muhalefetin hiçbir dayanak göstermeden seçimlerin demokratik ve şeffaf olmadığını savunarak tanımayacaklarını açıklamalarını ise anında aktardılar. Arkasından Trump’ın da aynı doğrultudaki açıklamaları yer aldı. Oysa Kolombiya, Peru, Meksika gibi gerici ülkelerin devlet düzeyinde çalışmış adamları bile seçimlere gözlemci olarak katılmış ve şeffaf, demokratik bulmuşlardı. İşte her zamanki gibi Venezüela muhalefeti kendisinin içinden çıkmadığı bir seçimi daha kabul etmiyordu. Hiçbir kanıt olmadan “demokratik değil” diyorlar. Seçim öncesi sandıktan çıkmadıkları taktirde taraftarlarını tekrar sokağa çağıracakları tehditlerini yapıyorlardı. Büyük bir olasılıkla buna devam edeceklerdir.
Ancak artık Venezüella halkı bu süreçte çok şey öğrenmiş, politikleşmiş ve sorunlarının arkasında burjuvazinin olduğunu daha iyi görmektedir. Zaten Chaves’in kurduğu 21. yy sosyalist sistemi bunu öngörmektedir. Halkların sınıf gözlükleri ile politikaya bakabilmeleridir. Bunca zaman sonra en azından Chaves’in bu umudunun yerine getirilme başarısı sağlanmış görünüyor. Onlar bunca zorluklara rağmen devrimlerini savunma cesaretini gösterebildiler.
Elbette sorunlar seçimle son bulmuyor, sadece hangi yolda gidileceğini gösteriyor. Önlerindeki yol zorlu. Burjuva ağırlıklı parlamento bir iş yapmıyor ve hükümetin çalışmasını engelliyordu. Onların tek hedefi Maduro’yu başkanlıktan indirmek ve Bolivar anayasasını değiştirmek oldu. Yürürlükteki anayasa da böyle bir durumu öngörmemişti.
Sonuçta Maduro yeni bir anayasa yazılması doğrultusunda adımlar attı. Bu parlamento ile iş yapılmadığı için halktan bir Ulusal Anayasa Meclisi (UAM) kurma kararı alıp seçimlere gitti. Çok başarılı ve halkın bilinçlenmesine yol açan bu seçimler sonucu ona cesaret verdi. Ülkenin acil ekonomik, sosyal sorunlarını çözmek için kendisi ile çalışmayan parlamentoya karşı bu UAM ile çalışmaya başladı. Muhalefetten yana davranan Yüce Mahkeme Başkanı’nı ve yardımcılarını görevden aldılar. Arkasından petrol şirketi vs. için de birçok yolsuzluk olayını ortaya çıkartıp suçluları tutukladılar. Maduro bu seçimlerden aldığı hız ile de yerel seçimlerin yapılması kararını aldı. Ve de halk Maduro’nun arkasında durdu. Yerel seçimler ile şimdi eyaletlerde daha ilerici adımlar atabilecekler.
Bolivar Devrimi ikili iktidarı çok çalkantılı bir süreçtir ve bu çalkantılar giderek sanki daha bir rayına oturuyor. Şurası kesindir ki ekonomiyi ve birçok gücü elinde tutan, burjuva ekonomisinin bin bir hilesi ile haşır neşir bir sınıf ile iktidarda halk çıkarlarını koruyup geliştirmek ip cambazlığı yapmaktan daha zordur. Venezüella dünya halklarına bu dersleri veriyor. Bu ülkede yaşananlar ve çıkarılan dersler önümüzdeki süreçte 21.yy sosyalizmine soyunacak halklar açısından çok önemlidir.
Venezüella halkları sizleri hem tebrik ediyoruz hem de bize öğrettikleriniz için teşekkürler ediyoruz. Yolunuz açık olsun.
[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]