Ekvador’da geçtiğimiz pazar günü çok önemli bir referandum yapıldı. Halka, ülkenin yürüdüğü 21.yy. sosyalizmi yolundan çıkarıcı sonuçlar doğurabilecek 7 tane soru soruldu. Halk da beklendiği gibi referanduma %68 oyla halk evet diyerek tüm maddelerini kabul etti.
İlk önce sorulardan halk iktidarı açısından önemli olan birkaç tanesine değinelim.
Referandumdaki üçüncü soru “Vatandaş Katılım ve Sosyal Kontrol Konseyinin (CPCCS) mevcut yapısının değiştirilmesi ve şimdiki üyelerinin sürelerinin dolmasını beklemeden görevden alınmalarına evet diyor musunuz?” idi. CPCCS, halkın devleti denetleyen, halk tarafından seçilmiş üyelerinden oluşur. Devletin başsavcısını, seçim konseyi temsilcilerini ve genel kontrolü ve bir takım üst devlet memurlarının vs. seçim sürecini izler. Correa konsey ile devletin üst kademesindeki görevlilerin seçiminde kayırma, yolsuzlukları önlemek için kurmuştu. Bu mevkilere halk çıkarlarını koruyacak kişilerin seçilmesine bir güvence olacaktı. Referandumdaki değişiklik önerisi ile devlet başkanı Lenin Moreno CPCCS üyelerini görevden alacak ve kendisine bağlı “geçici” bir komite kuracaktır. Böylece de başsavcı, seçim kurulu ve üst genel denetleyicilerin yerine kendi adamlarını koyacaktır. Halkın üst yöneticileri denetleme olanağı bağımsızlığını yitirecektir.
Altıncı soru eski devlet başkanı ve devrim lideri Rafael Correa yönetiminin bütçe açığını kapatmak için koydurduğu eşi dünyada az görülür vergi sisteminin kaldırılıp kaldırılmamasıdır. Yasa, toprak ve emlak spekülasyonu ile haksız kazanç sağlayanlardan %2 civarında vergi alınmasını sağlıyordu. Bu vergi birçok toprak ağası ve emlak şirketi sahibini çok sinirlendiriyordu. Morena bu vergiyi kaldırarak kendisine zengin kesimden taraftar kazanacaktır.
Referandumda sorulan diğer önemli bir soru da bizzat vatandaş devriminin lideri Correa’nın önünü kesmek amacı taşır. İki görev süresi dolmuş olanların tekrar seçilebilme süresindeki sınırın kaldırılmasının onaylanıp onaylanmaması soruluyor. Oysa bir önceki referandumla görev yapma süre sınırlaması kaldırılmış ve iki dönem süresi dolan Rafael Correa’nın tekrar başkanlığa aday olabilmesinin önü açılmıştı. Ama buna rağmen Correa geçen yıl yapılan seçimlerde başkanlığa aday olmamıştı. Kendi yerine yanında 6 yıl başbakan yardımcılığı yapmış Lenin Morena’yı desteklemişti.
Referandum soruları ve sonucu ülkenin Correa ile çıktığı yolu geri çevirici özelliktedir. Bunun mimarı da gene Correa’nın yanında başbakanlık yapmış ve bizzat Correa tarafından desteklenen Lenin Moreno, yeni ülke devlet başkanıdır. Moreno halka sorduğu bu sorular ile ülkenin 10 yıldan beri Correa ile yürüdüğü yoldan sapmasına halkın onayını almaktır. Son yaptıkları nedeniyle kendisine “koyun postunu bürünmüş kurt” deniliyor. Hem devrim sürecinde 6 yıl başbakanlık yap, hem Correa tarafından desteklenerek devlet başkanı seçil sonrada ülkeyi bu yoldan çevirmeye çark et. Çok ilginç bir durumdur. Halk kendi çıkarlarına ters düşecek sorulara, devleti denetleme organının dağıtmasına, zenginlerin haksız kazancından vergi alınmasına, kendisini düzlüğe çıkaran ilerici liderinin tekrar seçilmesinin önünün tıkanmasına nasıl evet der? Moreno halkı nasıl ikna etti? Neler yaptı?
Başkan seçilmesinin daha ilk haftasında Correa’nın kendisini dinlemek için odasına gizli kameralar yerleştirmiş olduğunu iddia etti. Bir skandal yaratıldı. Arkasından Correa politikalarının sıkı savunucusu olan başbakanını asılsız yolsuzluk suçlamaları ile görevden aldı ve şimdi hapis cezası ile yargılanıyor. Bu yolsuzluğun ucu Correa’ya doğru uzatılmaya çalışılıyor. Ülkede Correa aleyhine bir kampanya başlattı ve politikaları sorgulanmaya başladı. Bu kampanyaya kaşık tutmak içinde devletin bağımsız basın ve televizyon kurumlarının yöneticileri görevden alındı yerlerine liberal görüşlü, iş çevreleri ile yakınlığı bilinen gerici kişiler geçirildi. Devlet yayın kurumları tarafsızlıklarını kaybettiler. Halkların beyinlerinin yine yalan haberlerle yıkanmasının yolu açıldı.
Öte yandan da finans kapital çevrelerini yanına çekici yasalar çıkarttı. Örneğin Correa sayesinde Ekvador dünyada elektronik para kullanan ilk devlet olmuştu. Devletin finans sistemi şeffaflaşmıştı. Merkez Bankası finans çevrelerinin para oyunlarını daha kolay izlenebilir hala gelmişti. Finans kapital güçleri elektronik para sisteminin Merkez Bankası’nın elinden alınıp kendi özel bankalarına verilmesini istiyorlardı. Moreno istediklerini yerine getirip onların kirli para oyunlarına olanak tanıdı.
Seçim sonrası bir süre için yurt dışında yaşamaya karar vermiş olan Correa bu gelişmeler karşısında derhal ülkesine dönüp Moreno’ya karşı dövüşe başladı. Kendi yandaşlarını toplamaya çalıştı. Partisi PAİS (Vatan) ittifakı ikiye bölündü. Correa yanında kalanlar halkı referanduma “hayır” vermeye çağırdılar ama kaybettiler.
Correa’yı seçimlerde destekleyen ülkenin en büyük yerli halk örgütü, CONAİE son birkaç yıldır onun karşısına geçmişti. Arkasına da irili ufaklı birçok sol örgütü almıştı. Correa bunların liderlerinin sağ çevreler tarafından ele geçirildiğini, halkı sağın arkasına çektiklerini savunuyor, protesto gerekçelerini gerici görüyordu. Correa’nın bu örgütlenmeyi yanına kazanmada zaafları olduğu söylenebilir. Bu örgüt referandumda evet oyu kullanacağını açıklamıştı.
Ülkelerinde devrim yaptıklarını, sosyalizmi yolunda ilerleyeceklerini söyleyen Correa ve yandaşları ne yanlış yapmışlardır? Halkların çıkarlarına bunca hizmet ettikten sonra nasıl onların desteğini kaybettiler? Brezilya’da Lula ve arkasından Dilma’ya yöneltilen eleştirilerin aynısı sanki Correa’ya da yöneltilebilir. Onlar burjuvaziyle fazla haşir neşir olmak ve halkları örgütlemeye gereken önemi vermemekle eleştirildiler. Bize göre aynı eleştirilerin bir kısmı Correa içinde geçerlidir. Correa da Lula ve Dilma gibi burjuvazi ile haşir neşir olmak değil aksine onların çıkarlarına müthiş saldırılar yaptı ve onlara ciddi yaralar verdi. Çok muhalif kazandı. Onların oyun kurallarını da çok iyi bildiğinden açıklarını hemen yakaladı.
Ama halk örgütlenmelerini arkasında tutmaya yeterince önem vermedi. Halk çıkarına yasalar çıkartmak, onları yoksulluktan kurtarmak, sosyal güvencelerini arttırmak, eğitim ve sağlık koşullarını iyileştirmek, demek ki yetmiyor. Halklara bu hakları tepeden vermek onların bilinçlenmesine gerektiği gibi hizmet etmiyor. Onları eğitmek, örgütlemek devletin içine katmak başka bir uğraş gerektiriyor. Bize göre Correa da Lula gibi bu konuya gereken önemi vermemiştir.
Moreno’nun son uygulamaları Ekvador’un 21.yy. sosyalizmi yolundan sağa, tekrar yeni liberal politikalara doğru kaydığına işaret ediyor. Bu gerçekten Latin Amerika halkları açısından bir kayıp olacaktır. Bu ülkeler son zamanlar büyük bir ABD ve yandaşı yerel burjuvaların saldırısı altındalar ve tek tek düşüyorlar. Şimdi bu ilerici ittifaktan bir ülke daha kopuyor.
[button link=”https://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]