L. Amerika solunun 2010’larda yaşadığı yavaşlama/gerileme eğilimi, 2009 yılında dönemin Honduras Devlet Başkanı Zelaya’nın açıkça ABD destekli bir darbe ile görevden alınması sonrasında güç kazanmıştı. Chavez politikalarına yaklaşan Zelaya’ya darbe yapılmasının en önemli gerekçesi de anayasayı değiştirerek ikinci kez başkanlık adayı olmayı aklına koyması olarak gösterilmişti. Zelaya iktidardan uzaklaştırıldıktan sonra Honduras kaynaklı uyuşturucu ticaretinde patlama oldu. Yolsuzluklar bir kez daha ülkenin en önemli gündemi haline geldi. Genel olarak Orta ve Güney Amerika siyasetinde etkisi zayıflayan ABD ise Honduras’taki iktidarı ekonomik ve siyasi olarak açıkça desteklemeye devam ediyor.
26 Kasım 2017’de bu küçük Orta Amerika ülkesinde seçimler yapıldı. Seçimin iki güçlü adayından birincisi ABD ve 2009 darbesini gerçekleştiren blok destekli Hernandez. Hernandez aslında şu andaki başkan fakat kendisi 2009’da darbe gerekçesi olarak gösterilen değişikliği gerçekleştirerek ikinci kez başkan adayı olabildi. Hernandez halkın geniş kesimleri tarafından bir diktatör bozuntusu olarak görülüyor. 2016 yılında yerli hareketinin ve doğayı yağmalayan şirketlere karşı mücadelenin simge isimlerinden birisi Berta Caceres’in öldürülmesinin arkasında hükümetin ve Berta’nın aleyhinde mücadele yürüttüğü Desa isimli inşaat şirketinin olduğu kanaati oldukça güçlü. Yerliler, “kalkınma ve büyüme” gerekçeleriyle topraklarını ele geçirmeye çalışan Hernandez ve çevresindeki şirketlere öfkeli.
Muhalefette iki önemli parti var. Bir tanesi LIBRE (Özgürlük ve Yeniden Kuruluş). Yerli haklarının korunması ve sosyal adalet temalarını birleştiren sol popülist bir parti. Devrik lider Zelaya da partinin önemli kozlarından. Ülkenin anti kapitalist güçleri de büyük oranda LIBRE’yi destekliyor. İkinci muhalefet partisi ise Yolsuzluk Karşıtı Parti (PAC). Bu da yerli hareketi ve 2009 darbesine direnen güçler kaynaklı bir parti, ancak daha sağda. Düzen karşıtlığı yolsuzlukla mücadele ile sınırlı, lideri Salvador Nasralla popüler bir TV figürü. Güzellik yarışmaları jürilerine başkanlık eden, bir yarışmada birinci olan kadınla evlenen bir sima.
LIBRE ve PAC’ın 2013 seçimlerinde aldıkları toplam oy Hernandez’in partisini geçiyordu. Dolayısıyla birlikte Diktatörlüğe Karşı İttifakı kurarak seçime katıldılar. Seçim gecesi ittifakın adayı Nasralla’nın 5 puan önde olduğunun açıklanması sonrasında ise devreye Honduras YSK’sı ve trafolardaki kediler girdi. 36 saat süreyle seçim sonuçlarının açıklanmasına ara verildi. Elektrikler kesildi, internet sistemi “aşırı” yüklenme dolayısıyla çöktü. 36 saat sonra yapılan açıklamada ise Hernandez’in oyların %60’ı sayıldığında 5 puan farkla geride olmasına rağmen bir anda öne geçiverdiği anlaşıldı. Zaten ondan sonra ortalık tamamen karıştı.
Honduras halkı iradesinin çalınma girişimine karşı sokaklara çıktı. İşgaller, eylemler, tencere-tava çalma eylemleri tüm Honduras’ı kaplamış durumda. Seçim sonuçları resmiyet kazanamadan 1 Aralık’ta Hernandez Hükümeti sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hal ilan etti. Halkın sokaklardan çekilmemesi sonrasında çıkan çatışmalarda 7 kişi öldü. 1 Aralık gecesi “cacerolazos” (protesto için tencere tava çalınması) sesleri çok daha gür çıkıyordu. 5 Aralık’ta ise Honduras’ın çevik kuvveti “Cobras” halka karşı silah kullanmayacağını açıkladı. Ordu şu ana kadar Hernandez’in yanında durmaya devam ediyor. Zor aygıtında yaşanan çatlama baskı ile ayakta duran iktidarlar için yıkılışın ayak sesleri anlamına gelir, Honduras’ta neler yaşanacağını göreceğiz.
Venezuela’da Kurucu Meclis ve sonrasındaki yerel seçimlerde Chavistaların el yükseltmesi sonrasında Honduras’ta Hernandez iktidarının devrilmesi Latin Amerika’da damarlarda akan kanı yeniden hızlandırabilir. Ancak Honduras seçimlerinde yaşananların bizler açısından çok daha güncel bir anlamı var.
İttifak yapabilmenin ne kadar önemli politik sonuçlar yaratabileceği böylece bir kez daha tarafımıza hatırlatılmış oluyor. Diktatörlükle mücadele edebilmek için halkın farklı öbeklerini bir araya getirmenin yolu muhakkak bulunmalıdır. Tabandaki güçlerin bu konuda sürekli olarak basınç üretmek gibi bir görevi vardır.
Diktatörlüğün hukukuna güvenilmez. İktidarda kalmayı her ne pahasına olursa olsun kafasına koymuş bir güç, seçim sonuçlarını her biçimde eğip bükebilir. Bunun için sadece sandık üzerine hesap yapanlar kaybetmeye mahkumdur. Honduras halkı Türkiye’de 16 Nisan’da gerçekleştirilemeyeni gerçekleştirme azminde görünüyor.
Gerçek bir halk örgütlenmesi yoksa hiçbir destek ya da köstek kazanmanın ya da kaybetmenin güvencesi değildir. Dış destek ya da dış köstek önemli ve hesaba katılması gereken desteklerdir ancak sonucu halkın somut örgütlülüğü ve bu örgütlülüğün neye cüret edebileceği belirler.
Honduras’ta yaşananları yakından takip etmeye devam edelim.
[button link=”https://www.sodap.org/m-sinan-mert-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]