Küçük Latin Amerika ülkesi Honduras’ta polis artık iktidarın komutlarına uyup halkın üzerine ateş açmayacağını açıkladı. “Karakolda oturup dışarı çıkmayacağız.” dediler. İlk önce burjuva basında polis ücret zammı için greve gidiyor olarak duyuruldu ama sonra işin aslı ortaya çıktı. Polisler gözlerinin parada filan olmadığını açıkladılar. “Biz barışçıl gösteride olan halkın üzerine silah sıkmayacağız. Onları koruyacağız.” dediler.
Onun üzerine gözler ABD ve ordu eğitimli Cobra ve Tiger güçlerine çevrildi. Savunma Bakanı bunların maaşlarına zam yapacaklarını ve fazla mesai ücreti vereceklerini açıkladı. Onlar da “Özel ücret ve zam gibi rüşvetler istemiyoruz. Biz görevimizi yapacağız, sokağa çıkacağız ama zor kullanmayacağız ve halkı koruyacağız.” dediler. “Sonra bunların bedelini biz ödüyoruz. Halklar silahsız suçsuz, anayasal haklarını kullanıyorlar, biz barış istiyoruz herhangi bir siyasi tarafımız da yok.” dediler.
Şimdi iktidarın ordu güçlerini devreye sokması bekleniyor. Öte yandan Devlet Başkanı Hernandez’in sokak protestolarından korkarak ülkeden zaten kaçtığı söylentileri var. Seçim yolsuzlukları nedeniyle iktidar önce geceleri sokağa çıkma yasağı ilan etti. Ama bu işe yaramadı. Sabah olunca halklar gene sokaklardaydı. Bu seçimlerin yapıldığı 26 Kasım Pazar gününden beri 11 günü aşkındır böyle sürüyor. İktidar sokaktan halkları alamayınca olağanüstü durum ilan etti. Gündüzleri de bazı alanları kapadı, kontrolu sıklaştırdı, gösteri yasakları getirdi. Anayasal hakları askıya aldığını açıkladı. Ama bunlar işe yaramadı. Çıkan çatışmalarda 11 kişinin öldüğü onlarca insanın yaralandığı söyleniyor. Tam rakam belli değildir. Ama artık polisler iktidar komutlarını dinlemeyecek ve halka silah sıkmayacaklar.
Seçimler 26 Kasım Pazar günü yapıldı ve kesin sonuç hala açıklanmadı. Seçim günü oyların yarısından biraz fazlası sayılmışken muhalefet lideri Nasullah halen devlet başkanı olan Hernandes’in beş puan önündeydi. Aralıklarla açıklanan sonuçlar hep böyle bir ivme gösterirken birden sonuçların açıklanması duruduruldu. Bir kaç gün sonra Hernandez %42,98 ve Nasullah %41,39 olarak iktidar adayı şimdiki başkan öne geçti. Ama kesin sonuç değil, dendi. Yaşananlar kesinlikle yolsuzluk yapıldığına işaret ediyordu.
Zaten seçim öncesi The Economist dergisi iktidarın seçim hile yollarını tartıştığı bir ses bantı yayınlıyor ama başta bir yankı bulmuyor. Ses bantında seçimlerde yapılabilecek 5 cins hile şekli anlatılıp, tartışılıyor. Konuşmalarda muhalefet ittifakı içindeki küçük oy potansiyelli parti adaylarına oy verenlerin satın alınmasından, seçim sisteminin elektronik kısmı ile oynamak da var. Sonuçta seçimleri kaybettiğini anlayan iktidarın bu tartışılanları uygulamaya soktuğu ayan beyan ortadadır.
Seçimlere yolsuzluk karıştırıldığı artık kesinleşince Nasullah en başta 5000 sonrada tüm seçim sandıklarının yeniden sayılmasını istedi ve kendisini galip ilan etti. Bu arada ülkede seçim izlemeye gelen yabancı ülke temsilcileri var. Amerika Ülkeleri Örgütü ve AB temsilcileri de oyların yeniden sayılmasını istiyorlar. Ama ABD temsilcisi seçimlerin düzenli ve hilesiz yapıldığını açıklıyor. Seçim kurulundan bu doğrultuda bir açıklama gelmedi.
Honduras, komşusu Kolombiya ve Guatemala ile birlikte ABD’nin Orta Amerika’da mafya çıkarları koridorunda bulunur. ABD burada ilerici bir lidere izin vermeyi çıkarlarına uygun görmez. 2009 yılında Honduras seçimlerini ilerici, halkçı Manuel Zelaya kazanmıştı. ABD darbe yaptı ve Zelaya ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştı. Honduras o günden bugüne neoliberal, halkına kan kusturan, ABD uşağı Hernandes iktidarı tarafından yönetiliyor. Hatta Reuters ajansının haberine göre ABD devlet departmanı Honduras’a insan haklarına saygı ve yolsuzlukla mücadelesi nedeniyle sertifika vermiştir. Bu nedenle de Hernandez hükümetine milyonlarda dolar güvenlik yardımı yapacaktır. Aynı nedenle bu yıl içinde 17,3 milyon dolar zaten almıştı. (Guardian’dan aktaran zet.net, 7 Aralık 2017, yazar Sarah Kinosian) ABD işte hemen gerici Hernandez’in arkasında yerini alıverdi bile. Öte yandan ilerici Latin Amerika ülkeleri de Honduras’ta seçim yolsuzluğu ve halka saldırıları kınıyorlar.
Sonuç ne olacaktır şimdiden kestirmek zor. Ya oylar yeniden sayılacak, ya yeniden seçim yapılacaktır. Yoksa halkları sokaklardan çıkarmak olanaksız gibi gözüküyor. Ayrıca artık ellerinde zor gücü de kalmadı. Ordu girer mi devreye, göreceğiz.
Honduras’ta yaşananlarda polisin halka zor kullanmama kararı dışında bir yenilik yoktur. Artık bu seçim çalma işi batı “demokrasilerinde” sıradanlaştı. Latin Amerika ülkelerini Brezilya, Arjantin vs. geçtik, ABD kendisinde de seçim yolsuzlukları bir tema değil midir? Doğu Avrupa ülkeleri de öyle. Tabii biz önde gidiyoruz.
Neoliberal politikalar devrini tamamladı ve artık halklar bu düzenin bir yağma, yolsuzluk düzeni olduğunu anladılar. O nedenle şeffaflık bir politik vaad oldu. Bu da yetmiyor. Yolsuzluklar devam ediyor. Gizli bantlar, kayıtlar hepsi her ülkede görülüyor. Çünkü bu düzenin kendisi böyle çalışıyor.
Halklar da sokaklarda haklarını arıyor. Anti demokratik yasalar çıkıyor. Onlar da yetmiyor işte kanun hükmündeki kararnameler, olağanüstü haller. Bunlar görüldüğü gibi tüm neoliberalizm uygulayan ülkelerde var. Şaşmıyor.
Bu durumda halklar da buna karşı daha iyi örgütlenmek zorundadır. Gerçekten kendi adaylarını korumasını becerebilmenin yollarını geliştirmelidir.
[button link=”https://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]