SODAP, Dayanışmaevi, BATİS ve BAMİS’ten Bursa’da Panel
“İşçiler, İşsizler, İşsiz İşçiler… Kapitalizme Karşı Toplumsal Dinamikler ve Birleşik Mücadele Olanakları” konulu panel, 20 Şubat günü Bursa Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Yoğun katılımın sağlandığı panele, araştırmacı-yazar Gaye Yılmaz, SODAP Sözcüsü Mehmet Yılmazer ve BATİS Genel Başkanı Metin Burak konuşmacı olarak katıldı. Panelden önce, sendikal örgütlenme hakları için 4 gün boyunca fabrikalarını işgal eden Çelmer işçileri adına Ersin Usta yaşadıkları süreci paylaştı.
Panelde ilk olarak Gaye Yılmaz söz aldı. Yılmaz “güvencesiz çalışma” konusuna ayrıntılı olarak değindiği konuşmasında, “taşeron işçiliğinin yapısal nedenleri” ve “güvencesizliğe karşı mücadele” üzerine düşüncelerini aktardı. 70’li yıllarda sermaye birikiminde yaşanan tıkanma sonucu taşeron üretimin küresel ölçekte egemen hale geldiğini ifade eden Yılmaz’ın, güvencesiz çalışmaya karşı mücadelelerle ilgili Türkiye’den ve dünyadan verdiği örnekler ilgiyle dinlendi. Konuşmasının sonunda sendikal örgütlenme, işsizleri, taşeron işçilerini ve emeklileri de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğinin belirten Yılmaz, “emekçileri pusuda bekleyen Özel İstihdam Büroları ve Kiralık İşçi Büroları ile ilgili yasal düzenlemelere cepheden karşı çıkılmadır” dedi.
Mehmet Yılmazer konuşmasında, kapitalizmin yaşadığı yapısal dönüşümler sonucu günümüzde işçi sınıfının yapısının, düşünce ve davranış biçimlerinin de değiştiğine vurgu yaptı. Yılmazer, hızı olağanüstü artan teknik gelişim sonucu imalat sanayindeki işçi sayısının azaldığını fakat buna karşı hizmet sektöründe ciddi biçimde arttığını belirtti. Yılmazer ayrıca, işsizliğin artık yapısal bir sorun olarak işçi sınıfının eylem gücünü sınırlayan bir faktöre dönüştüğünü ifade etti. “Kırdan kentte göç” olgusuna da değinen Yılmazer, bütün dünyada büyük oranda artan göçün devasa kentler yarattığını ve işsizlerin sayısının çoğalmasına yol açtığını belirtti. Mehmet Yılmazer, tüm bu olguların işçi sınıfının mücadele yöntemlerini değiştirdiğini, yeni mücadele yöntemleri geliştirmesini zorunlu hale getirdiğini vurguladı. Neoliberal politikaların ilk defa ve vahşi bir biçimde uygulandığı Latin Amerika’da yaşanan “işsiz işçiler hareketi”ni ve Türkiye’de yine “işsiz işçi eylemi” olan Tekel işçilerinin direnişini yeni mücadele yöntemlerine örnek olarak veren Yılmazer, işçi sınıfının devasa işsiz kitlesiyle güçlü bağlar kurması gerekliliğine vurgu yaptı.
Metin Burak konuşmasında, BATİS ve BAMİS tarafından “asgari ücret,” “sendikal barajlar,” “iş cinayetleri” ve “torba yasa” konularında yürüttükleri ve yürütecekleri çalışmalara değindi. Metin Burak, Anayasa ve yasalardaki eşitlik ilkesinden yola çıkarak, “yoksulluk sınırının altındaki asgari ücretin, kamudaki en alt seviye ücret olan 1.460 TL olması” için dava açtıklarını ifade etti. Ayrıca sendikal örgütlenmenin önündeki baraj engelinin sorumluları hakkında da yasal işlem başlattıklarını belirten Burak, “iş cinayetleri” ve “torba yasa” konularında da benzeri bir mücadele sürecini başlatacaklarını söyledi. Metin Burak, milyonlarca emekçinin haklarını bir yandan hukuksal zeminde, diğer yandan da sokakta aramaya devam edeceklerini vurgularken, tüm emekçileri bu mücadeleye omuz vermeye çağırdı.
İlk tur konuşmaların ardından panelin ikinci turunda konuşmacılar kendilerine yöneltilen soruları yanıtladı.