Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yemekhanesinde taşeron firmaya bağlı olarak çalışırken işten atılan ve hastane önünde üyesi olduğu DİSK Dev Turizm-İş sendikasıyla birlikte direnişte olan Ayfer Dişkaya ve Dev Turizm-İş Marmara Bölge Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Saniye Evren’le direnişi değerlendiren bir söyleşi gerçekleştirdik.
Geçmiş olsun. Neden işten atıldınız?
Ayfer Dişkaya: Ben Ayfer Dişkaya. Bundan 17 gün önce işten atıldım. Okmeydanı SSK’da çalışıyorum, yemekhane bölümünde. Yaklaşık 8 gündür de sendikamla birlikte direnişe geçtik. Neden işten atıldım? 2 gün işe gelmedim. Çocuğum rahatsızdı. Gelmeyeceğimi bildirmek için aradım, telefonlarıma cevap vermediler. Mesajlarıma geri dönüş yapmadılar. Pazartesi günü işe döndüğümde ofise çağırdılar ve işime son verdiklerini söylediler. Bana söyledikleri gerekçe işi aksatmam.
Hakkınızda daha önce işi aksattığınıza dair tutanak tutuldu mu?
Ayfer Dişkaya: Hayır, daha önce işi aksattığıma dair herhangi bir tutanak tutmadılar. İşten çıkartıldıktan sonra bana çeşitli bahaneler söylediler. İşi aksattığım, arkadaşlarımla uyumsuz olduğum gibi şeyler. Elbette ki bunlar bahane, asıl gerekçe sendikalı olmam.
Sendikal mücadeleniz hangi aşamada?
Ayfer Dişkaya: İş yerimizde sendikal mücadele son gaz devam ediyor. Bize söyledikleri, sendikayı arkanıza aldınız burada havalı havalı geziyorsunuz. Bir tek benim atılmamla kalmayacakları benim arkamdan da birkaç kişiyi atacaklarını söylediler. Daha öncede hastalanmıştım ve böyle bir şeyle karşılaşmadım. Kesinlikle sendikalı olduğum için işten atıldım. Sendikamla birlikte direnişe devam edeceğim.
Bir kadın olarak günlerdir direniyorsunuz. Kadın olmanızdan kaynaklı ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Ayfer Dişkaya: Ben bu süreci hem işten atılan bir işçi hem de bir kadın olarak götürmeye çalışıyorum. Bu anlamda zorlandığım noktalar var. Hem ev, hem direniş, hem çocuklar. Sadece kendim için durmuyorum. Bütün arkadaşlarım için direniyorum. Ben bu direnişi kaybedersem teker teker onları da iş yerinden atacaklar. Onlar içinde direniyorum.
Kamuoyuna söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ayfer Dişkaya: Bütün herkesi dayanışmaya çağırıyorum. Desteklerini bekliyorum. Sesimizi duyun. Teşekkür ederim.
Siz buradaki direniş hakkında neler paylaşmak istersiniz?
Saniye Evren: Direnişimiz 8 gündür devam ediyor. Direnişe geçmeden önce bir dizi görüşmeler yaptık işverenle. O görüşmelerde “Ben attığım işçiyi geri almam.” gibi işçi düşmanı bir tutumla karşı karşıya kaldık. Bu tutum karşısında Ayfer de hızlıca hastane önünde nöbet eylemini başlatmak istedi. Bizim özellikle burada hatırlatmamız gereken üst işveren olan ve asıl işveren olarak sorumlu olan hastane yönetimi, başhekimidir. Çünkü taşeron gelip geçicidir, asıl sorumluluk hastane yönetiminindir. Ayfer’in işe alınması ile ilgili somut adım atması gerekenlerin hastane yönetimi olduğunu biliyoruz ve onlara bu sorumluluklarını her fırsatta hatırlatıyoruz.
Bu süreç nasıl ilerler? Biz en başından beri Ayfer’in işine kaldığı yerden devam etmesi ve herhangi bir hak kaybına uğramadan direnişini sürdürmesini sendika olarak destekliyoruz. Ayfer’le birlikte buradayız.
Taşerona kadronun gündemleştirildiği bugünlerde böylesi bir şey yaşamış olmamız bu işten atmanın asıl amacının sendika düşmanlığı olduğunu algılamamıza yol açtı. Böylesine belirsiz bir süreçte taşerona kadro gündeme gelmişken bir işçi sadece çocuğu hasta olduğundan işe gelemediği için işten atılıyorsa buradaki niyetleri bizler sorgulamak zorundayız.
“Teşerona kadro verilecek” vaadine nasıl bakıyorsunuz?
Saniye Evren: Son olarak taşerona kadro gündeminin KHK ile düzenleneceğine dair duyumlar aldık. Bu noktada da çeşitli şüphelerimiz tabi ki uyandı. Özellikle KHK’ların OHAL ve sıkıyönetim dönemlerinde hayata geçirildiğini biliyoruz. Bizler açısında verilen mesaj çok net, KHK’yla düzenlenmesi itiraz yolunu, hukuki yolları kapatmak ve hayata geçirecekleri uygulamayı meclisten kaçırılması demek. Bizim DİSK olarak ayrımsız, şartsız, koşulsuz kadro talebimizi karşılamayacaklarının bir göstergesidir. Bizler açısından bunun meclisten kaçırılmasının başka bir anlamı yoktur. Bizim talebimiz nettir tüm taşerona ayrımsız, şartsız, koşulsuz hak olan kadronun sağlanmasıdır. Biz hem Ayfer Dişkaya işe geri alınana kadar hem de tüm taşeron işçileri kadroya alınana kadar asgari ücret gerçeği ile, işten atmalarla, güvencesizlikle mücadelemizi sürdüreceğiz.