10 Ekim Katliamı, Suruç’la beraber Saray Rejimi’nin kurucu eylemleridir. Anayasası, Çökertme Planı olan bu rejimin temeli tarihimizin en korkunç kan banyolarına dayanmaktadır.
2013-2015 Gezi-Kobane momentinde ortaya çıkan devrimci demokrasi olanağı düzenin bütün iblislerini halk güçlerine karşı domuz topu hâlinde birleştirdi. 2015 Haziran’ında iktidarını kaybeden AKP ve arkasındaki sermaye güçleri ancak faşist bir rejim inşasıyla ayakta kalabileceklerini gördüklerinden 10 Ekim’in katilleri ellerini kollarını sallayarak aramızda kendilerini havaya uçurabildiler, o yüzden geride kalanların üzerine, daha kanlı bedenlerimiz yerdeyken gaz sıkıldı, o yüzde mahkemeler tam bir orta oyununa döndü.
Bugün el sıkma seremonileriyle, yumuşama teraneleriyle şirinlik taslayanların elindeki kanı görmeyecek kadar kör değiliz.
Bugün daha yoksulsak, ortalık çetelerin cirit attığı bir cehenneme dönüşmüşse, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet zıvanadan çıktıysa biraz da 10 Ekim’in hesabı sorulamadığı içindir.
10 Ekim’in hesabı ancak birleşik anti-faşist mücadeleyle sorulabilir.
Birleşelim, kazanalım, 10 Ekim’in hesabını okulda, sokakta, fabrikada soralım.