Okan Göçer… Gezi’nin kanayan yaralarından biri… 1 Haziran’da Gezi eylemlerine katılmak için gittiği İstiklal Caddesi’nde başına isabet eden biber gazı kapsülüyle yaralandı. Berkin Elvan ile aynı odada tedavi gördü. Günlerce süren uykusundan uyanıp tekrar aramıza döndü. Okan uyanınca Berkin de uyanır diye ümit ettik ama olmadı. Ve şimdi de geçtiğimiz ay rahatsızlanıp tekrar hastaneye kaldırıldı. Bu sabah (10.11.2014) bir beyin ameliyatı geçirdi. Doktorlar durumunun iyi olduğunu söylüyor. Ameliyattan sonra yoğun bakım ünitesine götürüldü.
Okan ile aynı mahallenin çocuğu olduğumuz için durumunu güncel olarak takip ediyorum. Lakin Okan gibi bir sürü Gezi gazisi var ve bir çocuğunun yaşadıklarından habersiziz. Hayatlarına nasıl devam ediyorlar? Hukuki bir sürecin içerisindeler mi? Eğer hukuki bir sürecin içindeyseler bu konuda ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar? İş/okul hayatları bu durumdan nasıl etkilendi? Tedavileri ne durumda? Yaşadıkları travmanın üstesinden gelebildiler mi? Bunların birçoğunu bilmiyoruz. Belki de hiç birini bilmiyoruz.
Okan Gezi’de vurulduğundan beri birçok sorunla boğuşuyor. Sağlık, eğitim, ekonomik, psikolojik sorunlarla baş etmeye çalışıyor ve ne kadar destekçisi olursa olsun bunu kendi yaşıyor. Gezi’yi sadece sokağa çıkmaktan ibaret sanan cenaha Okan, bir buçuk yıldır ortaya koyduğu mücadeleyle en güzel cevabı veriyor. Ve üstelik tüm bunları yaşamasına rağmen o gün orada olduğundan dolayı hiç pişmanlık yaşamıyor.
Asıl dikkat çekmek istediğim nokta ise şu: Okan bunca bedel öderken acaba kamuoyunda ne kadar dikkat çekti ve sahiplenildi?
Okan’a ilk anda müdahale edilemeseydi veya hastanede kurtarılamasaydı Okan da durmadan adını andığımız Gezi Şehitlerinden biri olacaktı. O zaman hatırlayacaktık anca Okan’ı, o zaman sahiplenecektik. O zaman Okan’ın resmini profil fotoğrafı yapıp, davalarında adını haykırıp, sokaklarda Okan için yürüyüşler düzenleyecektik.
İyi ki de olmadı bunlar. Ne güzel ki Okan hala aramızda. Ama güzel olmayan şey ölülerimizin arkasından yaptıklarımızın onda birini hayattakiler için yapmayışımız-her koşulda Okan’ın yanında olan o güzel insanları tenzih ediyorum-. Facebook’tan, Twitter’dan ve başka sosyal mecralardan paylaşım yapıp bir şekilde Okan’ın durumuna dair bilgileri dolaşıma sokuyoruz evet.
Peki, neden içten bir desteğe ( bir hasta ziyareti, bir telefon, bir mektup, bir gülümseme) gelince ortadan kayboluveriyoruz.
İşin özü Gezi sadece şehitlerinden ibaret değildir. Gezi orada gözünü kaybeden, yaralanan, kanser olan, travma yaşayan insanlardır. Gezi barikatlarda yanan eşyalar, sıkılan gazdan dolayı ölen hayvanlar, direnişimize şahit olan sokaklar, bizi saklayan mekânlardır. Gezi tüm politik kirliliğe rağmen unutmamaktır.
Gezi direnişi sırasında yaralanan arkadaşlarımızı geride bırakıyor muyduk? Elbette, hayır! Şimdi de bırakmayalım. Okan Göçer’e ve diğer tüm Gezi gazilerine destek olalım. İnanın fotoğraf paylaşmaktan daha farklı bir his yaşayacak ve o hissi daha çok seveceksiniz.