İktidarın küçük ortağı MHP’nin ayaklarını bastığı yer Maraş’ın kanlı sokaklarıdır. MHP’nin AKP ile buluştuğu en önemli kavşak da burasıdır.
19-26 Aralık 1978’de Maraş’ta yaşananlar, Türkiye siyasi tarihinin en kara sayfalarından biridir. 42 yıl önce bu coğrafya yine büyük bir katliama tanıklık etti.
MHP ve ülkücü çetelerin açıktan rol oynadığı Maraş katliamında yüzlerce insan yaşamını yitirdi, Alevilerin yaşadığı evler yakıldı, dükkanlar tahrip edildi, sonrasında binlerce insan göç etmek zorunda kaldı.
Amaç, ülkede gelişen sol muhalefetin önünü kesmek ve jeopolitik öneme sahip bu bölgeyi Kürt Alevilerden arındırmaktı.
İlki Malatya’da denenen ‘Solcular, Aleviler camiye bomba koyacak’ provokasyonu örgütlü güçlerin farkındalığı, devrimcilerin cami önlerinde nöbet tutmasıyla engellenebilmişti. Bunun üzerine paramiliter güçler Maraş’ta daha iyi bir hazırlıkla planlamalarını hayata geçirdiler. Katliam ve zorla göç ettirme sürecine yoksul Türk-Sünni halkın katılımını sağlamak için onların dini inançlarını istismar ettiler, tıpkı 1915 Ermeni katliamında ve 6-7 Eylül olaylarında olduğu gibi hedefe oturttukları halkın mal ve mülklerini ödül olarak sundular.
Devlet katliamcı çeteleri yargılamak yerine canları pahasına daha büyük can kayıplarını önlemeye çalışan devrimcileri işkence tezgahlarında katletti. Halkların büyük sahiplenmelerinin zoruyla, mahkemelerden göstermelik cezalar çıksa da bugün bile Maraş’ta katliamın sorumluları ‘kahraman’ gibi değer görmekte, yapılmak istenen anma törenleri engellenmektedir.
Bugün mecliste iktidarın küçük ortağı MHP’nin ayaklarını bastığı yer Maraş’ın kanlı sokaklarıdır. MHP’nin AKP ile buluştuğu en önemli kavşak da burasıdır. Ve bugün, Maraş’ta postacı kılığında Alevi evlerini işaretleyen ülkücü çeteler AKP eliyle bekçi yapılıyor, kamu kurumlarına yerleştiriliyor.
Maraş’ta tanığı olduğumuz katliamcı mekanizmanın çarkları dönmeye halklara, inançlara, emekçilere dönük kıyım, katliam kalkışmaları hız kesmedi. Maraş’ın 22. yıl dönümünde 19 Aralık 2000’de bu kez cezaevlerinde karşımıza çıkan da bunlardan bir tanesiydi. Zindanlarda hücre sistemine geçmeyi planlayan devlet güçleri, devrimcilerin kaldığı hapishanelere iş makineleri ve silahlarla saldırarak çok sayıda devrimci tutsağı katletti.
Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, 19 Aralık Cezaevleri katliamlarının ve daha nicelerinin hesabını sormak bir daha yaşanmasının önüne geçmektir.
Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin ve bu coğrafyada var olan bütün halkların, bütün inançların, bütün emekçilerin yaşam güvenceleri faşizme karşı birlikte örgütlü mücadeleyi örmekten geçmektedir.
Maraş’ı unutmadık, unutturmayacağız!
Katliamları unutmadık, unutturmayacağı!
Yaşasın 19 Aralık direnişimiz!
SODAP
SOSYALİST DAYANIŞMA PLATFORMU