İstanbul’da bir inşaatta meydana gelen iş kazası sonucu on işçinin hayatını yitirmesinden sonra hükümet tarafında yapılan ilk açıklamada çok önemli kararlar aldık deniyor. Doğrudur, tıpkı Soma’da 300 den fazla çalışanın ölümünden sonra alınan kararlar gibi bunlarda kuşkusuz ‘çok önemlidir’. Ancak bu çok önemli kararların yetmediğini her gün yaşayarak görüyoruz.
Bir halk deyişi olan ‘cana gelecek mala gelsin’i liberal bir gazete yazarı bu şekilde yazısına başlık yapmış, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliğine verilen önemi vurgulamak için. Yılın ilk altı ayında ‘en az 978 işçi’nin çalışırken hayatını kaybettiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu rakam İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin kendi imkanları ile tespit ettiği işçi ölümleri. Resmi rakamlar ise bir buzdağının görünen kısmı görüntüsünü veriyor.
Resmi rakamlardan sorumlu ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, iş sağlığı ve güvenliği bilincini hem iş yerlerinde hem de işçilerde oturtmak için 2014 yılının rehberlik yılı olacağını bildir’miş. Sanayici ve iş adamlarıyla bir araya geldiği bir toplantıda Bakan Çelik, bunun ‘işveren için ciddi bir yük ve sıkıntı taşımaması gerektiğini’ vurgulamaya özen göstermiş.
Neden işverene ‘ciddi bir yük ve sıkıntı’ oluştursun ki? İş kazasına neden olan onlara göre çalışanın kendisi, biraz dikkatli olsalar kazalar meydana gelmez ki! Türk Metal Sendikasının yeni toplu iş sözleşmesi için işverene verdiği öneri, ‘işçi temsilcilerinin’ de ayni görüşte olduğunu gösteriyor. Kaza yapılmayan her gün için sendika işverenden ek bir prim talep etmiş. Bu şekilde işçiler daha dikkatli olacak ve iş kazaları olmayacakmış. Böyle Bakan’a böyle sendika!
Öyle ya herkes kapısının önünü süpürürse şehir tertemiz olur. İşvereninde kendi kapısının önünü süpürmesi lazım kuşkusuz. Nitekim Yeni Çeltek Kömür İşletmeleri Genel Müdürü, ‘iş ve işçi güvenliği için 2 milyon liralık yatırım yaptıklarını’ söylüyor. Tarihinde ilk kez kasasında 20 milyon lira karla 2013 yılını kapatan bu şirketin hayırseverliği dillere destan. Kuran kurslarına bedava kömür vermekte, şehrin spor kulüplerine bağış yapmaya kadar uzanan bu hayırseverliğe bu sefer iş ve işçi güvenliği de eklenmiş.
Ama bunun bir nedeni var, Belediye başkanı açıklıyor, ‘Yeni Çeltek’te bu zamana kadar 1000 işçiyle yıllık en fazla 250 bin ton satılabilir kömür üretimi yapıldı. Çeltek kömür işletmesini 2013 yılında rödovans sözleşmesiyle devralan Soma Holding’e bağlı Gürmin A.Ş., şimdi 2500 işçiyle maden ocağında yıllık 1,2 milyon ton kömür üretmeyi planlıyor.’
Bu çılgınca üretim artışı beraberinde yeni tehlikeleri de getirecek. Söz konusu işletme metan gazı gibi oldukça tehlikeli gazların en yoğun olarak görüldüğü yerlerden biri. Daha önceki patlamalarda bu madenler yüzlerce işçiye mezar olmuştu. Kazalarda ise sık sık ‘yaşam odaları’ gerekliliği gündeme gelmişti.
Buna karşın işletmenin genel müdürü, eski AKP milletvekili Osman Coşkun, yaşam odaları konusunda pek hayırsever değil, gazetecilere verdiği iftar yemeğinde nedeni şöyle açıklıyor, ‘yer altında bir yaşam odası yapılıyor, bir süre sonra o yaşam odasından kilometrelerce uzaklaşa biliyorsun, dolayısıyla yaşam odalarının kömür madenciliğinde kullanılabilir imkanı yok, dünyada da pek yok’. O. Coşkun’un Üniversite öğrenim üyesi olarak bu bilgileri nereden almış bilinmez, bilinen o ki özel sektöre peşkeş çekilen bir işletmeden bile 20 Milyon kar etmesi ile övünmesi.
Benzer bir ‘çılgın proje’ ile daha dün 300 den fazla işçiyi ölüme gönderenler hiçbir şey olmamış gibi candan önce mal gelir mantığı ile yeni işçi kırımlarına davetiye çıkarıyorlar. Soma faciası sonrası alelacele meclise gelen bir Torba Yasasına maden işçileri için yeni maddeler getiren hükümette gene ‘yaşam odalarını unutarak’ bu suça ortak olmaya devam ediyor.