Gönül Soyer ve Sıdıka Şen: Çalışırken Ölmek, Hastalanmak, Sakat Kalmak İstemiyor
İşçi Sağlığı İş Güvenliği Kadın meclisinin Çorlu’da yaptığı atölyeye katılarak çalıştıkları AKATEKSTİL işyerindeki işçi sağlığı iş güvenliği ile ilgili sorularını paylaşan Gönül Soyer ve Sıdıka Şen, çok geçmeden işten atılmışlardı. Verdikleri hukuki mücadele zaferle sonuçlandı. Her iki işçi arkadaşımızı da verdikleri kararlı mücadele sebebiyle tebrik ediyorum ve yaşadıkları hukuki süreci bu vesileyle tüm meclis üyelerimiz ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum
İşyerinde laborant olarak çalışan Gönül çalıştığı fabrikada daha evvel sendikal örgütlenme gerekçesiyle işten atılmış ve işe iade davası ile işe geri dönmüştü. Ancak işyeri koşullarının “işçi sağlığı iş güvenliği” kurallarına uygun olmaması nedeniyle sağlam olarak girdiği işyerinde rahatsızlandı. Bir kulağında büyük oranda duyma kaybı oldu. İlk işe girdiğinde İşitme testlerinde “duyduğu” tespit edilen Gönül, yaşadığı rahatsızlık üzerine zaman kaybetmeden Meslek Hastalıklarına hastanesine başvurdu ve hukuki mücadele başlattı. Bu arada hamile olmasına rağmen gece vardiyasında çalıştırılmak istendi ve rahatsızlanmasına rağmen hastaneye götürülmedi. Tüm bu mobinge karşı da direnen Gönül patron tarafından çok geçmeden işten atıldı. Bu arada yine Gönül gibi işe iade kararıyla işyerine dönmüş olan Sıdıka’da geçirdiği iş kazasına karşı sesiz kalmadı ve SGK’ya yaptığı şikayetin ardından Gönül’le aynı tarihte 2. Defa işten atıldı. Her iki işçi arkadaşımızda işe iade davası açarak, sendikal tazminat talebinde bulundu.
Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası’nın avukatları olarak tarafımızca sahiplenilen davaları ise 2. Defa zaferle sonuçlandı. Sıdıka’nın Çorlu 1. İş Mahkemesi’nde görülen davası 5 Eylül’de feshin geçersiz olduğu ve feshin sendikal sebeple yapıldığı tespit edilerek işe iade kararıyla sonuçlandı. Çorlu 2. İş Mahkemesinde 9 Eylül’de biten Gönül’ün davasında da feshin geçersiz olduğuna karar verilerek Gönül’ün işe iadesine karar verildi.
Her iki davanın ortak sonucu ise, İşçi sağlığı iş güvenliği tedbirlerinin alınmasını istemek veya uğranılan kazaya veya meslek hastalığına karşı hukuki koruma, önlem talep etmek asla ve asla işten atılma sebebi olamaz.
Sıdıka ve Gönül’ün yaşadıkları iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin şikayetleri ve hukuki mücadeleleri sürüyor. Avukatları olarak biz bir yandan bu sürecin hızlanması için çalışıyoruz. Ancak bu süreçte kadınlar olarak ve nihayetinde sınıf mücadelesinin bileşenleri olarak onların yaşadıklarına daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Zira kadın işçilerin işçi sağlığı iş güvenliği konusunda hassasiyetleri ve riskleri çok daha fazla. Çerkezköy’de 2013 de yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybeden SATİYE GÜR, evdeki şiddetten kaçtığında işyerindeki görünmez şiddetin kurbanı oldu. Alınmayan her önlem, ortadan kaldırılmayan her risk şiddettir. Ölümle sonuçlanan her iş kazası cinayettir. Bu cinayetlerin sonlanması ise iş cinayetlerinin katilleri üzerindeki “cezasızlık zırhının” kaldırılması ile mümkün olacaktır. İş cinayetlerinin sorumlularının basit taksirle değil kasıtla yargılanmasını ve patronların ara kadrolarının değil bizzat patronların yargılanmasını ısrarla talep etmemiz gerekiyor. En basit olarak algıladığımız iş kazalarının ve önemsemediğimiz mesleki her türlü rahatsızlığın bile şikayete konu olmasını, gündeme taşınmasını ve işçi-işveren arasında kalmaktan kurtulmasını sağlamamız gerekiyor.
Sıdıka ve Gönül’ün iş kazası ve meslek hastalığı şikayetlerini önce tüm Çorlu’nun, ardından tüm Trakya’nın ve nihayetinde tüm işçilerin derdi yapana kadar mücadeleye devam edeceğiz. İşçiler ve sendikaları kararlı. Sıra tüm emek ve sınıf örgütlerinde.