İşveren temsilcileri, 64. Hükümet Programı’nda yer alan hedefleri olumlu bulduklarını açıklarken henüz işçilerin cephesinden bir ses çıkmış değil.
Ankara Sanayi Odası (ASO) hükümetin kurulmasını ve programda ortaya konulan hedefleri olumlu karşıladıklarını ve program hedefleri kısa sürede gerçekleştirilmesini beklediklerini açıkladı. Başka bir işveren kurumu ise deneyimli isimlerin yer aldığı kabinenin, 13 yıldır süren istikrar modelinin devam etmesi açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu ise sanayi sektörünün istikrarlı bir büyüme eğilimi içerisine girmesini sağlayacak önlemler alınmalı demekte.
İşverenlerin tek derdi, iş gücü maliyetlerinin enflasyonun çok üzerinde artıracak bir sürece girilmesinin sanayi sektörünü rekabetçilik açısından zorlayacağı yani, asgari ücret belirlenirken bu durumun da göz önüne alınması! Oysa hükümet bu talep daha dile getirilmeden, asgari ücretin sektörel belirlenmesi, SGK primlerinin devlete yüklenmesi gibi önlemler alınacağını açıkladı.
Bununla da yetinmedi, 1300 TL asgari ücrete karşılık sendikalardan, kıdem tazminatını ortadan kaldıracak önerileri kabul ettirmeyi deneyeceklerini bile söyledi. Kısacası yıl sonuna kadar belirlenecek asgari ücret için perde arkasında kıyasıya bir pazarlık yapılıyor!
160 sayfalık 64. Hükümet Programı’nın 4. bölümü “İstikrarlı ve Güçlü Ekonomi” başlığı altında 38 sayfadan oluşmakta. Bölümün tek amacı var, memleketimizi yerli ve uluslararası yatırımcı için cazip bir ortam haline getirmek! Bu bölümden hemen önce bir sayfalık “Çalışma Hayatı” ve iki sayfalık “Sosyal Güvenlik” bölümleri var. Çalışanların en yakıcı sorunu olan “İş Sağlığı ve Güvenliği” mi? 2 satır ve 17 kelime! “Avrupa Birliği ve ILO standartlarını esas alarak oluşturduğumuz İş Sağlığı ve Güvenliği Eylem Planı’nı kararlılıkla hayata geçireceğiz.” Bu kadar!
Merak edenler için söyleyelim, hükümet programında spora 2 sayfa, kültür ve sanata 5 sayfa, sosyal korumaya 2 sayfa ayrılmış. Emeklilere aylık 100 TL zam gibi seçim rüşvetleri de bakın çalışanlara neler veriyorum dercesine hükümet programında yer almakta.
Sosyal güvenlik sisteminin adına layık bir hale getirilmesi gibi çalışanlar için hayati bir konuda ise havanda su dövülmektedir. İşçi sağlığı iş güvenliği ise tek cümlede geçiştirilmekte, meslek hastalıkları yok sayılmaktadır. Kamu emekçilerinin grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkı, kamuda taşeronlaşma gibi konuları ise hükümet programında aramak bile pek çoğumuz için tam bir aptallık. Kamu emekçileri, iş güvencesinin kaldırılması için “reform” vaadi ile ancak programda yer almaktadır.
Çalışanların haklarını bir kez daha ayaklar altına alacağını programı ile ilan eden hükümete en azından sendikalardan bir tepki gelmesini bekleyenler ise bir kez daha yanıldılar. Sendikalar, kamuoyuna karşı “bu iş beni hiç ilgilendirmez” tutumundan vazgeçmek zorundadır. En azından Asgari Ücret Komisyonu’nda işçilerin temsilcisi konumunda olan Türk İş’in asgari ücret konusunda bir açıklama yapma borcu yok mudur?
[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-akyol-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]