Şirin Cemgil’i Binler Uğurladı
“Yaşarken, Ustası Hikmet Kıvılcımlı Gibi Bu Topraklarda Yeterince Tanınmadı”
Şirin Cemgil, 25 Nisan Cumartesi günü İstanbul Karacaahmet Cemevi’nde düzenlenen anma toplantısı ve ardından gerçekleşen cenaze töreni ile sonsuzluğa uğurlandı. Saat 11.00’de başlayan anma toplantısına çoğu mücadele arkadaşı olan çok sayıda kişi katıldı. Oğlu Taylan Cemgil’in konuşmasıyla açılan anma toplantısında, aralarında Sevim Belli, Ertuğrul Kürkçü, Bora Gezmiş (Deniz Gezmiş’in abisi), Atilla Sarp, Mustafa Yalçıner, Su Apaydın, Nigar Sancak’ın da bulunduğu mücadele arkadaşları sırasıyla kürsüye çıkarak Şirin Cemgil’le yaşadıkları anılardan kesitler sundu, Şirin Ablanın devrimci mücadeledeki politik konumu hakkında görüşlerini aktardı.
Ertuğrul Kürkçü Şirin ve Sinan Cemgil’i 60’lı yılların ikinci yarısında ODTÜ Mimarlık öğrencisi iken tanıdığını, onu tanıyanlar için Şirin Cemgil’in Sinan’ın yanında kendi başına bir şahsiyeti olan, bağımsız, kendi kimliği ile varolan önemli bir devrimci figür olduğunu ifade etti. Sözlerini şu cümleyle bitirdi; “Şirin Cemgil devrimin bir ihtimal olduğunu işaret eden az sayıdaki kuşaklardan biri. Acımızı devrimin bir ihtimal olduğunu işaret eden gençlerin çoğalmasıyla hafifletebiliriz.”
Sevim Belli 60’lı yıllardan beri Şirin Cemgil’i tanıdığını, eleştirileriyle, itiraz eden tutumuyla dikkatini çektiğini, yurt dışında sürgünde olan kadınların devrime kazanılmasında birlikte çalıştıklarını belirterek, “Anısını yaşatmak hepimizin görevi” dedi.
Ufuk Uras konuşmasında, bu düzenin, bu rejimin, devrimcilerden, sosyalistlerden hırsını çıkardığını ama geleceği şekillendirecek olanın devrimci değerler olduğunu ifade ettikten sonra, cenazede yan yana gelenlerin ortak mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Mustafa Yalçıner de Şirin Cemgil’in Taylan Özgür’ün cenazesi başında sabaha kadar birlikte nöbet tutarken “Güneş İçenlerin Türküsü”nü okumasını unutamadığını ifade etti. Ortak mücadele konusunda zorlukların olduğunu, daha ufak hedeflerle işe başlayarak bu zorlukların aşılabileceğini sözlerine ekledi.
Su Apaydın konuşmasında, Şirin Cemgil’in bir proletarya aydını olduğunu, 68’in kadın önderlerinden farklı olduğunu, ustası Hikmet Kıvılcımlı gibi bu topraklarda yeterince tanınmadığını vurgulayarak, sanata, şiire, türkülere olan düşkünlüğünü anlattı.
Anma toplantısının bitiminde Hrant Dink katledildikten sonra Şirin Cemgil’in Rakel Dink’e hitaben yazdığı mektup okundu. Farklı zamanlarda aynı tür acıyı yaşamış iki kadının dayanışma duygusunu ifade eden mektup dinleyenleri çok etkiledi.
Anma toplantısının ardından Şirin Cemgil’in cenazesi, yine binlerce kişinin katılımıyla sloganlar, marşlar eşliğinde Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedildi.,