[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Mehmet Yılmazer
  • /
  • Hikaye Uydurmak – Mehmet YILMAZER

Hikaye Uydurmak – Mehmet YILMAZER

25 Mayıs 2017

Öz çürüdükçe parıltı artar. Saraylarda debdebenin artması “ahaliden” kopmaya ve çürümeye işarettir. Son AKP kongresinde debdebe yerindeydi, ancak Erdoğan’ı aşırı yüceltmekten öteye bir şey yoktu. Kongreden demokratikleşme ve yumuşama bekleyenler bir kez daha düş kırıklığı yaşadılar. Abdülkadir Selvi ısrarla AKP’nin çürüyen özünü örtmeye çalışıyor.

“Yol haritasındaki parametreleri” üç başlıkta toplamış:

“-Ekonomide üretim ve büyüme esaslı bir modele geçilmesi.
-Demokratikleşmede evin içinin düzenlenmesi.
-Dış politikada ise sorunları azaltmak.”

Tespitler aslında çok yerinde. Ancak gidişin Selvi’nin dediği yönde olmayacağı anlaşıldı. Dış politikada NATO toplantısına giderken Ankara Avusturya vetosunu işletmeye niyetli görünüyor. Suriye konusunda var olmayan bir askeri gücü ÖSO’yu eğitme telaşı başladı. Görünen o ki Ankara’nın dış politikadaki “yol haritası” fırsat buldukça “oyun bozucu” rolüne devam etmektir.

“Demokratikleşme” konusunda evin içi nasıl düzenlenecektir? Erdoğan bunu da “OHAL’in kalkmayacağını” ilan ederek açıklamış oldu. “İleri demokrasi”den sürekli OHAL’e dönüş aslında on beş yıllık AKP iktidarının “hikayesi”nin nasıl tükendiğinin çarpıcı bir anlatımıdır. “Üstünlerin hukukuna” karşı “hukukun üstünlüğünü” savunan AKP, bu sözünü unutmuş, kararnamelerle yürüyen keyfi bir yönetim inşa etmiştir. Referandumla bu keyfiyeti zirveye çıkarmak için yol açmıştır.

Ankara’da haklarının iadesi için ölüm orucu yapan Gülmen ve Özakça’nın tutuklanması iktidarın yeni bir Gezi isyanından ölümünü görmüşçesine korktuğunu gösteriyor. Baskı ve keyfilik arttıkça, yeni Gezilerin gelmesi engellenemez, tam tersine gelecek isyanın gücü artar. Gelecek öfke dalgasının korkusuyla yaşayan AKP iktidarından demokratikleşme beklemek siyasal körlükten öteye bir anlama sahiptir.

Ranta boğulan ekonominin “üretim ve büyüme esaslı modele” nasıl geçeceğini bilemiyoruz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sık sık reformların yapılması gerektiğine vurgu yapıyor. Ancak hala bir kıpırdama yoktur. TOBB Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan için çözüm oldukça basittir. Konuşmasında “TOBB kendi çatısı altından yüzde 100 yerli otomobili çıkarsın” buyurdu. AKP’nin yeni bir hikayeye ihtiyacı vardır. Bu neden yerli otomobil olmasın!

Oysa birkaç hafta önce OHAL’in kalkmasını istediğinde “Size dokunan bir şey var mı?” diyerek TÜSİAD’ı azarlayan Erdoğan konuyu nasıl kavradığını göstermiş oldu. Elbette TÜSİAD’a dokunan operasyonlar değildir, KHK’lar ile sermayeye rahatlıkla el koyulabilen bu ülkeye doğrudan sermaye yatırımının gelmiyor olmasıdır. Geriye sadece spekülasyon sermayesi kalıyor. O da borsaya dalış ve çıkış yapmakla yetiniyor.

TÜSİAD ekonominin nereye gittiğinin farkındadır. Aylar önce Rahmi Koç, “Paralar taşa toprağa yatırıldı, rekabet gücüne sahip bir ekonomi yaratamadık.” demişti. TÜSİAD, 2016 yılında “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0: Gelişmekte Olan Ekonomi Perspektifi” başlıklı bir rapor hazırlamıştır. Dünyada epeydir 4. Sanayi Devrimi’nin etkileri tartışılıyor. Ekonomi bu yaklaşan depreme hazır olmadığı takdirde, 1950 ve 1960’larda başına gelen bir kez de 21. yüzyılda gelecektir. Yüksek tekniği yakalayan ekonomilerin uydusu olmak kaçınılmazdır.

Türkiye’nin yarım asırdan fazla alın yazısı haline gelmiş bu gerçeklik, yaklaşan ekonomik fırtınada bir kez daha yaşanacaktır. Bu fırtınaya “yüzde 100 yerli otomobil üretelim” demekle karşı durulamaz. Saray, nasıl dış politikada efelenmelerle mevzi kazanacağını sanarak, sonunda kendini çıkmaz sokakta bulduysa, TOBB Genel Kurulu’ndakine benzer çağrılarla sanayi hamlesi yapacağını sanıyorsa kendini “büyük projelerin” altında ezilmiş bulabilir.

Her şeyin keyfileştiği bu “başkanlık sisteminde” orta vadeli hedefler kurmak, inatla bu hedefe yürümek imkansızdır. Saray’ın ihtiyacı olan yeni bir hikayedir. Yarın dönülecek olsa da önemi yoktur. Yeter ki, yaklaşan şu çok sıkıntılı iki yıl kurtulsun!

Abdülkadir Selvi’nin büyüttüğü kadar değil, “yol haritası” bu kadar basittir.

[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]

Share:
prev post next post

Leave a Comment Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021