21 Kasımda TRT’de Davutoğlu ile yapılan programdan sonra Ali Bayramoğlu’nun Kürt sorunu ile ilgili yazısının başlığı böyledir. Çözüm süreci Kobani tıkanmasından sonra yeniden yoluna koyulmaya çalışılırken ortada o kadar çok spekülasyon dolaşıyor ki, insan bu kadar da olmaz, diyor. Programda Başbakan Davutoğlu’nun soruna yaklaşımını Bayramoğlu çok iyi özetlemektedir.
“Bir kaç temel üzerine oturuyor siyasi iktidarın bakışı:
- Örgüt ve Öcalan’la Kürt meselesi görüşülemez, görüşülen silahsızlanma ve militanların entegrasyonu meselesidir. Dolayısıyla bir müzakere söz konusu değildir.
- Çözüm süreci temel olarak örgütün silahları bırakmasını, sonrasını ve siyasi alanın genişlemesini hedeflemektedir.
- Eşit vatandaşlık ilkesine ve Kürt vatandaşların taleplerine dair gerekli adımlar atılmıştır. Eksikler de tamamlanacaktır.
- Kürt meselesini PKK’yla görüşmek onu Kürtlerin temsilcisi kabul etmek anlamına gelir, oysa PKK’ya destek verenler dışında büyük bir çoğunluk bulunmaktadır. Ve bu çoğunluğu önemli ölçüde AK Parti temsil etmektedir.
- Özerklik isteği kabul edilemez. Gerek bu çerçevede gerek hükümetin temel ilkeleri açısından kabul edilemez. Büyük Şehir Yasası yerel yönetimlerin güçlendirilmesi taleplerini karşılayacak çaptadır.” (Ali Bayramoğlu, Yeni Şafak, 21.11.2014)
Geçen gün Erdoğan’da “bölücü örgütle müzakere olmaz” biçiminde açıklama yaptı.
Bunların ardından, Murat Karayılan, “müzakere olmazsa bu süreç yürümez” dedi.
Silahsızlanma söylentileri üzerine KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok:
“Hiç kimsenin silah iradesi elinde olan bizler adına konuşması doğru değildir. Bizim böyle bir şeyden haberimiz yok. Gündemimizde de böyle bir şey yok. Önder Apo özgürleşip bizzat gerillayla görüşmeden bu tür şeyler tartışılamaz. Gerilla da hiçbir biçimde silah bırakmaz” açıklamasıyla bu tür söylentilere adeta noktayı koydu.
Bu durumda, “ne oluyor? “sorusunu sormak kaçınılmazdır. Bu soruya cevabı aslında açıklamasında Sabri Ok vermektedir: “Ortada büyük bir manipülasyon ve büyük bir yönlendirme var. Kendine göre bir algı yaratma çabası var. Bu, AKP’nin stratejisidir”
AKP stratejisi böyleyse ortada gerçekten bir çözüm süreci var mıdır? Kürt Özgürlük Hareketi açısından böyle bir niyet kesinlikle vardır. Ancak AKP açısından sorun seçime kadar “kendine göre algı yaratma” stratejisidir. Elbette yaratabilirse…
İktidarın son tavırları dikkate alınırsa “seçime kadar” oyalama tespiti de yeterince doğruyu anlatmıyor olabilir. Çözüm sürecinde yersiz hayallere kapılmamak için özellikle iki konudaki gelişmeleri iyi izlenmek gerekiyor. Birisi, AKP’nin iç dengeleridir. Kürt sorunu, cemaatle çatışma parti içi dengeleri gittikçe daha kırılgan hale getirmektedir. İkinci olarak, Ordu’nun Kürt sorununda iktidara olan mesafesinin gittikçe artmasıdır. En uzun MGK toplantısı bunun işaretlerinden birisi olmuştur.
Kırılganlığı artan politik ortamda partilerin hareket alanı daralıyor. Dış ve iç politikada tıkanan iktidar için bu daha fazla geçerlidir. İktidar gerçekten çözüme yönelik adımlar atma iradesini kaybettikçe geriye “algı operasyonu” yapmak kalıyor.
[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]