[email protected]g
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Mehmet Yılmazer
  • /
  • Hangi Noktadayız? – Mehmet YILMAZER

Hangi Noktadayız? – Mehmet YILMAZER

16 Haziran 2017

Meşruluğu tartışmalı bir anayasa değişikliği ile hızlı adımlarla faşizme doğru yol alan Türkiye’de son iki gelişme neye işaret ediyor? İlki hak aramak için bedenlerini ölüme yatıran iki genç öğretim görevlisi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya iktidarın tavrıdır. Onları cezaevine koyarak görünür olmaktan çıkarınca sorunu kendilerine göre çözmüş oluyorlar. İktidarın zaten son yılları büyük sorunları büyük yalanlarla örtmekle geçiyor. OHAL süreciyle o kadar yaygın hak ihlalleri yapıldı ki, toplumun kılcal damarlarında biriken tepkinin bir noktadan yüzeye çıkması kaçınılmazdı.

Bu tepki kendini çok sembolik bir biçimde iki genç öğretim görevlisinin ölüme yatması biçiminde gösterdi. Büyük öfkenin böyle uç vermesi elbette çok öğreticidir. Bir yanıyla toplumun büyük kuşatılmışlığını gösteriyor. Öte yanıyla en basit bir hak aramanın büyük bedelini ortaya koyuyor.

Ülkenin “Türk tipi başkanlık sistemiyle” faşizme gidişinin ne ölçüde kavrandığının ve buna karşı nasıl hazırlanıldığının sınavı yakın günlerde ortaya çıkacaktır. Referandum sonrası Saray’dan yumuşama veya “herkesi kucaklama” beklentileri olmuştu. Böyle beklentilerin “ölü gözünden yaş beklemekten” farksız olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. 20 Temmuz OHAL darbesinden beri faşizme gidişin klasik tartışmasız dersi bir kez daha gözlerimizin önünde tekrar ediyor. Alman rahip Martin Niemöller’in “önce komünistleri almaya geldiler ses çıkarmadım”la başlayan pişmanlığı tarihe önemli bir ders olarak geçmiştir.

Faşizm yapısı gereği kendi iktidarını kuruncuya kadar büyük yalanlar ve acımasız zorla birlikte ilerler. Kendine karşı çıkabilecek tüm güçleri yok etmek için sürekli arazi temizliği yapmak zorundadır. Bu süreç inişli çıkışlı olarak devam ediyor. Elbette bizde faşizme gidiş ile Alman örneği sadece belli yönleriyle benziyor; arada büyük farklılıklar vardır. Almanya’da faşizm iç ve dış devrim tehdidine karşı yükselmiştir. Bugün böyle bir benzerlik aramak çok saçma olurdu. Fakat kimi benzerlikleri göze batırmak yararsız olmaz.

Dışarı’dan gelen tehdit, neredeyse tüm dış politikanın tıkanması, fakat özellikle bölgede Ankara’nın oyun dışı kalmasıdır. “Kürt sorunu”nun Barzani’nin bağımsızlık referandumuyla bir nitelik değişime doğru yol alması önemlidir. Bir yandan Rojava, diğer yandan bağımsızlık referandumunu Ankara artan dış tehdit olarak algılıyor. İçeri’de ise Saray, Gezi ve 7 Haziran travmalarından bir türlü kurtulamıyor. Son referandum bu travmanın etkilerini bir kez daha canlandırdı. Bu nedenlerle hergün yeni operasyonlar yapılıyor. Bu operasyonlar sonunda CHP’ye kadar gelip dayandı. Tam da Alman papaz Martin Niemöller’i hatırlamanın zamanı!..

CHP’liler “tutuklu HDP milletvekilleri için de yürüyoruz” diyorlar. Eğer Kılıçdaroğlu bu zemini koruyabilirse kendisi için büyük bir aşamadır. Saray’ın muazzam propagandası CHP’yi hep Kürtlerden uzak tuttu. Fakat referandum kampanyaları sırasında Saray’ın ısrarla tüm “Hayır”cıları “terörist” olarak suçlaması bu propagandanın gücünü zayıflattı. “Korkunun ecele faydası yoktur” derler, CHP kendisi etrafında yaratılan bu korku duvarının kendisini çürütmekten başka bir sonuç doğurmadığını ne ölçüde kavramıştır? Yaklaşan günlerin cevaplandıracağı önemli bir soru…

Kılıçdaroğlu’nun “adalet yürüyüşü”ne hemen iki tepki geldi. Birisi MHP’den: “Biz de İstanbul’dan Ankara’ya yürürsek ne olacak?” diyerek, Bahçeli Saray’ın rolünü üstlenerek tehdit savurdu. Aynı zamanda TÜSİAD: “Adalete güven zedeleniyor.” açıklamasını yaparak yürüyüşe utangaç bir destek vermiş oldu.

Bütün bu gelişmeler bugünkü resmi takvime göre konuşursak, 2019’a kadar çok zorlu bir sürecin yaşanacağını gösteriyor. Keyfilik dayanılmaz boyutlara vardı. Bugün neredeyse bir anayasa bile yoktur. Hukuk, devlet kurumları çürümüştür. En son patlak veren “kontrollü darbe” tartışmasına iktidar medyasının verdiği tepki bir gerçekliği ortaya koymuştur. Darbenin örtülen perde arkası eninde sonunda patlayarak ortalığa saçılacaktır. Saray bütün gücüyle bunu örtmeye çalışken kaçınılmaz biçimde keyfiliği arttırmak zorunda kalıyor.

Saray çok güçlü görüntüsünün ardında sanıldığının aksine çürümenin yarattığı çatlaklarla zayıflıyor. Ancak örgütlü biçimde bir demokrasi mücadelesi yükseltilemezse sadece bu çatlaklarla “Türk tipi başkanlık sistemi” çökmez. Bu gerçeklikten dolayı çok önemli bir sürecin içindeyiz. Saray’ın yarattığı tüm korkuları bir kenara iterek demokrasi güçlerini büyütmenin en acil görev olduğu günlerdeyiz. Saray’ın öfkesini çekmeyecek taktik alanda mı kalınacak? Biriken öfkenin gücünü ortaya koymasını sağlayacak taktik yollardan mı yürünecek?

Demokrasi güçleri için sorunun cevabı çok açıktır. Ancak hangi pratik yollardan yürüneceği yeterince aydınlık değildir. Fakat son günlerdeki gelişmelere farklı bir ruh haliyle bakılırsa atılacak zengin adımlar vardır.

[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]

Share:
prev post next post

Leave a Comment Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021