1 Aralıkta Putin ziyaretinde nükleer santral, iki ülke arasında ticaretin arttırılması, gaz fiyatında indirim gibi anlaşmalara imza atıldı. Ancak en önemli ve dikkat çekeni Güney Akım gaz boru hattının rotasının değiştirilip Türkiye üzerinden geçmesi anlaşmasıydı. Türkiye yıllardır bu konuda lobiler yapmış sonuç alamamıştı ve birden işte oluverdi.
AB bu haberle çalkalanmaya başladı. Çeşitli yorumlar yapıldı. Rota değişikliğini kimisi Putin’in zaferi olarak ilan etti, kimisi de değişikliği yenilginin kabulü olarak gördü. Yani Putin sonunda AB’yi dize getiremeyeceğini anlamıştı. Ayrıca son zamanlarda Rusya sınırlarında örülmeye çalışılan duvarı en azından Türkiye ile delmek zorunda kaldı dendi. Ancak Güney Akım boru hattının kesin bileti pek kesilmemiş gibidir. Daha birçok bilinmez denklemi vardır. Üstünü örten sis perdesi henüz aydınlanmadı.
Rotanın Putin tarafından birden değiştirilmesinin en büyük nedeni Batı ve özellikle AB ile Rusya arasında 1994 yılından beri süren ilişkinin arasına kara kediler girmesidir. Kara kedi Ukrayna ve Suriye gibi görünse bile bunlar var olan buzulun su üstünde görünen kısmıdır. İki sürtüşmenin özünde Rusya enerji kaynakları karşısında Orta Doğu enerji kaynakları ve Batı çıkarları yatmaktadır. AB, Rusya enerjisine olan bağımlılığına çareyi Orta Doğu, Hazar denizi ve Kafkaslar enerji kaynaklarının ya Akdeniz ya da Türkiye üzerinden AB’ye taşınmasında gördü. Ceyhun Boru hattı bunun bir parçası oldu. Diğerleri hep bir takım engellere takıldı.
Suriye’de Esad’ın “suçu” ne IŞID ne de kimyasal silahlardır. Suriye, Suudi ve Katar’ın gaz ve petrolünün topraklarının üstünden Türkiye yolu ile AB’ye ulaşmasına izin vermemiştir. O nedenle de bu ülkeler Esad’a karşı IŞID militanlarına milyarlar yatırdılar. Esad, üstüne üstlük İran-Irak üzerinden İslam Boru hattına yeşil ışık yaktı. 10 milyar dolarlık bu proje de Irak tarafından onaylandı. Rusya’da AB’nin enerji sorununu Orta Doğu üzerinden çözmesini engellemek için Suriye’ye askeri, politik ve ekonomik destek çıkmaktadır. Ukrayna “belası” da bir yanı ile Rusya’nın Suriye desteğine misillemedir.
AB ülkeleri enerjilerinin 1/3’ünü, Doğu Avrupa ülkeleri ise hemen hemen tamamını eski dostları Rusya’dan alıyorlar. Güney Akım projesi ile de eski dostlar kadar Avrupa ortalarına kadar enerji gelecektir. AB özünde Rusya enerjisine bağlılığını daha da arttırmış olacaktır. Sorun budur. Projeye bahane ise enerji üreticisi şirket ile boru hattı sahibi şirketin aynı olmasına itiraz edilir. Avrupa yoksa bu projenin enerji sorununu büyük ölçüde rahatlatacağını bilmektedir. Hele hele Doğu Avrupa ülkeleri açısından çok önemli bir projedir. Sırbistan, Bulgaristan ve Macaristan bu nedenle hızlı davranıp projenin kendi ülkelerindeki bacaklarına yatırım bile yaptılar. Bir anlamda AB merkezini zorlamak istediler. Ama şimdi bir hiçe yatırım yapmış oldular. Zararlarını da AB ödemeyecek. Doğu Avrupa ülkeleri ile merkez arasında Rusya nedeniyle bir gerilim birikiyor. Sürtüşmeler artıyor. Sonuçta AB’nin ayak diretmelerine Putin çözümü Türkiye oldu.
Peki, ülkemiz açısından durum nedir? AB’nin elinden Güney Akım boru hattını “çalmanın” getirileri ve götürdükleri nelerdir?
Aslında AB karşısında Türkiye ve Rusya’nın çıkarı üst üste düşüyor denebilinir. Rusya AB’ye enerji kaynaklarını pazarlamak (isterseniz buna AB’yi kendine bağlamak deyin), pazar alanını daha da genişletmek ister. Türkiye’de iç enerji açığını kapatmak dışında stratejik olarak 10 yıldır düşlediği Avrupa Birliğine girmek için boru hattını bir koz olarak ister. “Beni topluluğa almıyorsunuz ben de yalnızlaştırmaya çalıştığınız Rusya ile ilişkilerimi artırım” diyerek sanki bir göz dağı vermek ister.
Ama bunun bedeli olacaktır. NATO üyesi ve Batı ile müttefik Türkiye şimdi kendisini Rusya ve Batı arasındaki gerginliğin daha çok ortasında bulacaktır. Enerji kaynağı yolu üstünde olmak bir ülkeyi ne kadar güçlendirir? Ukrayna belki de bunun en güzel örneğidir. Karmaşık politik çıkar dengelerinin ortasında iç savaş yaşıyor. Gördüğümüz gibi başkalarının çıkarı ile oynamak öyle kolay iş değildir. Bir zamanlar Ukrayna’nın yaptığı gibi Batı ve Rusya arasında dans etmeye zorlanacağız. Hatırlardadır. Çin’den bir uydu mu ne almaya kalktık, ABD öyle kızdı ki anlaşmayı iptal etmek zorunda kaldık. Boru hattı uydu sorununun kaç katı önemdedir. Güney Akım ile böyle büyük bir olayın içine girdik.
Rusya petrollerine bu kadar “misafirperver” davranmamız yalnız AB ve ABD değil Orta Doğu’daki İslam “kardeşlerimizin” hoşuna gitmeyecektir. Rus petrolüne sınırlarımızı açmamız Suudi, Katar petrollerinin AB’ye taşınmasında bir engel olarak duracaktır.
Sonuçta Türkiye ve Rusya ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda çeşitli önemli jeopolitik sorunları örterek bir dizi önemli anlaşma imzaladılar. Ancak Kırım ve Suriye konusunda anlaşamayacaklarında anlaştılar. AB karşısında kendilerini şimdi daha güçlü hissediyorlar. Rusya Türkiye’yi yanına almış görünerek yalnızlığına bir kapı açıyor. AKP iktidarı da AB içine girmek için daha çok pazarlık gücüne sahip olduğunu düşünüyor. Belki de artık oradan umudu kesti Doğusu ile daha yakın olmak istiyor. Ancak bu yolun daha az sancılı olmadığı ve AB’nin çok sancılar yaratacağı kesindir. Baskılar AB’den olduğu kadar güneyden de artacaktır.
[button link=”www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]