Saray rejiminin İBB’yi hedef alan son siyasi operasyonu hiç kuşku yok ki faşizmin kurumsallaşması açısından kader anı denebilecek bir hamledir. Bu hamleyle hukuki ve meşru bir zeminde iktidar değişimi olanağının kapısı ezel ebed kapatılmak istenmekte, seçme ve seçilme hakkı de jure olmasa bile de facto olarak askıya alınmaktadır. Rejim, karşısında güçlü bir iktidar seçeneği olarak gördüğü bir ismi bu biçimde siyaset dışına itebilirse Erdoğan’ı, iktidarı sorgulanamaz bir ebedî millî şef mertebesine yükseltme hedefine büyük ölçüde yaklaşmış olacaktır.
Bu saldırı esas olarak tüm topluma ve temel siyasal haklara yönelik köklü ve son derece olağanüstü bir düşmanlığı sergilemektedir. Demokrasi güçleri böylesi bir hamleyi ancak ortak mücadele azimlerini ve kararlılıklarını bir üst seviyeye sıçratarak yanıtlayabilirler.
Bugün barışı da ekmeği de özgürlüğü de savunmak temel siyasi hakları savunabilmekten geçiyor.
Bu gerçekliğe uygun bir biçimde temel haklarımızı hedefleyen bu büyük ve pervasız saldırı karşısında tüm demokrasi güçleriyle birlikte mücadeleyi büyütme kararlılığındayız.
Demokrasi güçleri bu kritik momentte koşulların gerektirdiği ciddiyet ve kararlılığı ortaya koymazlarsa bunun getireceği çok ağır siyasi bedellerle kaçınılmaz olarak yüz yüze kalacaklardır.
Tüm devrim ve demokrasi güçlerini halkın ortak eylemlerini büyütmeye, faşizme karşı omuza direnmeye davet ediyoruz.
Faşizm yenilecek halk kazanacak!