Bugünlerde hepimiz çok önemli bir sınavdan geçiyoruz. Mezhepler çatışması cehenneminde halklarımıza bir umut olarak yaşayan Rojava, Kobani özelinde emperyalist barbarlığın yoğun saldırısı altında.
AKP iktidarı Kobani’nin yaşadığı bu tehlikenin birinci dereceden sorumlusudur. Tehdidin bu boyutlara ulaşmasında Erdoğan/Davutoğlu kliğinin ve açgözlü sermaye gruplarının Suriye’yi yağmalama hayalleri olduğunu sadece biz değil tüm dünya biliyor. Bugün de Rojava’nın özgürlük hayallerinin ezilmesi için IŞİD bir tür taşeron olarak kullanılıyor.
AKP’nin İslamcı faşist IŞİD ile kurduğu bu yakınlık halklarımızın başına büyük belalar açmaya adaydır. Kendisi gibi inanmayanı öldürme hakkına sahip olduğuna inananları bizler Sivas’tan, Maraş’tan çok iyi tanıyoruz. IŞİD ile yaşanan, AKP’li milletvekillerinin zaman zaman kendilerini tutamayıp kustukları flört hali halklarımızı tedirgin ediyor.
Kürt halkı büyük bir olgunlukla yaşanan sürecin makul bir biçimde çözümü için çaba harcadı. Kürt halkının temsilcileri Kobani’nin kırmızı çizgileri olduğunu anlattı. Kürtler Türk Devleti’nden büyük bir lütuf beklemiyor, sadece IŞİD ile mücadelelerinde eksikliğini hissettikleri silahları transfer edebilecekleri bir koridor istiyorlar. Fakat Türk Devleti bu iyi niyete “Kobani düştü düşüyor”, “sıkışınca bize sığındılar” riyakarlığı ile yaklaştı. Boşaltılan köylerden koridor açacağına IŞİD çetelerine yol verdi. Ve sonunda öfke patladı.
Şimdi de Gezi’de olduğu gibi altı boş bir vandalizm eleştirisiyle isyan itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Oysa 2 günde 21 kişi öldü. “Evde zor tutulan %50” devletin yönlendirmesiyle sokaklarda Kürt ve devrimci avına çıktı. İnsanlarımız sokaklarda vahşice linç ediliyor. HÜDA-PAR direnişi kırmak için özel bir rolle ortalığa salındı.
Kürt halkının isyanı meşrudur. Yaşadıkları tüm acılara rağmen barışa uzanmak için birçok özveride bulunan Kürt halkının öfkesi sonuna kadar haklıdır. Gezi ne kadar meşruysa Kobani İsyanı da, Diyarbakır’dan yükselen çığlık da o kadar meşrudur.
Bugün halklarımız bu isyana destek verirse barış ve kardeşlik kazanır. İslami faşizmi bölgenin ve giderek de ülkenin başına musallat eden AKP yıllarca darbe edebiyatı yaptıktan sonra kentleri orduya emanet etti, 90’lara dönüşün sinyallerini verdi.
Bugün bu yaşanan haksızlığa ve onurlu isyana omuz verirsek kardeşlik ve barış kazanır, AKP’nin politikaları iflas eder, Gezi’nin mantık sonuçları ortaya çıkar, ezilenlerin ortak cephesi ülkenin temel gücü haline gelir.
SODAP, olarak direnen halkımızın yanındayız. Sokakları teslim almaya çalışan ırkçılara, faşistlere karşı mücadeleyi yükselteceğiz. Halklarımız arasına atılmaya çalışılan düşmanlık tohumlarını kurutacağız. Acılarımızın hesabını fazlasıyla soracağız.
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Kobani’ye Koridor Açılsın!
Biji Berxwedane Kobane!