Ağrı provokasyonu iktidarın ayağına dolaşmaya başlamıştır. Olay daha medyaya yansımadan Erdoğan’ın büyük bir iştahla duyurduğu çatışmanın gerçek yönleri açığa çıkmaya başlayınca AKP’nin hevesinin kursağında kalacağı anlaşılıyor.
Genelkurmay üst üste yaptığı açıklamalarla iktidarla arasına bir mesafe koymaya çalışmaktadır. Ayrıca bölgedeki halkın büyük fedakarlığı her türlü inkarın önüne geçerek genelkurmayın açıklamasına bile girmiştir. Halkın yaralılara yardımı “takdire şayan” bulunmuştur.
En önemli gerçeklik Kürt halkının bilinçli sağduyusu ile provokasyonu boşa çıkartmasıdır. Üstelik bu ilk değildir. Kasım 2005’de Şemdinli’de bir kitap evine atılan bombanın faili halk tarafından bir arabada kıstırılmıştı. İçinde büyük silahlar bulunan araba Hakkari Jandarma Komutanlığı’na kayıtlı çıkmıştı. Bu olay aslında derin devlet provokasyonlarının kırılma noktasıdır.
Daha sonraları sınır ötesi operasyonlara halkın büyük direnç göstermesi, kendini büyük bir fedakarlıkla ortaya koyması hafızalarda hala tazedir.
Kürt Özgürlük Hareketinin otuz yılı aşkın mücadelesi derin devlet provokasyonlarına karşı güçlü bir bilinç yaratmıştır. Derin devletin bu silahı büyük ölçüde elinden alınmıştır. Bütün bu gerçeklere rağmen AKP iktidarı hala provokasyonlar deniyorsa, bu başka şansı kalmadığı içindir.
Son aylarda iktidar bilinçli bir şekilde PKK’yi bir silahlı çatışma içine çekmeye uğraşıyor. Mardin civarında yapılan operasyonlar, katır ölümleri hep kışkırtma denemeleridir. Ağrı olayında, bu şenlikler her yıl yapılmasına rağmen bu kez tam seçim öncesi bir operasyona dönüştürülmüştür. İktidar bambaşka sonuçlar bekliyordu. Erdoğan’ın açıklamalarındaki heves ve üsluptan, ardından yeni şok dalgalarının gelmesi gerekiyordu.
Şok dalgaları geldi, ancak iktidarı şaşkına çeviren şok dalgalarıydı bunlar! Kürt Halkı bir kez daha insanlık dersi veriyordu. Çatışma bölgesine ölümü göze alıp giren insanlar yaralı askerleri taşıyarak ölümden kurtardılar. Cumhuriyet’ten Ahmet Şık’ın dediği gibi “bu halk kimse ölsün istemiyor”. İktidar şimdi bu şoku atlatmaya çalışıyor.
AKP her gün daha hızlı duvara doğru gidiyor. Seçim taktiği belli olmuştur: Ne pahasına olursa olsun HDP’yi baraj altında bırakmak! Bunun bir felaket senaryosu olduğu yeterince açıktır. AKP bunu göze alıyorsa, diğer yolların kendisi için yok oluş olacağını seziyor olmalıdır.
AKP çıkmaz sokakta panikle sağa sola koşturuyor. Diken üzerinde seçimlere gidilecek, bu anlaşılıyor.
[button link=”www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]