O olağanüstü 31 Mayıs gecesi üzerinden 2 yıl geçti. Toplumun içinden devrimci bir canavarın çıkıp zalimlere kabus gördürdüğü o inanılmaz 2 hafta, halklarımızın bilincinde silinemez izler bıraktı. Erdoğan’ın ustalık dönemi aslında Gezi ile birlikte başlar başlamaz sona erdi. Gezi, Erdoğan ve AKP iktidarı için engellenemez bir tükenişin başlangıcı olarak anılacaktır.
Gezi’de ortaya çıkan direniş sadece tepkisel değil aynı zamanda kurucu idi. Gezi Parkı’nda ve ülkenin dört bir yanında ortaya çıkan komün deneyimleri halklarımızın nasıl bir yaşam arzuladığının da somut bir ifadesi oldu. Zorbalık ve diktatörlüğe karşı demokrasi ve özyönetim… Her şeyin alınır satılır olduğu bir dünya yerine Devrim Market’ten herkesin ihtiyacına göre aldığı bir düzen… Bireylerin kendi dünyalarına gömüldükleri değil ortak ve birlikte yaşamın coşkusunu tattıkları bir sosyal hayat… Devlete karşı direnişle kendine özgür alanlar yaratma ve burada kendi iradesiyle bir yaşam inşa etme… Tek kimlik dayatmasına karşı, toplumun kendi çokluğu ile barışması… Irkçılık ve milliyetçiliğin tecriti… Kadınların, erkeklerin, LGBTİ’lerin birbiri üzerine tahakküm kurmadan bir ortak yaşam inşa etmeleri..Kültürel fay hatlarının aşıldığı, tüm ezilenlerin ortak yaşamı kurmak üzere kolları sıvadığı bir hayat…
İktidarı elde edemeyen devrimlerin devlet yapısını güçlendirmesi ve faşizmin zeminini büyütmesi genel bir kabuldür. Gezi’den sonra güçlü bir örgütlenme ortaya çıkamaması bu olasılıkları daha da arttırdı. Erdoğan Başkanlık rejimi inşası gayretleri, devlet içinde başlattığı büyük temizlik dalgası, TSK ile kurduğu yeni ittifak, İç Güvenlik Yasası, sokak eylemleri karşısında daha saldırgan tutumu ile bu yönde ilerlemeye çalışıyor. Yeni Osmanlıcı, dirilişçi bir söylemle bilindik anlamda faşizan bir kitle örgütü de inşa ediyor.
Fakat kurumsal olarak bu yönde yaşanan gelişmeler politik koşullar itibariyle kendi karşılığını tam anlamıyla yaratamıyor. Erdoğan iktidarını güçlendirme hamleleri yaptıkça giderek daha fazla yalnızlaşıp, tekinsiz bir alana giriyor. İstikrar propagandası yaparken bile bir istikrarsızlık faktörü haline dönüşüyor. İktidar bloğu içindeki gerilimleri yönetmekte zorlanıyor. Uluslar arası ittifaklarını güçlü bir biçimde yeniden inşa edemiyor.
Dolayısıyla tam bir araftayız. 7 Haziran sonrası ortaya çıkacak atmosfer ne yöne gideceğimizi daha da netleştirecek. Toplumun örgütlenebilme kapasitesi ile özgürleşebilme imkanı arasında çok açık bir bağ var. Patlamalı isyanların örgütlülüğe dönüşebilmesi, mücadelelerin kendi kimlikleri kaybetmeden ortak bir program ekseninde seçenek haline gelebilmesi yükselmekte olan faşist dalganın püskürtülebilmesinin yegane koşulu.
İvmesi düşen Gezi’nin imdadına Kobane yetişti. Kobane’de ortaya çıkan direniş ve yaşanan gelişmeler sonrası Kürt halkının geniş öbeklerinin AKP iktidarından kopması, Kürt Hareketi’nin çerçevesini Gezi’nin çizdiği fakat Türkiye’deki siyasi hareketlerin hiçbirinin güçlü bir biçimde dolduramadığı alanı kapsamaya dönük güçlü hamlesi HDP’nin yarattığı dalgayı açıklıyor. Kobane’nin el vermesiyle Gezi yeniden ayağa kalkıyor.
HDP’nin bu seçimlerde ortaya koyduğu program aslında Gezi’nin programıdır. Gezi Parkı’nda inşa edilen ve ülkenin 80 ilinde 3 milyon kişinin sokağa dökülmesi ile güven oyu alan program, HDP’nin ortak vatanda Yeni Yaşam’ı inşa etme mücadelesine ruh verdi. Gezi’nin ortaya çıkardığı devrimci hümanizm, HDP’de Büyük İnsanlık sloganına dönüştü. Emekçilerin çaresizleştirilmeye karşı güvenceli, insanca bir yaşam kavgası HDP’nin ekonomi programına damgasını vurdu.
Gezi AKP iktidarının hegemonyasında derin bir oyuk açmıştı. HDP’ye bugün rüzgar kazandıran işte açılan o oyuktur. Faşist provokatörlerin tüm çabalarına rağmen, Batı’nın en ücra noktalarında bile HDP’nin çağrısı bir karşılık buluyorsa Gezi ile Kobane’nin ruhlarındaki örtüşmedendir.
Bu örtüşmeyi gerçek ve somut bir örgütlenmeye dönüştürebildiğimiz oranda kazanacağız. Barajın aşılması halklar arasındaki önyargıların yıkılmasına hizmet ederse dev bir sıçrama yapmış olacağız. Barajın aşılabilmesinin esas politik değeri burada yatıyor.
Yıllardır kazanmaya hiç bu kadar yakın olmamıştık.
[button link=”www.sodap.org/m-sinan-mert-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]