Ekim başında Venezüella başkenti Karakas’ta 4. Yoksulların Felsefe Zirvesi yapıldı. Yoksulluk kültürü ve politikalarını araştıran tartışmalara yüzlerce insan katıldı ve tartıştı. Zirve Bolivar iktidarının 3. Komünler Kültürü 3. Kongresinin açılısında yapıldı Maduro kapanışta yaptığı konuşmada “Kültür bir savaş alanıdır ve en önemli devrimdir.” dedi.
Zirve Karakas’ta görkemli yeni Sanat Akademisi binasında yapıldı. Katılan halk binaya hayran kaldı ve eğer devrim olmasa böyle bir yere girmeye cesaret edemeyeceklerini ve ayrıca kapıda polisin kendilerini içeri almayacağını söylediler. Toplantı öncesi akademi salonunun dört duvarına katılımcılar resimler yaptılar. Toplantı sırasında her yaştan insan konuştu ve düşüncelerini anlattı. Çocuklar ortalıkta koşuşturdu, insanlar girdi çıktı ama gün boyu fikir alışverişi sürdü.
Yoksullar Felsefesi Zirvesi’nin amacı kültürün tanımını resim ve müzik ötesinde geliştirmektir. Kültür “sağlık, evimiz, cinsellik, yiyecekler, çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimiz, nasıl yemek yediğimizdir.” diye açıkladı Cayapo Kolektifinden J.M Mendoza. “ Yeni bir toplum çarçabuk inşa edilemez. Düşünmeye zaman ayırmalıyız. Tartışmalıyız, denemeliyiz, deneylerimiz sonucu ürettiğimiz kavramları tartışmalıyız.” dedi. Koşuşturma kapitalizmin bizi zorladığı bir durumdur bundan kurtulmalıyız.
Sonra Karakas’ın kenar mahallelerinden gelen bir kadın mikrofonu eline aldı ve “Birlikte düşüneceğiz.” dedi. Hasta olanlar bile gelmişler düşüncelerini paylaşıyorlardı. Her şeyden konuşuldu: sanat, tutukevi, cinsellik, gen mutasyonlu tohumlar, şiddet, gıda, strateji oluşturma, konut, üzüntü, kimlik, tatlılar, acılar her şey konuşma konusuydu.
Zirvenin düzenleyicisi Mendoza yoksulların kapı eşiklerinde evlerin girişlerinde birbirleriyle aslında konuşup felsefe yaptıklarını ama bunu derinleştirmeleri gerektiğini açıkladı. “İnsanların bir arada düşünmesi, tartışması, sorular sorması çok önemlidir.” dedi. Mendoza kapitalizmin sorunları konusuna kafalarının açık olduğunu ama iş başka bir kültür, başka bir sistem kurmaya geldiğinde kafalarda milyonlarca soru ve çok az yanıt olduğunu söyledi.
Biz katılmadık ama toplantı baştan aşağıya çok ilginç olduğu kesindir. Halkın kendilerine yüzyıllardır yoksulluk biçilmiş bu insanların yeni kuracakları sisteme sahip çıkmaları ve onu nasıl kuracakları konusunda ortak bir beyin oluşturmaya çalışmaları dinlemeye değer olsa gerektir. Mendoza’nın da dediği gibi yoksullar
Hep bir meta, orduda askerler, fabrikada işçiler olarak düşünülmüş ve kullanılmışlar. Politikalar hep onların adına yapılmış. Zenginler kararlar almışlar ve uygulamışlar. Ama devrim sonrası kendileri için kendileri karar vermek zorundalar. Kapitalizmin kendilerine yaşattığı trajedilerden kurtulmak için bir araya gelip ortak düşünmeye çalışıyorlar.
Kendi yaşadıkları gecekondu alanlarının çirkin olduğunu söylüyorlar. Ama Karakas’ın en güzel duvarlarını döşeyenler nasıl gene biz olabiliyoruz diye soruyorlar. Nedeninin kendi mekânlarını güzelleştirmek için vakitleri, enerjileri kalmadığını söylüyorlar. Ama zengin olmak ta istemiyorlarmış. Çünkü zengin olmak demek ortada yoksulların da olduğuna işaret ediyormuş. Bu tür kelimeler yok olmalıdır diyorlar.
Venezüella’da bir şeyler oluyor elbette. Yüzyıllarca geri bıraktırılmış yoksul halklar kuracakları sistemle ilgili düşünmek ve en doğrusunu yapmak için kafa yoruyorlar. Yani artık kendi kaderlerini ellerine almaya kalkışıyorlar. Böyle zirveler düzenlemeleri bile ilginçtir ve ülkedeki devrim sürecini anlatması açısından önemlidir.
[button link=”www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]