Yetimin Hakkını Yiyen Kim?
M. ÖZGÜR
Tekel direnişinde 2-3 Şubat tarihlerinde yaptığımız destek ziyaretlerinde işçilerin başbakanın “yetimin hakkını herkese dağıtamam” ve bakanların “vergi mükellerflerinin parasını rastgele harcayamayız” demesine çok tepkili olduklarını gördüm. Çadırlarda yaptığımız tartışmalarda, işçilerin bordrolarını kullanarak basit hesaplarla hükümetin bu haksız tutumunu göstermeye çalıştık.
TEKEL İŞÇİSİNİN HAKKINI YEMEYİN,
BORDROLAR BURADA, HESAP ORTADA!
Kazanılmış haklarıyla çalışmaya devam etmek isteyen işçilere “para yok” diyen, “halkın parasını veremeyiz” diyen, “tüyü bitmemiş yetimin hakkını veremem” diyen başbakana, bakanlara inanmıyoruz. Biliyoruz ki parababalarına gelince para vardır. Hükümet zenginlere olan borcunu faiziyle tıkır tıkır ödemektedir. Geçen yıl bankaların karları patlamıştır. İşsizlik fonundaki biriken büyük miktar, amacı dışında kullanılmakta ve işverene teşvik olarak verilmektedir. Yine işveren için yıllardır uygulanan yasa ile, işverenlerin devlete ödeyeceği gelir vergisi ve SSK primi yükü 49 ilde sıfırlanmıştır. Hani para yoktu.
Özelleştirme şampiyonu olanlar, sağlığı paralılaştırma, kamu hizmetlerini taşerona devretme ve işçiyi güvencesizleştirme şampiyonu olanlar “tüyü bitmemiş yetimden” bahsedemez. Zengine teşvik verip kullandığımız su, elektrik, telefon, petrole vergi bindirenler “halkın parasından” bahsedemez. Bu kısa bildiride sayamadığımız ve emekçiye verilebilecek, şimdiye kadar el konulmuş çok sayıda başka kaynaklar da vardır. Sorun kaynak değil, tuzukuru kesimlere dokunmayan piyasacı, sermaye sınıfı yanlısı anlayıştır, hükümetlerdir.
Hükümete “HESAP ORTADA” diyoruz. Direniş alanında dolaştık, emekçi kardeşlerimizin gösterdikleri bordrolara baktık. İşçiler 10 ila 22 yıl hizmeti olan işçilerdir. Brüt ve net ücretleri aşağıdaki gibidir.
Tekel’de 11 yıllık işçi, toplam brüt ücret: 2163, net ele geçen: 1209 TL.
Tekel’de 18 yıl 3 aylık işçi, toplam brüt ücret: 2634, net ele geçen ücret: 1580 TL.
Hükümetin önerdiği ücret: brüt 1570, net ele geçen ücret: 850 TL (Ortalama).
Hükümetin vermekten kaçtığı aylık ücret farkı: Brüt 950 TL/Ay (Ortalama)
10 Bin Tekel İşçisinden Kesilecek Toplam Aylık fark: 10bin x 950 TL = 9.5 milyon TL/Ay
10 Bin Tekel İşçisinden Kesilecek Toplam Yıllık fark: 12 Ay x 9.5 Milyon TL= 114 Milyon TL.
Tekel işçisinin en temel kazanılmış hakkı olan ücret toplamı, hükümetin önerdiği ücretin üstüne yıllık sadece 114 Milyon TL gerektirmektedir. Bu para nereden bulunacak? Zaten emekçinin hakkıdır, bütçeden karşılanmalıdır, tartışılması bile abestir. Kaynak da vardır. Sermayeye bol keseden teşvik dağıtan, zenginlerden borç alıp faiz ödeyen, şirketlerin ödediği kurumlar vergisini %33’ten %20 ye indiren AKP’dir. 49 ile teşvik yasaları çıkararak işverenin vergi ve prim ödemelerini ortadan kaldıran AKP dir. Yani AKP işçiye cimri, patrona eliaçıktır. Üretken kamusal yatırım yapmayı bırakmış, kar etsin diye işverene kıyak üstüne kıyak yapmaktadır. İstihdam için özel sektörün eline bakmaktadır. Emekçinin kazanılmış hakkını tartışmasız vermelidir. Ancak bizden yine de kaynak istiyorsa sermayeye çektiği kıyakların şu birkaç tanesine bakması bile yeterlidir:
ACİL KAYNAK–1: Hızla artan Banka Karları ve kurumlar vergisi
BANKALARIN 2008 NET KARI : 13.5 Milyar TL
BANKALARIN 2009 NET KARI: 20 Milyar TL
Görüldüğü gibi AKP’nin faiz politikaları sonucu bankaların 2009’da ettikleri kar tam %55 artmıştır. Hangi emekçinin maaşı 1 yılda bu kadar artmıştır. Bu bankaların yaptıkları kardan sadece bu yıl alınacak 1 milyar TL bile, hükümetin önerisine eklenince tekel işçisinin yaklaşık 9 yıllık ücreti eski ücret hakları aynen devam edecek şekilde kesintisiz ödenebiliyor. Düzenli olarak sermaye kesimlerinden alınan kurumlar vergisinin 2004’teki eski konumuna (%33) getirilmesi dahi tüm Tekel işçileri ve tüm 4-C’lilerin sorunlarını ilelebet çözeceği gibi çok daha fazla kaynak yaratacaktır.
ACİL KAYNAK-2: İşsizlik fonundaki 42.5 Milyar TL
HÜKÜMET NE YAPIYOR: İşsizlere vermek için kesilen para, başvuru şartları çok zor yapılınca işsizlere bir fayda sağlayamıyor. Bir kısmı AKP tarafından işverenlere teşvik olarak verildi ve verilmekte. Bir kısmı da GAP projesinde kullanıldı. Bakan Şimşek’e gore 25 Ocak itibariyle 42.5 milyar lira var ve bu para birikmeye devam ediyor. Bu para böyle farklı alanlara kullanılabiliyorsa, neden güvencesizlikle karşı karşıya olan TEKEL işçilerinin en doğal kazanılmış hakları için kullanılmıyor. Ev geçindiren 4-C lilerin gaspedilmiş hakları için neden kullanılmıyor. Ve tabi asıl olarak işsiz milyonlar için neden kullanılmıyor?
Bu fonda biriken ve işverenlere teşvik olarak verilmeye çalışılan 42 milyar lira kullanılarak zaten emekçiye ait olmasi gereken para yine emekçiye verilmiş olacaktir. Tekel emekçilerin hükümetçe önerilen maaşlarına, bu paranın az bir kısmı eklenilirse ve tabi 4-C kaldırılırsa hak kaybı olmayacaktır.
Fon acilen mağdur emekçilerin kalıcı hakları için ve işsizler için kullanılmalıdır, sermayeye teşvik olarak kullanılmasına son verilmelidir.
ACİL KAYNAK-3: Devletin zenginlere borcu olarak 250.9 Milyar TL’ye ulaşan paranın ödemesinin ertelenmesi veya küçültülmesi acildir.
Biliyoruz ki zenginlere ödenmekte olan bu borç fazilerinin yıllık çok az bir kısmı bile Tekel işçilerinin tüm özlük hakları için yeterlidir. Özel sektör elinde 250.9 milyar TL kadar devlete verilmiş borç tutmaktadır ve faiz almaktadır. Devlet zenginlerden vergi almayıp borç almıştır. Bu borçları faiziyle birlikte zengin kesimlere devamlı tıkır tıkır ödemektedir. Devlet iç borçlanma senedi (DİBS) denen bu borçlar son bir yılda 80 milyar artmıştır. Bunun ödemesindeki basit bir erteleme/küçültme bile TEKEL işçisinin kazanılmış hak kaybını engelleyecektir. Zaten bankalar ve tüm sermaye kesimi, gerçekte şimdiye kadar aldıkları faizler ile işçilere ve halka borçludur. Görüldüğü gibi “para yok” “kaynak yok” “halkın parasını veremeyiz” lafları doğru değildir. Ev geçindiren işçiyi üzenler parababalarını üzmemektedir.
Daha burada sayamadığımız pek çok kaynak vardır, askeri harcamalardan tutalım ilaç şirketlerine ödenen paralara kadar bunlar çoğaltılabilir. Zenginden ve sermaye sınıfından yana olan iktidarın çarpıtmaları doğru değildir. “Yetim hakkını” zengine faizciye sermayeye peşkeş çeken işçiler değildir. Hesap açıktır.
Zengine kıyak emekçiye zulüm oyunu bozulmalıdır.
4-C köleliğine hayır!
Tekel işçisinin mücadelesi mücadelemizdir!
Yaşasın sınıf dayanışması!