Venezuela yeniden seçimlere gidiyor. Şaşırdınız değil mi? Evet, hiçbir olay olmadı. Ne polisle çatışma çıktı ne insanlar öldü ne de ortalık savaş alanına döndü. Oysa her seçim öncesi böyle olurdu. Seçim günü 10 Aralık Pazar da pek bir şey olmayacak gibi gözüküyor.
Sonuçta bu seçimler diğerlerinden farklı bir özellik taşıyor. Muhalefet seçimlere katılmama kararı aldı. Son parlamento seçimlerinde bir başarı kazanmışlardı. O nedenle ardından gelen Ulusal Anayasa Meclisi (UAM) ve valilik seçimlerinde büyük patırtı gürültü oldu. Ama yenildiler. Valilerin çoğunu PSUV kazandığından yerel seçimlere katılmıyorlar. Yuvarlak Masa İttifakı (MUD) da dağıldı. Şimdi de kenara çekilmiş görünüyorlar. Uzun nazlanmalar sonucu da Dominik Cumhuriyeti’nde iktidar ile masaya oturdular. Görüşmeler sürüyor.
İç muhalefet sustu ama dıştan gelen baskılar giderek arttı. ABD ve AB emperyalist güçleri gene ellerinden geleni arkalarına koymadılar. AB en yüksek insan hakları ödülünü Venezüella muhalefeti ve siyasi tutuklulara verdi. Zaten birkaç tanesi İspanya’ya çaldığı paralarla gitmiş ve siyasi sığınma hakkı istemişti.
Ama asıl saldırı beklenebileceği gibi ABD ve Kanada’dan geldi. Trump ekonomik ve finans yaptırımları koydu. ABD kaynaklı bankalar Venezüella’nın banka işlemlerini yapmıyorlar. Ne alacağını alabiliyor ne de borcunu ödeyebiliyor. Devlet tahvillerini satamıyor. Var olanların işlemleri yapılamıyor. AB içinde çalıştıkları bazı bankalar var o kadar. Yeni ekonomik anlaşmalar yapamıyorlar. Anlaşma yapma yetkisi olanlar yaptırım kapsamına girmiş durumda.
Bunlar Venezüella’yı gerçekten zor durumda bıraktı. Petrol çıkarımı ve satışları düştü. Zaten petrol fiyatları geçtiğimiz yılların çok altına düşmüştü. Venezüella 2017 bütçesini bu düşük fiyatlara göre yapmıştı, sıkıntıya karşı hazırlıklıydı ama bu finans ambargosu beklenen bir şey değildi. Bunun sonucunda örneğin ülkeye gelmesi beklenen parası ödenmiş insülinler, malarya ilaçları gelemedi. Uluslararası bankalar ödeme yapmadıkları için 29 konteyner yiyecek maddesi limanlarda kaldı. Hatta Venezüella sporcuları yarışma yapacaklara ülkelere gitmeleri için gerekli olan yol, konaklama vs ihtiyaçlarına gerekli olan 1,5 milyon dolar transfer edilemedi ve sporcular kaldılar.
Borçlarını ödeyemez duruma düştü. Borç erteleme isteğinde bulundu. 400 alacaklı ile masaya oturuldu. Rusya ile varılan anlaşma ile borçlar 10 yıllık bir sürece yayıldı. Çin Karakas’a güveni olduğunu açıkladı. Diğer 400 alacaklı yetkilileri konusunda bir açıklama yapılmadı.
İçteki Sorunlar
Bu koşullar altıda bir de muhalefet ağırlıklı meclis hükümetin işleyesini engelliyordu. Maduro iktidarının aldığı kararlar meclisten geçirilemiyor ve ülke sorunlarına çözüm getirici kararlar alınamıyordu. Ülke sorunları büyüdükçe büyüyor iktidar çarkları dönmüyordu. Enflasyon görülmedik rakamlara çıkmış, ekonomiye müdahale edilemiyordu. Anayasada Chaves döneminde muhalefetin çoğunluk olmasını hiç öngörmediği için devlet mekanizması kilitlenmiş durumdaydı. Bu nedenle Maduro yeni bir anayasa yazma kararı aldı ve Ulusal Anayasa Meclisi (UAM) seçildi. Maduro da yeni meclisle çalışmalara başladı. Önemli bazı işler yapıldı ve kararlar alındı.
En önemlisi ülkenin başsavcısı değiştirildi ve muhalefetin pisliklerinin üstünü örten savcı Luisa Ortega görevden alındıktan sonra yerine atanan savcı Tarek Saab ile yolsuzluklar üzerine ciddi bir şekilde gidilmeye başlandı. Eski savcı da yurt dışına kaçtı. Petrol şirketi PDVSA ve Ulusal Elektrik Şirketi yöneticileri görevden alındı yerlerine ordudan generaller yerleştirildi. İki yetkili de İspanya’ya kaçtılar. Saab bunları para aklama suçları ile Venezuela’ya iadelerini isteneceğini açıkladı. Bir üst yetkili “13 tane hayalet şirket ile ilişkili olarak 2011 Ekim ve 2012 ekim aylarında 196 milyon euro almışlardır.” (Telesur, 5 Aralık 2017, “Venezuela Outlines new measures to fight corruption” adlı yazı) dedi. Bunların bağlantıda olduğu ülkedeki iki şirket yöneticisi de tutuklandı. Ve PDVSA’nın başına petrol çıkarım işlerinden anlayan bir general olan Quevedo getirildi. Aynı zamanda Petrol Bakanlığı görevini de üstlendi.
Başa geldiğinden beri yeni başsavcı T. Saab ile birçok yolsuzluğun üstüne gidilebildi. Merkez Bankası’nda temizlenmeler yapıldı. Üst düzey yöneticiler gözaltına alındılar. Daha sonra yerli şirketin üstüne gidip yolsuzluklarını ortaya çıkarılıyor. Devletin halkın ihtiyaçlarını karşılamak için çok ucuza verdiği dolarlarla yaptıkları yolsuzluklar gün ışığına çıktı. Saab’ın açıklamalarına göre “Kabaca 4,200 milyon euro yolsuzluklardan elde edilen kara paraları aklamak için Andorra da Katalonya banka sistemi kullanılmıştır.” (ay) Birçok şirket yöneticisi de bu suçlamalar ile milyonlarca euroluk yolsuzluk yapmakla tutuklandılar. Asıl önemlisi isimleri açıklanıp halk önünde deşifre ediliyorlar. Şimdiye kadar bu uygulama yapılmıyordu.
PDVSA içinde yolsuzluklar anlaşılır gibi değildir. Bir yandan giderler yüksek gösteriliyor diğer yandan da sözleşmeli ülkelere petrol gönderilmiyor ya da geciktiriliyormuş. Üretim bilinçli bir şekilde düşürülüyor. Venezüella’nın petrol üretimi şu anda 30 yıl öncenin günlük 2 milyon varil seviyesindedir. Ayrıca PDVSA’nın okyanusta yeni petrol alanları açmak için Rusya ile yaptığı anlaşmanın gereği yapılmıyor ve bilinçli bir şekilde petrol şirketi zarara sokuluyormuş. Üretim azaltılıyor. Amaç ülkenin tek gelir kaynağını azaltarak ülkeyi borca sokmak, muhalefet kanadına destek sağlamaktır.
PDVSA’nın ABD içinde yan kuruluşu olan Citgo rafinerisinin yöneticisi de gelirleri ülkeye yollaması gereken ABD içinde başka yerlere dağıtıyor. Üretim maliyetlerini sürekli şişiriyor, karları düşürüyor. Bir de CIA ajanları ile iş birliği içinde olduğu ortaya çıktı. Tutuklama kararı çıkarıldı ama çifte vatandaş olarak hesap sorulması için ülkeye getirilemiyor.
Geçtiğimiz hafta içinde Maduro, Petro adında Bitcoin gibi digital bir para birimi piyasaya çıkaracaklarını açıkladı. Petrol, altın, gümüş, elmas da Petro’ya güvence olarak verilecektir. Henüz piyasaya sürülmedi ama ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm getirip getirmeyeceği, tutup tutmayacağı iç ve dış yetkililerce tartışılıyor. Zaten iflas etmiş bir ülke olarak bilindiğinden Venezuela’nın Petro’suna kimin güvenip para yatıracağı soruluyor. Oysa Bitcoin kurucusu bunun çok başarılı bir çözüm olacağı tahminini yaptı. Bir de şu biliniyor. Venezuela halkı Bitcoin’i çok kullanıyormuş. Kara paraları aklamak için de kullanıyorlarmış. Şimdi Petro bunları da önler mi diye düşünülüyor.
Bu yazıda daha çok Maduro’nun ekonomik yolsuzluklara ve çözüm arayışlarına değindik. Ama elbette içeride olumlu gelişmeler vardır. Bunları da 10 Aralık seçimler sonrasında ele alalım ve Venezuela’ya barışçıl bir seçim dileyelim. Umarız seçimler Bolivar Devrimi’nin gelişeceği bir döneme doğru bayrak açar.
[button link=”https://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]