Ayşe TANSEVER’in çevirisi ve giriş yazısıyla, Fransa’da “Yeni Anti-Kapitalist Parti” kurma çalışmalarına katılan anti-kapitalist aktivist John Mullen ile yapılan söyleşiyi yayınlıyoruz.
Yeni Anti-Kapitalist Parti
Çeviren: Ayşe TANSEVER
30 Aralık 2008
Yaşadığımız kapitalist finansal ve ekonomik kriz birçok şeyi değiştirmeye gebe. Karl Marx kitapları yok satıyor. Japonlar, Kapital’i herkesin okuyabileceği şekilde resimli roman haline getirmişler. İşini kaybeden işverenler, milyonlarını borsalarda kaybedenler bile Bolşevik ve Fransa devrimlerine artık sempati ile bakmaya başladıklarını söylüyorlar. Finans kapital güçleri konumlarını koruyarak krizden nasıl çıkacaklarını kara kara düşünüyorlar. ABD yetkilileri olası bir halk ayaklanmasından korkuyor ve bu durumda ne yapabileceklerini tartışıyorlar. Söylendiğine göre ABD ordusu iç savaş talimleri yapıyormuş, ülkenin parçalanmasından korkuluyor. Zenginler evlerine yiyecek ve silah yığmaya başladılar. Babalar artık evlatlarına bankacı değil sanatçı filan olmalarını öneriyor. Eski bankacılar şimdi garson olarak iş aramaya başlıyor.
Dünyanın dört bir yanında sol güçler de yeni arayışlar içindeler. Sokaklara dökülen ya da dökülecek halkları kapsayacak yeni örgütlenmeler ve partiler kuruluyor. İşçi sınıfı ve çalışan kesimler açısından yeni parti arayışları, solda birliğin sağlanması günümüzün baş konularından biri.
Avrupa’da 2009 ile birlikte yeni kemer sıkma politikaları ve banka, şirket kurtarma bedellerinin halk kitlelerine ödettirilmeye başlaması ile birlikte Yunan gençlerinin yaktığı ateşin kıtaya yayılması beklenebilir. Avrupa sol güçleri, İngiltere’sinden Almanya ve Fransa’sına buna hazırlanıyorlar. Bizim ülkemizde de böyle bir çaba var. Çatı partisi kurulma çalışmaları biraz ağır aksak olmakla birlikte sürüyor. Bu gelişmelere ışık tutması bakımından Avustralya kaynaklı links.org sitesinden yayınlanan bir söyleşiyi çevirmeyi uygun gördük. Fransa’da solun kurmaya çalıştığı yeni anti-kapitalist parti çalışmalarının nasıl geliştiğini anlatıyor.
John Mullen, Fransa’nın güney batısında anti-kapitalist bir aktivist ve Sosyalist Enternasyonal sitesini çıkarıyor. Söyleşiyi yapan ise Jim Jepps.
Jim Jepps soruyor:
Fransa’da “Yeni Anti-Kapitalist Parti” kuruluş çalışmalarına katıldınız. Nasıl gidiyor?
Parti’nin resmi kuruluş konferansı Ocak 2009 tarihinde yapılacak. Fransa’nın dört bir yanında yeni anti-kapitalist partisi çalışmaları için şimdilik 400 komite kuruldu. Bu kuruluşu Ligue Communiste Revolutionaire (LCR) başlattı ve o denetliyor. Birkaç ay içinde de kendini feshedecek. Bizim kasabanın delegesi olarak Kasım ayındaki ulusal delegeler toplantısına katıldım.
Toplantı çok yüreklendiriciydi. Yeni parti girişimi elbette birçok kişiyi çekiyor, bunların çoğu genç, diğerleri ise deneyimli sendikacılar. LCR üyeleri dışındakiler genel olarak daha önce böyle parti gibi herhangi bir çalışmaya katılmamış insanlardan oluşuyor. Anlaşılacağı gibi şimdilik kuruluş kongresinde oylanacak olan program hazırlıklarına yoğunlaşılmış durumda. Finans krizi, bütçe kesintilerine karşı okulları, üniversiteleri koruma ve yasadışı göçmenleri koruma vs. gibi çeşitli konulardaki kampanyalarda aktif olan birçok komite bu kuruluş çalışması içinde yer alıyor.
Henüz kurulmamış olan bir örgüt için 400 komite çok büyük bir rakam. Bu komiteler nasıl çalışıyorlar? Ne kadar kalabalıklar yani örneğin bir yerleşim bölgesinde birden fazla komite var mı? Daha doğrusu bunlar var olan bir yeni parti mi, yoksa yeni bir parti için mi kampanya yapıyorlar?
Doğru, bu rakam çok etkileyici. Montpellier bölge toplantısına katılanların sayısı 2000 idi. Buna benzer Marseilles’teki toplantıya ise 1500 kişi katıldı. Diğer kentlerde de çok sayıda insan vardı. Ekoloji, işçi sınıfı mahallelerinde yapılan politika konulu toplantılar vs. de büyük tartışmalar yaşandı ve çok sayıda öneri getirildi. Aslında bu komiteler yeni partinin çekirdekleri. Her bir kentte aşağı yukarı her hafta ulusal politik bildiriler dağıtılıyor. Aynı zamanda komiteler otonomlar. Bir kentte finans krizi konusunda halka açık toplantı yapılırken, diğerinde hükümetin asgari ücreti yükseltmeyi reddetmesini protesto etmek amaçlı olarak sembolik bir şekilde yerel bir hipermarketin işgal provası yapılıyor. LCR zaten federal yapıda bir örgütlenmeydi ve hiç şüphesiz bu durum böyle sürecek.
Ancak çekirdek halindeki bu partinin, kampanya için çok önemli olsa bile, henüz düzenli bir yayın organı yok. Hatta düzenli bir finansal yapısı da kurulamadı ve üyelerin gelirlerine dayalı bir aidat sistemi düşünülüyor. Web sitesi var ve kuruluş konferansından sonraki iki ay içinde haftalık bir gazete çıkarımı planlanıyor.
Peki, yeni örgütlenmenin arkasındaki düşünce nedir? İngiltere’den çok farklı olmayan bir şekilde Fransa’da da sol örgüt ve guruplar az değil.
Son yıllarda yaşanan kitlesel grev dalgaları ve politik hareketler, Fransa’da radikal solda politik alternatif bir örgütlenme kurmak isteyen çok hem de pek çok sayıda insan olduğunu ortaya çıkardı. Ligue Communiste Revolutionnaire’nin sözcüsü Olivier Bedancenot, şimdilerde Sarkoyz’nin başbakanı Fillon’dan daha popüler. Ancak radikal sol düşüncelere karşı bu yaygın sempati, beklendiği kadar insanları aşırı sol partilere doğru kaydırmadı. Sosyalist ve komünist partilere genellikle “iktidara geldiklerinde büyük bir değişiklik olmaz” anlayışı ile bakılıyor. Sosyalist Parti halen Blairleşmemiş olsa bile bu böyle.
Yani Anti-Kapitalist Partisi LCR tarafından örgütlenmeye başladı. (LCR onunla birleşip kendini feshedecek.) Amaç mücadeleye yönelik bir parti kurmak. Seçimler ikincil geliyor. Ayrıca üyelerin belirli bir devrimci düşünce taşıması ya da troçkistlerle aynı düşünmesi beklenmiyor.
Bu çalışmayla en başta kim ilgileniyor?
Bu proje ile ilgilenen baş örgüt LCR (sonra yok olacak). Ayrıca çok azı partisiz radikal soldan yerel ve ulusal zeminde tanınmış birkaç bin kişi çalışmaları sürdürüyor.
Yeni Anti-Kapitalist partisi içinde bazıları parti hattını dar tutmaya, yerel seçimlerde yeni liberal politikalar ve Sosyalist Parti ile hemen ittifak yapmaya hazır olanları içlerine almamaya çalışıyorlar. Diğerleri daha geniş bir kitleyi içine almayı düşünüyorlar. Eğer sınırlar daraltılırsa kitlesel hareketler ve grevleri merkez yapan politikaların ve kârın diktatörlüğüne karşı olanların parti dışında kalabileceğinden korkuyorlar. Bu konuda tartışmalar sürüyor. Ancak partinin şimdiki “anti-kapitalist” adı uzlaşma noktası. Biz kapitalizme karşı olan, genellikle kapitalizmin insancıl yüzünün sürekli olamayacağına inanan insanları istiyoruz.
Bu, parti içinde anarşizme, radikal yeşil politikalara, Che Guevara düşüncelerine vs. yakın olan insanlar var demektir. Tartışmalar çok ilginç oluyor. Her keresinde akımlar sırf kendi düşüncesini dayatmaktan vazgeçiyor ve soruna derinlemesine bakmaya çalışıyor.
Sosyalist Parti’deki güncel krizin yeni projeye katkısı olabilir mi? Almanya’daki Sol Parti (Die Linke) projenin arkasında bir SPD üyesi olmasından büyük kazanç sağladı. Komünistlerin, Sosyalistlerin, Lutte Quvriere ve sanırım Yeşillerin en iyilerinin bu projeye olumlu bakma şansının ne olduğunu düşünüyorsun?
Son ekonomik ve politik olaylar elbette yeni partiyi geliştirecektir. Günümüzde insanlara anti-kapitalist düşünceleri dinletmek zor olmuyor. İşten atılmalar buna yetiyor. Sosyalist ve Komünist Partilerdeki paralize oluş elbette Yeni Anti Kapitalist partisine (YAKP) destek sağlamayı kolaylaştırıyor.
Ama durum elbette karmaşık. Radikal solu içine almak isteyen tek örgütlenme YAKP değil. Kısaca tek tek partilere bakalım:
Troçkist örgütlenmelerin birkaç bin aktivisti var. Lutte Ouvriere YAKP’ye karşı. Geçtiğimiz Nisan ayındaki belediye seçimlerinde uzun geçmişi olan sosyalistlerle ittifak yapmaktan vazgeçti ve ne radikal sol ne de LCR ile ittifak yapma riskini göze alamadı.
Lutte Ouvriere’re göre YAKP içindeki insanlar devrimci ve ilginç değiller. Son yıllarda Lutte Ouvriere örneğin Avrupa anayasasına ve Le Penn vs. gibi aşırı sağ politikacılara karşı kurulan büyük politik birlik kampanyalarından uzak duruyor. LQ kendisini sadece “işyeri sorunlarına” kapatmış gibi ve bu nedenle küçülüyor. YAKP ile çalışmak isteyen saflarındaki akımı dışına attı.
Komünist Parti (PCF) yönetimi stratejinin merkezine Sosyalist Parti ile ittifak yapmayı koyarak her zamanki hattını sürdürdü. Radikal sol ile ittifak yapmak isteyen birçok komünist kesimler partiyi terk ediyorlar. Ama gazetesi ve ekonomik kriz konusundaki analizleri nedeniyle henüz okuyan bir kitlesi var.
Sosyalist Parti son altı ayda iki tarihi olay yaşadı. İlk olarak solda Melenchon ile parçalandı. Melenchon yeni bir parti “Le parti de Guache” kurdu. Daha küçük olmakla birlikte Die Linke olduklarını söylüyor. Çok yakında kurulacak ve “haydi kapitalizmi daha hümanist yapalım” diyen Sosyalist Parti ile YAKP’nin neredeyse devrimci hattı arasındaki boşluğu doldurmaya çalışacak. Önemli bir güç olabilir. Tahmin etmesi zor.
İkinci ana olay, Sosyalist Parti’nin Tony Blair’i Segolene Royal’ın kendisinin çok solundaki ittifak tarafından yenilmesidir. Bu çok mükemmel bir haberdi, çünkü artık sol içerik daha fazla dinlenecek. Radikal sol yeni lider Martine Aubry’nin sol söylevleri ve tamamen seçim partisi haline gelen temel mücadelesine olan destek eksikliği arasındaki farkı öne çıkarabilecektir.
Son olarak bu bölük pörçük parçalar kadar partisiz sol güçlerden bazı kesimler bir “Federasyon” kurarak radikal solun keskinliğini örtmeye çalışıyorlar. Burada amaç, çeşitli güç ve bireylerin kendi örgütlenmelerini terk etmeden ortak bir kampanya etrafında birleşebilmelerine olanak tanımak. Bu federasyonu önemli isimler destekliyorlar.
Bütün bunlar YAKP’nin kiminle ve nasıl çalışacağı konusunda önemli kararlar almasını gerektiriyor. Örneğin, 2009 Avrupa seçimlerinde sol içinden ortak adaylar mı gösterilecek, yoksa YAKP kendi bağımsız adayını çıkarıp daha açık seçik bir platform mu kuracak.
YAKP içindeki eğilim, sekterlik ve birlik politikaları arasında gidiş gelişleri kırmaktır. Küçük gurup sekterliğinden söz etmiyorum, çünkü yeni parti binlerce yeni insanla işe başlayacak. Benim sözünü ettiğim, farklılıklarımızı ortaya koyan ve birlikte çalışmanın neden olanaksız olduğuna gerekçeler gösteren bir sekterliktir. YAKP içinde “gerçek tek sol biziz” ya da “elbette birlik istiyoruz. İnsanlar örgütlerinden ayrılıp bize katılsınlar böylece bir birlik olalım” görüşü var. YAKP için en büyük tehlike sekterliktir. Sayıca kalabalık oluşumuz, katılanların yaşça genç oluşları, coşku ve olayları açıklarkenki pedagojik özellik ve enerji en önemli olumluluklarımız.
İngiltere’de, solda birlik projelerinde büyük zorluklar yaşanıyor. Bana göre devrimciler daha geniş bir ittifak içinde kendi otonomilerine bağlı kalmak ve böylece gereksiz sorunları ve farklı ajandaların yaratacağı güvensizliği aşmak istiyorlar. YAKP içindeki en büyük gurup olarak LCR bu konuda ne düşünüyor? Yani hem YAKP içinde kimliğini kaybetmemek, hem de onunla bir bütün haline gelebilmek arasındaki zor durum için?
Eski ve karmaşık soruna herkes aynı şekilde bakmak durumunda değil. Bana göre sorun, farklılıklar tartışılmadığında ve farklı ajandalar gizli bir şekilde ortaya sıkıştırıldığında başlıyor.
Ben kişisel olarak YAKP’nin şöyle bir açıklama yapmasını isterim: “YAKP, içinde bazılarının devrimci, bazılarının devrimci olmadığı bir partidir. Bu konularda parti içinde tartışma devam ederken birlikte kâr diktatörlüğüne karşı gerekli mücadele sürdürülecektir.” Bu gerçekleşmiyor. Farklılıkları gizleme eğilimi var. Örneğin YAKP’nin devrimci bir parti olup olmadığı sorununda afişler şöyle çıkıyor: “Toplumu devrimcileştirecek bir parti” ve bu sorunu göz ardı edecek birçok formül bulunuyor.
Böyle formüller arama politikası zaten LCR’yi zehirledi. Sorun konusunda bir karar vermek için taraflar oluşturmak yerine bir formül bulmak çok önemli bir konu. Bazı formüllerin hiçbir anlamı yok.
Yani devam eden bir sorun. Şurasını özellikle vurgulamak istiyorum ki, LCR YAKP’yi denetimi altına almayacak, onun kuruluşundan önce kendisini feshedecek ve içinde kendini temsil eden bir akım bırakmak planı da yapılmıyor. Şimdi LCR içinde var olan eğilimler üç ya da dört akım olarak yeni parti içinde varlıklarını sürdürebilirler diye düşünüyorum. Biz, çok az sayıdaki yoldaşlar Socialisme International olarak, birkaç düzüne diğerleri ile birlikte kesinlikle İngiliz Sosyalist İşçi Partisi teorileri çerçevesinde bir akım olarak kalacağız.
Özetleyecek olursam, bana göre Yeni Anti-Kapitalist Parti çok heyecan verici bir girişim ve herkes onun inşasına katılmalı. Son ekonomik kriz işçi sınıfının sınıf mücadelesine dayalı bir partiye her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu ortaya koydu ve çok çabuk olayı kavrayan genç bir nesil var.