Vergi İndirimi Şantajı
Paul KRUGMAN/New York Times
16 Eylül 2010
Senato’nun azınlık grubu başkanı Mitch McConnell “Şanslı orta sınıf buraya kadar geldiniz” diyor ve ekliyor, “Bundan sonra başınıza bir şey gelirse çok yazık olacak.”
Tamam, tamı tamına bunu söylemedi belki. Ama söylemiş de olabilirdi, çünkü vergiler konusundaki şu andaki karşı çıkışlarının gerçek anlamı bu. Bay McConnell bir önceki gün çok haklı bir şekilde bütçe açıklarını kınarken, şimdi zenginler için büyük vergi indirimleriyle bütçe açıklarını patlatmak istiyor. Fakat yeterince desteğe sahip değil. Dolayısıyla orta sınıf ailelerin kafalarına silah dayayarak, zenginler için istediği oldukça yüksek maliyetli vergi indirimlerini alamazsa onların ödedikleri vergileri artırmakla tehdit ederek istediğini elde etmeye çalışıyor.
Vergi kavgası tartışmalarının çoğu ekonomi ya da siyaset üzerine odaklanır- bunların ikisi de Demokratların hem kendilerinin hem de ülkelerinin iyiliği için sıkı durmaları gerektiğini gösteriyor. Fakat burada çok daha önemli bir konu durmakta- yani, Amerikan politik hayatında makul davranışı ne oluşturmaktadır meselesi. Politika çocuk oyunu değildir ama siyaset oyunu oynamakla Mr. McConnell’in şu anda tam olarak yaptığı gibi aleni gasp arasında da bir fark olmalıdır. Eğer başarılı olursa, önceden başımıza gelen bir felaket yeniden hayata geçecektir.
Bu noktaya nasıl geldik? Doğruya en yakın cevap, Bush yönetiminin zorladığı vergi indirimi taktiği yüzünden olacaktır. Daha derin cevap ise Cumhuriyetçi Parti’nin radikalleşerek, partizan bir başarı için ekonomiyi ve ulusu tehlikeye atmak isteyen bir harekete dönüşmesinde aranmalıdır.
Dolayısıyla vergi indirimleri hakkında konuşmak gerekirse, 2001’e döndüğümüzde, Bush yönetimi zengin Amerikalılar için büyük, orta sınıflar için ise çok daha küçük vergi indirimlerini bir arada gündeme getirmiş ve bunların esas olarak sıradan aileler için vergi indirimleri anlamına geleceği yalanını ortaya atmıştı. Bu esnada tüm tasarıyı 31 Aralık 2010’a kadar geçerli olacak biçimde yasalaştırarak sorumsuz mali işlemleri engelleme eğilimindeki Senato kurallarının etrafından dolaşmayı başarmıştır –ki bu kurallar tasarının getirdiği 1,3 trilyon dolarlık vergi indirimlerini telafi edecek bir harcama kesintisi getirecekti. Eğer Kongre harekete geçmezse Bush’un vergi indirimleri yılsonunda dev bir balkabağına dönüşecek ve vergi oranları yeniden Clinton dönemi seviyelerine dönecek.
Buna karşılık, Başkan Obama, vergi oranlarını nüfusun %98’i için esas olarak değişmeyecek biçimde tutacak fakat en zengin %2 için arttıracak bir düzenleme öneriyor. Fakat Cumhuriyetçiler, bu tasarıyı zengin arkadaşları için istedikleri vergi indirimlerini alamadıkları sürece orta sınıfın vergilerini önemli oranda arttırarak engellemekle tehdit ediyorlar.
Bu olağanüstü bir aşama. Aşağı yukarı herkes orta sınıf üzerindeki vergilerin böylesi bir ekonomik çöküşün tam ortasında, diğer iş yaratma programları ile etkileri telafi edilmediği sürece, yükseltilmesinin iyi fikir olmadığı noktasında aynı fikirde- ki Cumhuriyetçiler böylesi programları da engelliyor. Böylece Senato’daki Cumhuriyetçi grup, Demokratlar taviz vermediği sürece Amerikan ekonomisini yeniden durgunluk içine daldırmakla tehdit ediyorlar.
Ne tür bir parti bu tür bir uçurum siyasetinden medet umabilir? Cevap, 1995 yılında Clinton’ı Medicare’de (kamusal sağlık sistemi) çok ciddi kesintilere ikna edebilmek için yapılan bir teşebbüste federal hükümeti kilitleyen, ve bugün de aynısını Obama’ya yapmayı ciddi ciddi tartışan türden bir parti olmalı. Böylece tam da söylediğim gibi vergi indirimi kavgasının daha derin bir açıklaması tamamıyla, partizanlıkta sınır tanımayan radikalleşmiş bir Cumhuriyetçi Parti ile ilgili olacaktır.
Peki Demokratlar bu durumda havlu mu atmalı?
Ekonomik açıdan, cevap kesin bir Hayır olur. Kamuoyu yoklamaları Amerikalıların çoğunluğunun zenginler için yapılan vergi indirimlerinin devamına karşı olduklarını gösteriyor. Şu anda bütçe açıkları ile ilgili kaygılar biraz abartılmış bir seviyede- fakat bu bütçe ile ilgili hassasiyetleri bütünüyle görmezden gelmemiz gerektiği anlamına gelmez. Ve Cumhuriyetçi grubun planı ekonomiye çok sınırlı fayda sağlarken bütçe açığını önemli oranda arttıracak – önümüzdeki 10 yıl için 700 milyar dolardan fazla.
Ve bir uzlaşma çözümü- zenginler için geçici vergi indirimleri- daha iyi olmaz. Maliyeti daha düşük ama ekonomiye hiçbir faydası olmayan bir karar olur.
Politik açıdan yanıt açık bir HAYIR olmalıdır. Kamuoyu yoklamaları Amerikalıların çoğunluğunun zenginler için yapılan vergi indirimlerinin devamına karşı olduklarını gösteriyor. Ara seçimler bugün yapılmış olsa, Demokratlar acı bir biçimde kaybeder. Cumhuriyetçi gruptan farklarını belirginleştirmelerinin tam zamanı- Wall Street’e ve şirket CEO’larına verdikleri büyük tavizler konusunda da duracakları daha iyi bir nokta olabileceğini düşünmek çok zor.
Fakat daha da önemli olan işin ilkelerle ilgili yönüdür. Siyasi rakiplerinizden istediğinizi alamadığınızda masum seyircileri cezalandırmakla tehdit etmenin demokratik siyasette meşru yerinin olmaması gerekir. Böylesi tehditlere taviz vermek ekonomik ve politik bir yanlış olmanın yanı sıra ahlaken de hatalı olacaktır- ve gelecekte de böylesi tehditleri teşvik edecektir.
Şimdi Demokratların kararlı olup Cumhuriyetçi şantaja boyun eğmemek zamanıdır.