Utanmanız İçin Daha Kaç Ölü Lazım!
Umur TALU
(Sabah Gazetesi 9 Haziran)
Ne dersiniz Kasım Bey… Sayınerdoğanhükümetininsayınçalışmabakanı
farukçelik’inişsağlığıveişgüvenliğindensorumlu
müdürüsayınkasımbey!
Ne dersiniz?
Hani “köyden gelme tersane işçileri…”
“Hep toprak üstünde yürümeye alışık oldukları için…”
“20 metre yükseklikte 20 santim genişliğindeki platformda yürüyemiyor…”
“Yürüyemiyor da düşüyor” demiştiniz ya!
Pazar pazar, öyle azar azar değil, az zamanda çok işçiye mezar olan Tuzla’da, 35 yaşındaki işçi İhsan Turan’ ın üstüne düşen 600 kiloluk kapak hangi köyden gelmişti?
İşçiyi ezen o tonlarca ağırlıktaki kapak hangi köyden gelmişti de yukarıda yürümeyi becerememişti.
Sizin ayağınıza hiç ütü düştü mü Kasım Bey?
İşte o acıyı, o baskıyı, onyüzmilyon ile çarpın da başınıza, bedeninize düşürün… Orada hiç olmazsa mahsusçuktan, üzüntüden kahrolun!
Siz daha kaç işçinin yüksekten düşmesine “makul, mantıklı” yorum getirecek, daha kaç işçinin yüksekten düşen tonlar altında ezilip ölmesine, daha kaç ceset üstünde tersanelerin ekonomimize katkısı nutukları atılmasına o yapıştığınız makamda bakacaksınız?
Sayın Çalışma Bakanı…
Siz göreve geldiğinizde henüz, daha geçen yılın yaz ölümlerinde, henüz işçi cesetleri sıra sıra manşetlere yığılmadan önce, bu sütunda çıkmış yazı üstüne tersanelere koştunuz da, aha kulaklarımla duydum, telefonda söz vermiştiniz:
Bu ölümler son bulacak, diye!
O sırada tersane sahipleri daha acımasız ama daha gerçekçiydi: Ölümler sürecek, buyuruyorlardı.
Hep onların dediği oldu.
Sadece isimlerini vermemişlerdi, onların müjdelediği yolda onlarca işçi daha öldü.
Siz artık “sosyal güvenlik”in değil, “aşırı güvensizlik”in bakanısınız.
İnançsızlığın, sermaye sahibine teslimiyetin, sözünü tutamamış olmanın, onca genç bedenin düşüşüne, ezilişine, elektrikle çarpılışına bakıp durmanın bakanısınız.
Müdürünüzü de alınız…
Evinize gidiniz!
“Tersane ölümleri MİT’lik” diyen batık denizcilik kredili saygın armatör, eski AKP Milletvekili tersaneci Kaptanoğlu…
Onun lafını alıp da lappadanak manşet yapabilen gazeteci arkadaş…
Sanayi Odası Başkanlığı’ndan gelip bakan olmuş da “Tersane işçileri birbirini öldürüyor” demeye getirmiş Zafer Çağlayan…
İhsan Turan’ı… Ölü İnsan Turan’ı bize izah ediniz.
Ton ton kapağın “kökü dışarıda, bin tür komplo içinde” iki çocuk babasının üstüne, o iki çocuğun tüm hayatı üstüne düşüşünü izah ediniz.
Hadi ilk ikiniz, özelsiniz de… Sayın Bakan, siz kamusunuz.
Kamu adına oradasınız. Kamusal görevle oradasınız. İşvereni, patronu, sermayeyi, partiliyi korumak, onların hizmetine laf yetiştirmek için aslında orada olmamalısınız.
Siz de artık skandalsınız.
Lütfen, sanayi odanıza geri geri gidiniz!
Ayın 16’sında tersanelerde bir grev var artık.
Grevden pek haz etmeyen bu toplumun ve siyaset erbabının kendine soracağı bir soru var:
Daha kaç ceset lazımdır, vicdanınızı ikna etmeye!
Kaç ölü işçi lazımdır, bir müdürün, bir bakanın utanıp da istifa etmesine!