Ev İşçileri Kölelik Yasasına Karşı!…
Ev işçilerinin bir süredir gündemlerinde torba yasa tasarısı vardı. Torba yasa AKP’nin memleketin canına ilmek ilmek dokuduğu neoliberal politikalarının son halkasıdır.
Torba yasa tasarısı geçtiğimiz hafta mecliste onaylandı ve jet hızıyla cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. Peki şimdi ev işçileri ve tüm emekçiler nelerle karşılaşacak?
Bu tasarı özlüce söylenecek olursa emekçiler için kölelik koşullarının devamı ve taşeronlaşmanın güvence altına alınması anlamına gelmektedir. SOMA faciasından sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ”Taşeronluk köleliktir”diye buyursa da, emekçilerin önüne kiralık işçi büroları ve özel istihdam aracılığıyla kim tarafından sömürüldüğünü dahi bilemediği lanetli bir yol açıldı.
Ev işçileri açısından, temizlik şirketleri kadın emeğini hoyratça, çeşitli biçim ve isimlerde zaten çoktandır kullanıyorlar. Ev işverenleri, ev işçisiyle daha başından hiç muhattap olmadan temizlik şirketleriyle görüşüyor. Temizlik şirketleri de”İşçinin sigortası ve sağlığından biz sorumluyuz” türünden pazarlama anlayışıyla ev işverenin sorumlululuğunu da sözüm ona kendi üzerine alıyormuş gibi göstererek sömürünün en görünmez biçimine imza atmış oluyorlar.
Peki ya burjuva medyasının ev işçilerinin “kötü talihini” değiştirecekmiş gibi gösterdiği bu torba yasa gerçekte ne anlama geliyor? Ev işçileri için ne gibi önermelerde bulunuyor, neler getiriyor?
Torba yasası ev işçileri için 10 günden az – 10 günden fazla çalışma diye bir ayrımla karşımıza çıkıyor ve 10 günden az çalışanlar için ayrı bir düzenlemeden bahsediliyor. Bu haliyle işçi ne emeklilik hakkından faydalanabilecek ne de sağlık hakkından faydalanabilecektir. On günden az çalışan işçi sayılmıyor. Mevcut haliyle bakıldığında ise ev işçileri büyük çoğunlukla bir işveene bağlı olarak zaten 10 günden az çalışıyorlar. Yine başka bir işverene bağlı olarak yine az 10 günden az çalışıyor. 10 günden az ya da çok çalışıyor demek işçilere köleliği reva görmektir. Ayrıca işçi bir gün bile çalışsa işçidir ve sigortası yapılmak zorundadır.
İkinci olarak torba yasaya göre ”Ev hizmetlerinde işçiyi 10 günden az çalıştıranlar işveren sayılmayacaktır” deniyor. Bu maddeyle birlikte de ev işçilerinin işçi kabul edilmediğini bir kez daha ilan etmiş oluyorlar.
İş verenin ve devletin hiçbir bedel ödememesi ve bütün yükün işçinin sırtına yüklenmesi de bir diğer konu. Yasada bununla ilgili olarak 10 günden az çalışan için kupon sistemine geçileceği söyleniyor. Uygulanma yöntemi ise şöyle; işveren ücreti kuponla ödeyecek, sadece meslek hastalığı ve iş kazaları için %2 prim işçiden kesinti yapılacak. Bu durum işçi ücretinin düşmesine neden olacaktır. İş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili hiç bir düzenleme içermediği için bunların sayıları da artarak devam edecektir.
Torbada geçmişe dönük hakların talep edilmesi ile ilgili de bir düzenleme de bulunmuyor. İşçi olduklarını hizmet tespit davaları açarak kanıtlamaya çalışan ev işçileri, mevzuatta bununla ilgili eksik bulunduğundan dolayı da ayrıca hak gaspına uğruyorlar.
Kısaca torba yasa ev işçilerine bir yenilik, bir hayır, bir iyilik getirmediği gibi mevcut pozisyonlarının daha da gerilemesine sebep olacaktır. Bunun için ev işçileri ve ev işçilerinin sendikası ”İmece” bu tasarıya karşı mücadele başlatmış ve çeşitli eylemler yapmıştı. İmeceli kadınlar öncelikle tasarının, ev işçilerini kapsayan maddelerine ilişkin bir açıklama yayınlayarak itirazlarını dile getirdiler. Ardından da SGK önünde bir eylem gerçekleştirdiler. Bu süreçte torba yasaya karşı mücadelelerinde ev işçilerini kırkı aşkın sayıda kadın örgütü de destekleyerek kadın dayanışmasının güzel örneğini gösterdiler. Şimdide derhal; Anayasa’ya, İş yasasına, 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası yasasına özden aykırı olan bu yasa maddelerinin iptali için çalışma başlatılacaktır. bu kölelik koşulları ve bu gasp kabul edilemez.
Erkek egemenliğine dayanan bu kapitalist düzende görünmeyen kadın emeğine ev işçiliği açısından baktığımızda, ev işleri zaten kadınların doğal görevi olarak görünmekte ve gösterilmektedir. Dolayısıyla torba yasada da ev işçilerini görmemek erkek yasa yapıcılarının kuralları açısından en doğal olandır. Ölüm koşullarında, güvencesiz, çalışmak bu torba yasayla güvence altına alınmaktadır.
Bu süreç içerisinde ev işçileri yasanın ev işçilerinin talepleri doğrultusunda düzenlenmesi için azami çaba göstermişlerdir. Ancak görmeyen gözler, duymayan kulaklar ev işçilierine köleliği reva görmüşlerdir. Torba yasayı ne olursa olsun yürürlüğe koyanlara inat ev işçileri için mücadele yeni başlıyor diyelim.
Bu yazı vesilesiyle ben de tekrar ev işçilerinin ve ev işçilerinin sendikası İmece’nin taleplerini paylaşıyorum.
Ev işçileri işçi statüsünde sayılsın.ILO C 189 imzalansın.Ev işçilerinin sigortalanması kolaylaştırılsın.Ücretli ücretsiz tüm ev işçilerine yıpranma payı ve emeklilik hakkı tanınsın.Özel istihdam büroları, kiralık işçi büroları kapatılsın, sendikal örgütlenmenin önü açılsın…
Ev işi iş, ev işçisi işçidir!
Yaşasın kadın dayanışması!
[button link=”http://www.sodap.org/elif-irmak-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]