Taksim’deki Hatip Dicle Eylemine Polis Saldırısı
“Hiçbir Karar Halkın İradesine Veto Koyamaz!”
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu, YSK’nın Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davası tutuklusu Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararını Taksim’de protesto etti.
Aralarında SODAP’ın da yer aldığı blok bileşenleri, 22 Haziran günü saat 18.00’de Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya geldi. Bağımsız Milletvekilleri Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün açıklamalarının ardından İstiklal Caddesi’ne yönelen kitle burada polis barikatıyla karşılaştı. Bunun üzerine yürüyüşün yönü Tarlabaşı Caddesi’ne çevrildi ve cadde trafiğe kapatılarak Aksaray’a doğru yürüyüşe geçildi. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önünde panzerler eşliğinde barikat kuran polis, gazlı su ve gaz bombalarıyla eylemcilere saldırdı. Kısa süre devam eden çatışmanın ardından Tarlabaşı’nın ara sokaklarına çekilen halk, “Hatip Dicle Onurumuzdur”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Biji Bratiya Gelan” sloganlarıyla eylemlerine bir süre de burada devam etti. Bu sırada hızla ara sokağa giren bir polis akrebinin halkın üzerine sürüldüğü ve ezilme tehlikesi yaşandığı görüldü.
“Meclisten dışlamak, savaş kapısını açıp, barış kapısını kapatmaktır!”
Taksim Meydanı’nda ilk konuşmayı yapan Mersin Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 23 Haziran’da Diyarbakır’da yapılacak toplantıda Blok’tan aday 35 milletvekilinin Meclis’e gidip gitmeyeceğinin kararını vereceğini belirtti. Kürkçü, “YSK’nın veto kararında halk, blok ve kanaat önderlerinin direnişiyle geri adım atmak zorunda kaldı. Bu ikinci vahim karar, siyaseten kışkırtıcı, ahlaken kabul edilemez. Dicle’nin yerine geçecek vekil hiçbir ahlaki kaygı duymadan mazbatasını aldı. Türkiye, KCK tutuklusu altı vekili barış müzakereleri için seçti. Bunu kabul etmemek, meclisten dışlamak savaş kapısını açıp, barış kapısını kapatmaktır. Bu yargı darbesine sadece mağdurlar değil, tüm Meclis tepki göstermelidir” şeklinde konuştu.
“Demokrasiye bir darbe daha inmiştir”
Kürkçü’nün ardından söz alan İstanbul Bağımsız Milletvekili Sabahat Tuncel ise “demokrasiye bir darbe daha inmiştir” sözleriyle başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Ne zaman barıştan yana bir adım atsak ya polis ya da yargı ile engelleniyoruz. Türkiye kamuoyu, halkların kardeşliğini sağlamak istediğini belirtmiştir. YSK kendini hâkim, savcı yerine koyuyor ve halkın iradesini çiğneyecek kadar güçlü hissediyor. Sadece şunu soruyoruz; Kürtlerle barışmaya var mısınız, yok musunuz ?”
Konuşmaların ardından İstiklal Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçen kitle caddenin başında polis barikatıyla engellendi. Bunun üzerine yürüyüş Tarlabaşı Caddesi üzerinde devam etti. Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önünde panzerler, tomalar eşliğinde barikat kuran polis, gaz bombaları ve gazlı suyla halka saldırdı. Cadde üzerinde kısa süreli çatışmanın ardından ara sokaklara çekilen halk, eylemlerine bir süre de burada devam ettikten sonra dağıldı.
(Haber/Fotoğraflar: Tülay KORKUTAN)