Olabileceklerin, korkulanların en kötüsü oldu. Venezüella’da 6 Aralıkta yapılan seçimlerde muhalefet, parlamentonun 2/3 sandalyesini aldı. PSUV (Venezüella Sosyalist Birlik Partisi) büyük bir yenilgi yaşadı. Devrim karşıtı muhalefet MUD (Yuvarlak Masa Demokratik Birliği) şimdi elindeki bu güç ile devrimin bütün kazanımlarını yavaş yavaş geri çevirebilir. Bakanları, üst düzey devlet memurlarını hatta birkaç oylama sonrası devlet başkanı Maduro’yu bile görevinden alabilir. Parlamentoda kuracağı anayasa komisyonu ile de anayasayı değiştirebilir. Chavez döneminden beri kurulan komünleri, sosyal misyonları hepsini geri çevirebilir. Tek kelime ile söylersek ülkedeki devrim sürecini geriye yeni liberal çizgiye dönüştürebilir. Bundan kötüsü olamazdı.
Bu siyasi yenilginin başlıca nedeni muhalefetin açtığı dış destekli ekonomik savaştır. Bu savaşta halkın ihtiyacı olan ve devletten aldığı ayrıcalıklı ucuz döviz ile ithal ettiği malları marketlerde halka sunma yerine yapay kıtlık yarattı. Metaları depolarda gizledi. Kuyruklar, yolsuzluklar, rüşvetler ile halkı varlık içinde yokluğa mahkûm etti. Görülmedik bir enflasyon ile de her şey pahalılaştı, halkın elindeki maaşlar kuşa döndü. Tüm bu huzursuzluk anlaşıldığı kadarıyla halkı “alın size oy” da bu işler düzelsin demeye zorladı.
17 yıllık ikili iktidar deneyinde devrimci iktidar ilk önce Chavez sonra Maduro eli ile halk ekonomisini kurmak için kan teri döktüler. Halka eğitimden sağlığa, emekliliğe, iş yerinde öz yönetime birçok sosyal hak verildi. İş güvencesi arttırıldı. Halk güçlerinin dış ticareti ve üretimi öğrenmesi için ellerinden geleni yaptılar. Halkın kendi ihtiyaçlarını üretmesi, toprağı ekip biçmesi için özel projeler yapıldı, krediler verildi. O yol denendi olmadı. Yeni yola çıkıldı. Biraz başarı sağlandı ama hedefe ulaşılamadı. Yani bazı başarılara rağmen burjuvazinin üstünlüğü yıkılamadı. İşçiler fabrikalara sahip çıkamadılar. Devlet işçi ortaklığı, işyeri komiteleri kendilerinden bekleneni veremediler. Yönetemediler. Bu durumda burjuvazinin elinde tuttuğu ekonominin %70’i hala onların yönetiminde kaldı. Halk ekonomisi burjuvaziyi yenemedi. Üretimde isterseniz sınıfta kaldılar diyelim. İşte bu güçleri ile de şimdi parlamentoda ikili iktidarın güçlü kanadı oldular.
Şimdi ne olacaktır? 21. yy devrimi geri mi düşecektir?
Maduro seçim sonuçlarından hemen sonra halkı sakin olmaya çağırdı ve yenilgi her şeyin sonu değildir diyerek devrim kazanımlarını ima etti. “Şimdi ağlama zamanı değil dövüş zamanıdır.” diyerek ekledi. “Sosyalizm mücadelesi şimdi başlıyor. Bizler yeniden başlama uzmanıyız. Sokaklardan geliyoruz ve zorlukların insanıyız.” Arkasından da yeni bir PSUV stratejisi belirlemek için bütün haftayı tartışma haftası ilan etti. Hafta boyu tüm komün konseyleri, meclisleri, yetkili kurumlar, valiler ayrı ayrı acil toplantılar yapacak durumu değerlendirecekler. Hafta sonu 960 kişilik parti delegeleri Caracas’ta toplanacak. Yapılan yanlışlar tartışılacak ve yeni bir strateji belirlenmeye çalışılacaktır. Arkasından Maduro, Bakanlar Kurulu’nu istifaya çağırdı. Yeni bir kabine kurulacaktır. 5 Ocak’ta yemin töreninden önce 21. yy sosyalizmini çeşitli yönlerden koruyacak yasaları hızlı bir şekilde geçirilmeye çalışılacaktır. Halkın sesi olan iki radyo ve televizyon kurumu yönetimi çalışanlara devredildi. Böylece muhalefetin kapatması ve gerçeklerin halka duyurulmasını engellemeye çalışmasının önüne geçilecek. Aynı şekilde Chavez’in mozolesinin kaldırılmasını düşünen muhalefete karşı mozole Chavez Vakfı’nın yönetimine bırakılarak korunmaya çalışılacaktır.
Muhalefet ne yapacaktır? Onlar “değişim” sloganı ile seçimleri kazandılar. Ama bu değişim nedir? Bu konuda kesin bir şey yoktur. İlk elden siyasi tutukluların affedilmesini sağlayacaklarını söylüyorlar. Bir de komünizm getirdiklerini söyledikleri Kübalı doktorları ülkeden atamayı düşünüyorlarmış. Ondan sonra sorumlusu oldukları ekonomik çarpıklığın düzeltilmesi, halkın tüketim mallarına kavuşmasını sağlayacaklarmış. Seçimin ertesi günü depolanmış mallar marketlere sunulmaya başlamış. Ama bu ne kadar sürecektir? Pazar ekonomisi burjuvazinin ne zamandır reçetesi idi. Yani her şey arz ve talep kurallarına göre belirlenecektir. Hadi güzel diyelim. Ancak bu başka bir takım gerçeklerin üstünü örtemez.
Petrol fiyatları dünya piyasalarında yarının altına düştüğü için Venezüella’nın bütçesi rahat değildir. Bu kıt gelirler ile 21. yy sosyalizminin halklara verdiği sosyal hakları eskisi gibi finanse edebilmeleri pek olası gözükmüyor. Bu durumda sosyal harcamalar kısılacaktır. Zaten nabız yoklar gibi arada yeni liberal politikaları getireceğiz diyorlardı. Uygulamaya geçmeleri, kemer sıkma politikaları halkı sokaklara dökmeye yetecektir. Zaten Maduro bundan sonra daha çok halkların sesini yükseltmesi gerektiğini söyleyerek 16 Nisan’ı örnek gösterdi. O tarihte dış güçler ile birlikte muhalefet Chavez’e darbe yapıp bir adaya hapse atınca 2 milyon insan sokaklara dökülmüştü. İşte şimdi devrimin elden gitmesine karşı halkların onu savunmak için gücünü ortaya koyması gerekecektir. Muhalefetin halkın haklarına her saldırısına karşı Venezüella sokakları dolacaktır.
Muhalefet kampanya sırasında bile halklarla ilişki kurmadı. Onlar sadece ekonomik çarpıklığın düzelmesi lafını ettiler. Seçimleri ekonomik zorluklar nedeniyle kazandılar yoksa arkalarında ideolojik bir halk desteği yoktur. Bu durumda bu doğrultuda her attıkları adımda halkların protestosu ile karşılaşacaklardır. PSUV bundan sonra bu işi örgütleyecektir.
Ayrıca MUD, 27 partinin birliğidir. Onları birleştiren Maduro karşıtlığıdır. Seçimler sonrası her an parçalanabilirler. Ayrıca destekçilerinin çoğunluğu bu çarpık düzenin yarattığı burjuvazidir. Yani ceplerini, karaborsalar, depolamalar, sınır dışı kaçırmalar, rüşvet ve yozlaşma ile doldurdular. Şimdi düzeni değişmesi ya da şöyle diyelim “normal bir burjuva düzeni” haline gelmesi bile çıkarlarına ters olacaktır. O zamanda her an birbirlerine düşebilirler. Bir arada davranmaları zor olacaktır. Sırtlarında hissedecekleri halk muhalefetinin bile onları bir arada tutması zor görünüyor.
Sonuçta Venezüella yeni bir dönemece girdi. Halklar kazanımlarını kaybetme tehlikesi ile yüz yüzeler. Şunu unutmamak gerektir: İkili iktidar süreci böyle gitgellerle yaşanacaktır. Venezüella halkı kendi ekonomisini kurmada gevşek davrandı ve sınıfta kaldı. Ayrıca burjuvazinin yüzyıllardır geliştirdiği üretim süreci öyle çabuk öğrenilmiyor. Bilgi deney istiyor. Ayrıca günümüz kapitalist refah toplumu modelinin bizlere sunduğu kalkınma yolu artık tüm dünyada birçok açıdan sorgulanıyor. Nasıl bir kalkınmadan söz ediyoruz? Bütün bunların belirsizliğinde Venezüella halklarını yargılarken yoğurdu üfleyerek yemekte yarar vardır. Halklar böyle öğreniyor. 21. yy sosyalizminin de inişli çıkışlı bir yolu var. Sınıfta kalanlar vakit kaybederler ama sağlam öğrenirlerse daha güçlü çıkabilirler. Umudumuz bu.
[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]