Kürt coğrafyasındaki savaş yeni bir aşamaya tırmandı. Bir yanıyla sanki sömürge işgali yaşanıyor. Devlet kendine itaat etmeyen bir halkın kentlerini “mahalle mahalle, sokak sokak” işgal ediyor. Ortadoğu’da yaşanan savaşlardaki görüntüler artık Kürdistan’da her gün yaşanır hale geldi. Bugüne kadar böyle sahneleri evinde rahat koltuğunda televizyonlardan seyredenler aynı sahnelerin kendi ülkelerinde yaşanacağını düşünmemişlerdir. Bunun rahatlığı ve kayıtsızlığıyla davrandılar.
Fakat Gazze’de yaşananlara çok benzeyen görüntüler artık Diyarbakır Sur’dan veya Nusaybin’den geliyor. Böyle oluyor diye duyarlılık artıyor mu? Üstelik bu konu hemen her gün medyada bir biçimde tartışılıyor. Bu sömürge görüntülerine henüz diri bir tepki ortaya çıkmadı. Hitler faşizmi yükselirken etrafında yaşananlara sessiz kalan Alman papaz Martin Niemöller’in hikayesi bilinir: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkartmadım; çünkü sosyalist değildim. Sonra sendikacıları, sonra Yahudileri topladılar… Sesimi çıkartmadım. Beni almaya geldiklerinde, benim için sesini çıkartacak kimse kalmamıştı.”
Bu ölçüde kötü durumda mıyız? Elbette değiliz! Daha şansımız var. Savaş sömürge işgali görüntülerine gelip dayandı. Buradan sözü savaşın tırmandığı yeni aşamadaki diğer özelliğine getireceğim. O da tarihsel bir kopmanın eşiğine gelinmesidir. Kürtlere ne yapılsa onların “misak-i milliye mahkum” olduğu sanılıyorsa, dün kısmen doğru olan bu varsayım artık doğru değildir. Devlet “hendekleri kapatırken” çok daha derin ve büyük başka bir hendek kazıyor. Bu hendeğe epeydir o kadar çok zehir akıtıldı ki, yeniden masaya oturmakla bu zehirli hava kaybolmaz.
Karayılan bir kaç gün önceki açıklamasında bu kopmanın boyutlarını açıkça ilan etti:
“Önder Apo özgürleşmeden, Kürt özerkliği tanınmadan Türkiye’nin birliği ve savaşın durması artık mümkün değildir. Bu kesinkes bir gerçektir. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. İşte çözüm diyorlar. Çözüm nedir? Çözüm önce Önder Apo’nun özgür olması ve Kürt halkına özerklik hakkı verilmesidir. Biz ancak böyle bir çözümü kabul edebiliriz. Başka çözüm biçimlerini asla ve asla kabul edemeyiz. …Özerkliği kabul etmezlerse biz de ayrılığı düşünürüz.”
Kürt Özgürlük Hareketi savaşta gelinen noktayı böyle vurguluyor. Bölgedeki gelişmeler, Rojava gerçekliği, bölgenin yeniden şekillendirilme süreci içinde olması çok farklı imkanları artık pratik politik olasılıklar olarak gündeme getirmiştir.
Ankara, Barzani’yi MİT’te misafir etmekle bu tabloda sözü olabileceği mi düşünüyor? 2003’ten beri benzer çırpınışlar yaşanıyor; her seferinde Türk devletinin koyduğu kırmızı çizgiler buharlaşıp kayboldu. Hemen hiçbir şeyin Ankara’nın istediği gibi gitmediği yeterince açıktır. Onun için AKP iktidarı tek zafer kazanabileceğini düşündüğü alana, Kürt kentlerinin fethedilmesine kilitlenmiş durumda. Bu noktada büyük bir yanılgı içine sürüklendiğini görmesi mümkün değildir; başka hiç bir şansı kalmadığı için bu böyledir.
Savaşın bu yükseldiği seviye bir başka hesaplaşmayı da tarihin karanlık dehlizlerinden gün yüzüne çekecektir. Bu cumhuriyetin hamurunda Ermeni katliamı, defalarca tekrarlanan Kürt katliamları, Rumların büyük zulümlerle sürgün edilmeleri vardır. Ancak bir şey daha vardır. Cumhuriyetin bu hamuruna isyan eden, kahramanca atılımlarla sosyalizm isteyen 68 Hareketi’nin ve onun yürütücüsü kuşaklarının katledilmesi de bitmemiş bir hesaplaşma olarak duruyor. Şimdi yaşanan savaş karşısında hiçbir şeyi hatırlamamak, büyük hesaplaşmalardan kaçınmak için, bütün bu gerçeklerle zehirlenmiş toplumsal bilinçaltı davranışları felç ediyor.
Ancak “korkunun ecele faydası yoktur”. “Kemalizm” ve “irtica” bu toplumun ilerici-devrimci dinamiklerine karşı uğursuz bir ittifak yaptılar. Kürt coğrafyasındaki Gazze görüntüleriyle savaşın geldiği bu noktada, uğursuz ittifaka karşı zehirli bilinçaltının felç edici etkisinden sıyrılmanın tam zamanıdır.
“Türk halkı” artık kaçınamayacağı bir hesaplaşmaya çağrılıyor.
[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]