REYHANLI’DA YAŞANAN ACILARIN SORUMLUSU AKP VE ARKASINDAKİ YAĞMACI SERMAYE GÜÇLERİDİR!
Reyhanlı’da yaşanan saldırı hiç kuşku yok ki AKP’nin Ortadoğu politikasının bir yansımasıdır. Davutoğlu-Erdoğan ikilisinin büyük bir hırsla yürüttükleri Suriye politikası, şu ana kadar ortaya çıkardığı sonuçlarla ne kadar büyük bir yıkım potansiyeline sahip olduğunu ispatlamıştır. AKP’nin Osmanlı’yı canlandırma hayalleri halklarımızın başına daha büyük çoraplar örecektir.
Erdoğan daha geçen hafta bir Amerikan kanalına verdiği demeçte, bölgeye ABD müdahalesini destekleyeceklerini açıkça ilan etmiştir. Ortadoğu’da yaşayan Müslüman halkların soğuk savaş sonrası son 25 yılda yaşadıkları tüm kıyımların arkasında ABD olduğu halde böylesi bir çağrıyı yapmak daha büyük katliamlara davetiye çıkarmaktır. Türkiye Sağlık Bakanı Suriye’de kullanıldığı iddia edilen kimyasal silahları ispat etmek için açıklamalarda bulunmaktadır. Kesilen kelleleri, Nusracı çetelerin vahşetini görmezden gelen Erdoğan, Banyas’daki olaylar sonrasında devletlerarası tüm diplomatik teamülleri aşarak Esad’ı “sonu Kaddafi gibi olacak” diyerek tehdit etmektedir. Davutoğlu “bizi eleştiren, halkı tehdit edenlerin twitter hesaplarını biliyoruz” diye tehditler savurmaktadır. Görünen o ki AKP için mesele artık soğukkanlılıkla ele alınabilecek bir mesele olmaktan çıkmıştır. Erdoğan başta olmak üzere AKP iktidarı Suriye konusunda her türlü çılgınlığı yapabilecek bir noktaya doğru ilerlemektedir. Bu durum, AKP’nin halkın mücadelesi tarafından durdurulamadığı sürece halkımıza yeni acılar yaratma konusunda arzulu olduğunu ortaya koymaktadır.
Suriye’de yaşanan tam bir kan banyosudur. Bu yaşananların sonunda kazanan kim olursa olsun yaşanan bu acıların Türkiye’nin kimliğine bulaştırdığı leke onlarca yıl silinemeyecektir. Türkiye’nin bu sürece böylesi bir katılımı ve çeteleri teşviği olmasa belki de çok daha makul bir çerçevede gelişebilecek meseleler, yağmanın büyük ortağı olma telaşındaki AKP’nin itelemesi bir insanlık suçu eşiğine doğru ilerlemektedir.
Saldırının kim tarafından gerçekleştirildiği ile ilgili bol miktarda spekülasyon yapılabilir fakat bunlardan şu anda sağlıklı sonuç alınamaz. ABD-Rusya diyaloğunda gelinen noktadan rahatsız olan çetelerin parmağı olması ihtimal dahilindedir. Türkiye kontr-terör birimleri de bu seçeneğin içindedir. Esad’ın manipüle ettiği bir eylem de olabilir. Sonuç olarak, Türkiye ile Suriye adı konmamış bir savaşın içindedir. Fakat İçişleri Bakanı’nın “eski bir Marksist grubu” işaret eden açıklamaları tamamen psikolojik savaşın bir parçasıdır. AKP kadrolarındaki sol düşmanlığının ve solu günah keçisi olarak gösterme alışkanlığının bir yansımasıdır. Fakat hiçbir yalan Reyhanlı’da ölen 46 kişinin canını alanın AKP’nin ve arkasındaki yağma peşinde sermaye güçlerinin failliğinin üstünü örtemez.
Erdoğan’ın ABD gezisi sonrasında Ortadoğu trafiğinin daha da yoğunlaşacağı tahmin edilebilir. Marksistler, sosyalistler, devrimciler AKP’nin Ortadoğu’ya dönük “Yeni Osmanlı” siyasetini boşa düşürmek için daha fazla sokaklarda, mücadele mevzilerinde olacaktır.
13.05.2013
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu